"Abi 2 paket kıymalı pide 4 tanede ayran""4 ayranı ne yapacağız Hyunjın?"
"İçicez Felix"dedi Hyunjin boş masalardan birine oturup siparişi beklerken.
Hyunjin yerinde duramıyordu.Hep Felix'in sesini duymak istiyordu.Sabahtan akşama kadar konuşması için her şeyini verirdi.Hislerinin farkındaydı.Boşuna anlamamazlıktan gelmenin faydası yoktu.Felix'e karşı beslediği hisler arkadaşça değildi.Hoşlantı adımını aşmış hislerin sahibiydi Hyunjin.Felix açısından bakılacak olursa onun içinde yaşadığı duygular da pek farklı değildi.Onun da duyguları neredeyse Hyunjin'inkilerle aynıydı.
Felix'in durumu farklıydı.Baba figürünü oynayan bir adam yüzünden hayatı elinden kayıp gitmişti.O kayıp giden,kaybolan,paçalanan hayatı avuçlarında birleştirip geri getirmişti Hyunjin.İkiside hislerinin farkındaydılar ama doğru zaman ne zaman onun hakkında pek bir fikirleri yoktu.Ama Hyunjin bıkmıştı.Kendi içinde yaşadığı duyguyu aktaramayıp içinde sönüp yok olması ona iyi gelmiyordu.
Felix'in aktaramadığı içinde sönüp yok olan duygulara yenisi eklenmeye her geçen gün devam ediyordu.Ama Hyunjinin de içinde bulunduğu hisleri ne sönüyordu ne de yok oluyordu.İkiside duygularını birbirlerine söylemek için can atıyordu ama nasıl söyleyeceklerini bilmiyorlardı.
"Afiyet olsun"dedi elindeki pide ve ayranları masaya bırakan genç çocuk.
"Teşekkür ederiz"dedi gülümseyerek Hyunjin.
"Çok güzel"ağzı dolu olan Felix'in dediğini anlamamıştı Hyunjin.
"Hm?"diye sordu Hyunjin,Ağzındakileri yutup konuştu Felix.
"Çok güzel diyorum."
"E tabi."
Bir yandan pidelerini yiyip bir yandan gülüşen ikili en sonunda doymuşlardı.Mekandan ayrılıp dışardaki banklardan birine oturup konuşmaya başladılar.
"Bir şey söyleyeceğim."diye söze atıldı Felix.
"Dinliyorum."
"Geçen gün.Akşam evde tektim.Sonra babam geldi.Tam babam geldiğinde bende aşağıdaydım.Geldiğinde tek değildi.Yanında bir kadın vardı.İçmişti.Halinden belliydi.Ama düşündüm.Eğer sarhoş olmasaydı yinede başka bir kadınla eve gelir miydi?Tamam belki o zaman sarhoştu ve ne yaptığının farkında değildi.Ama ben o kadını gördüm.O kadınla anlaştığını gördüm.O sarhoştu.Ama ben sarhoş falan değildim."
Soğuktan üşüyen burnunu çekti.
"Bana verdiğin bileklik o gece kırmızıya bulandı Hyunjin.Özür dilerim."dedi yemek yemeye başladıkları andan itibaren kazağıyla kapattığı bileğini açarken.Bileklik gözüküyordu.Kırmızı değildi.Hyunjin renginin kırmızı olduğunu fark etmesin diye defalarca yıkamıştı bilekliği ama o kırmızılık gerisinde bıraktığı pembeliğini koruyup bilekliğe sahip olmuştu.
Hyunjinin gözleri dolmuştu.Bunu beklemiyordu.O kadar mutlu bir günden sonra bu hiç iyi olmamıştı.Felix'in bileğini tutup çiziklere baktı.Daha sonra bir türlü toparlayamadığı kelimeleri ortaya döktü.
"Onlar yüzünden yapma bunu kendine Lix.Kaç kere söyleyeceğim.Onların o iğrenç görünümleri senin kendi görünümüne çizik atmandan önemli değil.Lütfen yapma artık.Biliyorum.Çok zor.Her gün aynı şeyi yaşamak çok zor inan bana anlıyorum.
Ama bu zorluklar senin daha çok zorluk çekmen için bir neden değil Felix.""Üzgünüm.O an düşünemedim.Yediremedim kendime o kadınla o adamın yan yana olmasını."dedi Felix titrerken.
"Hâlâ sizin evde mi o kadın?"diye sordu Hyunjin.
"Evet."
"Gel."dedi Felix'in elini tutarken Hyunjin.
"Nereye?"
"Bizim eve.Bugün bizde kalacaksın.Yarın esyalarını toplayıp bir seyler ayarlayacağız."
"Hyunjin saçmalama.Annen babana ne diyeceğiz?"
"Annem ve babam başka bir yerde yaşıyorlar.Evlerimiz aynı değil.Evde tekim."
"Babam izin vermez Hyunijn.Sana da zarar verir"
"Hiç bir şey yapamaz.Hem sen benim için endişelenme.Yürü gidiyoruz."
"Peki"diye kabul etmişti Felix.Yüzünde küçük de olsa bir gülücük oluşmuştu.Bunun sebebi yine Hyunjinin kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poison tree
Fanfictionhyunjin: ne yani kampda ben yokken odunlardan ismimi yazip yaktin mi felix: evt kardes sikinti mi var - LUTFEN OKUMAYIN COK KOTU COK BERBAT ALLAH KAHRETSIWNQW