Koşuyorum, hiç olmadığı kadar hızlı koşuyorum. Kalbim göğüs kafesimden çıkıcak kadar hızlı atıyor. Yine, yeni bir yenilgiye uğradım. Neden sorusu olmadan.
"Buraya gel piç kurusu." Arkamdaki canavar bağırıyordu. Binlerce kez lanet ettim, o cümleyi oluşturan her bir harfe.
Nereye gittiğimi bilmiyordum bile, ayaklarımın altında ezilen her bir yaprak sanki beni lanetliyordu. Bu başka bir şeydi, hayat ilk doğduğum andan beri yüzüme gülmemiş, beni dipsiz bir kuyuya bırakmış ve çıkmamı istemişti, oysa benim ne ellerim ne de ayaklarım vardı. Nasıl çıkabilirdim ki?Gördüğüm ilk sokağa girdim. Lanet olası adam hâlâ peşimden geliyordu. Gözlerim hemen sokağın sonundaki çöp konteynırına deydi. Başka şansım yoktu. "ŞU SOKAĞA GİRDİ!" Diyen canavarla, hemen çöp konteynırının içine girdim.
Bağırış sesleri hemen önümde durdu, sesli solukları kulağımı sağır ediyordu. Böyle bir şeye kalkışmamalıydım fakat o zaman da aç kalacaktım belkide ölecektim ve kimsenin umurunda olmayacaktı. Neden olsun ki zaten beni annem ve babam umursamamıştı bir başkası neden umursasın?
"Ulan! seni bir yakalayayım Barlas, seni doğduğun o güne pişman edeceğim!" Pişman olmadığımı falan mı sanıyor?
Adım sesleri uzaklaştı. Başımı, hafif bir şekilde kaldırdığımda, etrafta kimsenin olmadığını gördüm.Hızla çıktım konteynırdan. Hikayemin başladığı yerde bitmesi ne ironik olurdu değil mi?
Bir çöp konteynırına bırakılan bedenim, yıllar sonra ölü bir şekilde bir çöp konteynırında bulundu. Komik.Etrafıma baktım burası pek yabancı değildi. Sokaklar benim evimdi, yani zenginim. Sonuçta o kadar evim var değil mi?
Sokağın başına doğru adımlamaya başladım. O an, omuzumda bir el hissettim, Korkuyla yerimden sıçradım. Kalbimin gümbürtüsü kulağımı sağır edecek cinstendi.
"Lan yine kurtulmuşsun." Diyen Emre' ye baktım. Birgün bu çocuk beni kalpten götürecekti, bundan eminim. "Hı hı" diye mırıldandım. Enseme yediğim ağır darbeyle, Emre ye baktım. "Olum niye konuşmuyorsun, burda senle sohbet etmeye çalışıyorum lan." Diyen ilk ve tek arkadaşıma baktım.
Zihnimdeki anılar tek tek canlanamaya başladı...(Flasback)...
Ellerimle dudaklarıma baskı uyguluyor, ellimde olsa kalbimi sökecek kadar çok korkuyordum. eğer sesimi duyarsa yine o nefret ettiğim oyunu oynamak zorunda kalırdık ve ben bu oyundan hep nefret ederdim.
"BARLAS!" küçük bedenim korku içinde irkildi. Sessiz soluklarım beni boğuyordu, aldığım her nefesin bedelini ödüyormuş gibi hissediyordum. Oysa babam bana nefes almanın bir bedeli olmadığını söylemişti. O zaman ben neden bedel ödüyordum? Neden bana bedel ödetiyordu?
Adım sesleri yaklaştı kalbimin gümbürtüsü beni ele verecekti.
"Buraya gel oğlum, bir şey yapmıyacağım." Yalan."Buldum seni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenden Mezarlıklar
Teen Fiction"Anne yapmak istemiyorum! Canım yanıyor" diyen genç kız, acı içinde kıvrandı. "Bağırma! Birileri duyucak." Genç kız, annesinin ikâzlarını duymuyordu bile, şuan tek derdi hissettiği acıydı."Bebek geliyor!" O gün bir bebek sesi duyuldu,zihinlere kazı...