3. Hafta

56 10 1
                                    

Pazar

Oda arkadaşlarının koridordan gelen sesleri Nayeon'a sessiz sabahının bölünmek üzere olduğunu anlatmıştı. Küçük bir iç çekişle laptopunu kapattı ama Momo ve Sana itişerek mutfağa girince sevgi dolu bir şekilde gülümsemesine engel olamamıştı.

Düşünmeden hareket edip ikisine de bu sabah yaptığı kahveden birer fincan koymaya başladı. Hala sıcaktı ama oda arkadaşlarının ağzını yakacak kadar değildi.

(Hangi şekilde olursa olsun Momo ve Sana'ya sıcak şeyler konusunda güvenmiyordu.)

Kahveyi fincanlarına boşaltırken Sana ve Momo da sandalyelerine oturmuştu, hala yarı açık gözlerle birbirlerine mırıldanıyorlardı. İçeceklerini önlerine koyduktan sonra ne hakkında konuştuklarını çıkarabilmişti.

"Sana, diyorum işte. Şeyden sonra çok farklıydı--" Nayeon masada onlara katılırken Momo durdu ve teşekkür eden bir uykulu gülümseme attı.

"Jihyo'nun bunu yapmasına imkan yok." Sana ısrar etti, her geçen an biraz daha uykusu açılıyordu.

"Cidden mi?" Momo inanamayarak sordu. "Çünkü ben yapmaması için bir neden göremiyorum."

Nayeon oda arkadaşlarının konuşmasını dinlerken başını yana eğdi. Ne olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu ama Momo ve Sana cevaplarından o kadar eminlerdi ki meraklanmaya başlamıştı. Ve Jihyo'nun isminin de geçmesi çok dikkat çekiciydi.

"Momo gerçekten," Sana sızlandı. "Jihyo'nun maskotla birlikte olmasının imkanı yok."

Nayeon irkildi, masanın sallanmasına neden olunca iki oda arkadaşı da kaşlarını kaldırarak ona baktı. Birisi üzerinden soğuk sular dökmüş gibi hissediyordu, buz gibi elektrik dalgaları sırtından aşağı süzülüyordu.

Birden aklına maskotla konuştuğu son sefer geldi. Jihyo hakkında pek konuşmamışlardı ama maskotun dikkat dağıttığı için Jihyo'nun ona soyunma odasına girme yasağı verdiğinden bahsettiğini hatırlıyordu.

Nayeon yasemin kokusunu, pişman olunası çekici bir gülümsemeyi ve beline sarılı nazik kolları hatırladı.

Dikkat dağıtıyordu. Evet.

Sana parmaklarını suratının önünde şıklattı ve dikkati tekrardan şimdiye toplandı. Oda arkadaşlarının ona baktığını gördü, birisi kafası karışık ve hafif keyifli diğeri de yavaşça büyüyen bir sırıtışla duruyordu.

Aniden büyük bir hata yaptığını fark etmişti.

"Nayeon, iyi misin?" Sana sordu, endişeyle kaşları çatılmıştı.

"Oh hem de çok iyi Sana." Momo ağır ağır konuştu ve Nayeon sesindeki neşeyi duyabiliyordu. Momo'nun tam olarak ne söyleyeceğini biliyordu ve çok fazla karşı çıkmanın sadece şüphe uyandıracağını da biliyordu.

Masanın diğer tarafına atlayıp Momo'yu yere düşürebileceğini düşündü ama içinde bunun Sana'yı daha da meraklandıracağını söyleyen bir his vardı. Onun yerine Momo'nun devam etmesine izin verdi, içindeki tüm öfkeyle diğer kıza bakıyordu.

"Bence Nayeon hoşlandığı kişinin çoktan kapılmış olabilmesi fikrinden dolayı biraz üzüldü." Momo cümlesini bitirdi ve sandalyesine yeniden yaslandı, sanki birisi ona bir krallığın anahtarını vermiş gibi gülümsüyordu.

The MascotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin