Herkes yiyeceğini yemiş,sohbet etmişti.Uzun bir zaman sonra böyle bir toplanma yapmak herkese çok iyi gelmişti.Eğlenmişlerdi."Ya oha ama ya"diye bağırdı Jisung.
"Namjoon yine birinci olmuş sınavda amına koyayım."diye devam etti.
"Çocuk zeki olum biz ne yapalım."dedi Chan.
"Bilmem ne yapalım."koltukta kendini salmış bir yandan bir şeyler yiyen bir yandan da elindeki telefonla ilgilenirken konuştu Seungmin.
"Ne kadar iğrenç imalar bunlar ya."diye çemkirdi Jeongin.
"Ben etkilenirdim şahsen."dedi Changbin
"Benden uzakta etkilen Changbin.Nacizane gözlerim böyle görüntüler görmek zorunda değil."
"Üzüyorsun be yiğidim."
Bir süre daha saçma ama onları eğlendiren konuşmalar yaşandıktan sonra Hyunjin oturduğu yerden kalkip Felix'in yanına doğru adımladı.
"Dışarı çıkalım mı?Hava alırız."diye bir öneride bulundu Hyunjin.
"Olur."
İkili aynı anda hareketlenince diğerleri onlara baktı ama ikisi onları pek takmamıştı.
"Dışardayız biz."diye kısa bir açıklama yapıp kapıyı açtı Hyunjin.Arkalarından gelen gülme sesleri ve imalı laflar umrunda değildi.
Boş sokakta sessizce yürürken konuştu Felix.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"dedi şaşkınca Hyunjin.
Felix yolun kenarındaki kaldırıma oturup dizlerini kendine çekti.Hyunjin'de yanına oturunca Felix konuşmaya başladı.
"Her şey için.Yaptığın her şey için.Benim gibi birine böyle yaklaştığın için çok teşekkür ederim Hyunjin."
'Benim gibi?'derken neyden bahsetmişti.Melekti.Felix,Hyunjin'e göre bir melekti.Ama Felix kendini hor görüp kendini küçümsüyordu.Güzelliğinden haberdar değildi.
Felix'in cümlesi bitince Hyunjin ayağa kalktı.
"Şeytanı oynama.Kendini küçümseme Felix."
Felix de ayağa kalktı.Gözlerinin içine bakarken sözüne devam etti Hyunjin.
"Kanatları kırılmış her melek kendini şeytan sanır.Sanmasana."
"İnsanlar öyle demedi."diye inkar etti Felix.
"İnsanlar hep bir şeyler der Lix."
"Onları dinleyip kaza yapmamalısın.Yoluna bakıp devam etmelisin."diye cümlesine devam etti Hyunjin,Felix'e daha da yaklaşırken.
"Bazen kaza yapmamak için önüne bakman bile bir şeyi değiştirmez Hyun."
"Dur o zaman.İn arabadan.Yürü Felix.Yanındakiyle ilerle."
"Yanımdaki eninde sonunda bıkıp kendi köşesine çekilecek Hyunjin.O köşeyi aramaya çalışırken bir sürü köşeyi dönmeme gerek varmı ki?"
"Köşeyi ne zaman dönsen,o köşede karşına çıkacak olan ilk kişi olacağımı biliyorsun,değil mi?"diye bir soru yöneltti Hyunjin.
"Ama asla okuduğun kitaplarda,izlediğin filmlerde,belki kafanda kurduğun o temiz,kusursuz kişi olmayacağım."dediği kelimeler Felix'e ağır geliyordu.Felix tırnaklırımı elinin içine geçirmiş,ağlıyordu.Ağlıyordu ama gözyaşı dökmüyordu.Dikiyordu.Gözyaşlarını içine dikiyor,gömüyordu.
"Bana gelirsen seni kovmayacağım.Bana gelmezsem seni zorla aramayacağım,özlemeyeceğim.Gelen kişi olmadım hiç.Gelmek nedir bilmiyorum.Ama eğer gelmemek yerine gidersen arayacağım,özleyeceğim.Şimdi gitsen peşinden geleceğim,saçlarını okşayacağım.Belki de öpeceğim saçlarını."hala konuşuyordu Hyunjin.
"Ama bunları yapmam için gitmene gerek yok.Kalsan da yaparım bunları.Ama kalman için ilk önce gelmen gerek Lix."daha da yaklaştı.
"Yaraların Lix.Küçük yıldızlar gibiler.Ve ben artık yıldızları sevmiyorum.İyileştirmeye çalıştım yaralarını.İyileştirdim sandım.Bilmiyorum belki de sadece yerlerini değiştirmişimdir.Yaralarını sev Felix.Sevdiklerinin çoğu kaybolur.Belki yaraların da yok olur."
Artık aralarında mesafe diye bir şey yoktu.Konuşurken dudakları temas ediyordu.Ama ikisi de geri çekilmiyordu.
"Yaralarım.Çok fazlalar Hyunjin.Dağıttın hepsini.Yerle bir oldular.Siliniyorlar.Bilekliğim de artık beyaz.İstediğin gibi.Ve yıldızlar.Sev yıldızları.Sen yaralarımı yıldızlara dönüştürdün.Onları denizde boğdun.Yaralarım Hyunjin,onlar artık deniz yıldızları.Yıldızları sev Hyunjin.Onlar fazla güzeller."
"Seninkiler daha güzel Felix.Onları seviyorum.Çillerine yıldız dedik.Onlar da mı yaralı?Saralım yaralarını.İyileşsinler."
"İnsanlar yıldız kaymasını çok severler.Bir kayan yıldız gördüklerinde çok sevinirler.Dilek dilerler.Hiç düşünmezler o yıldız nasıl diye.Ama sen Hyunjin,senin dileğin kayan yıldızın gökyüzünde durmasıydı.Kabul edildi dileğin.Bak yıldızlara.Gökyüzünde çok mutlular."
Gülümsedi ikili.Hyunjin yutkundu.Yere baktı.Daha sonra kafasını kaldırıp Felix'le göz göze geldi.Ve değdi dudakları.Birleştirdi Hyunjin.Felix'in yıldızlarını kendi yüzüyle kapattı.Gizledi.Sarılmaları sona erdi dudakların.Hyunjin,Felix'in çillerine dikti gözlerini.Söze atıldı.
"Baktım yıldızlara.Çok güzeller.Ama sen Felix,yıldızlardan daha güzelsin."
~
Avuç içleri ve bilekler.Öpülmek için varlar.Metal bir parçanın dokunması için değil.Ya da deniz yıldızlarına dönüşmek için.Yıldızlara bakın.Yıldızları düşünün.Onları önemseyin.Onları sahiplenmiş kişiler var.O kişileri üzmeyin.Onları da sevin.Ama en önemlisi unutmayın ki yıldızlardan daha güzelleri de var.Kişiye göre değişir.Belki bir arkadaşınız,sevgiliniz,anneniz,babanız,kardeşiniz sizin için yıldızlardan daha güzeller.Ama siz,siz yıldızlardan daha güzelsiniz.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poison tree
Fanfictionhyunjin: ne yani kampda ben yokken odunlardan ismimi yazip yaktin mi felix: evt kardes sikinti mi var - LUTFEN OKUMAYIN COK KOTU COK BERBAT ALLAH KAHRETSIWNQW