Gözlerimi bizim "taş" çocuktan alamazken, Mete'nin yalancı öksürüğü ile ona bakmaya başladım. Bana onaylamaz bakışlar atıyordu. Uzun bir cıkcık lamadan sonra ona doğru döndüm.
"Çok güzel olmuşsun." Sırıtıp yüzüne bir tokat attım.
"pis sapık.!!" Sadece kanka gözüyle baktığını biliyordum.Ama sanırım bir tokatı hak etmişti.
"Aman aman ben sana meraklı değilim zaten.Biraz kızlara bakıcam sonra görüşürüz kankacık." Elimdeki içeceği ona doğru dökmek istesem bile durdum.
Kafamı kaldırdığımda Tuana'yı gördüm sarı saçları gerçekten güzel görünüyordu. Ve yanında mübarek taş çocuğumuzu gördüm. Kavalye olarak Tuana'yı mı seçmişti cidden ? Tuana her zamanki egosu ile
"Canım biraz daha bakarsan bana bakacak Çağlar kalmayacak " Hani şu piç smile'den kullanıyordu. Bozuldum. Ama belli etmedim. Hafifçe yapmacık bir şekilde gülümsedim. Adını öğrenmiştim. Hızlı adımlarla Azra'nın yanına yürüdüm. Kendisi bestimdir.
"Oo bebişim."
"Aşkıım."
"Oha rujun akmış canım"
"Yemin et! Ben lavaboya gidiyorum. "
"Okey canısı bekliyom. "
Hızlı adımlarla lavaboya girdim. İki kapı vardı hemen birini açtım. *!#*!: burası erkekler tuvaletiydi. Tahmin edin içeride kim vardı? Çağlar! Bana o kadar şaşkın bakıyordu ki o an yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum.
"E-e b-ben özür dilerim" utançtan kıpkırmızı olmuştum. Kapıyı hızla kapatıp karşı tuvalete geçtim.
El sensörü ile açılanmusluğa lanet okuduktan sonra aynada bir yansıma fark ettim. Turuncu bir yansıma. Öykü? WTF?
"Merhaba Hazal. Seni görmeyeli çok oldu."
Hani şu filmlerdeki kötü kız ses tonundan kullanıyordu. Cevabım gecikmedi.
"Sanada merhaba Öykü . Umarım yine sinirlendirmeye gelmedin turuncu pamuk şeker. "
Vuhuuuu. Güzel cevap vermiştim. Gıkını çıkartmadan kapıyı çarptı ve gitti. Sonra rujumu düzelttim ve dışarı çıktım. Azra'nın yanına yürüdüm.
******
Balo son hızıyla devam etti. Saat 11 olmuştu. Canlı müzik başlayacaktı. Yalın. Sahnede birden belirdi. Yalın'ın geleceğini biliyordum."Merhaba Arkadaşlarrr!!"
Yumuşak sesini yükseltince herkes aynı ses tonunu yapmaya çalışarak
"Merhaba" peki. Biraz anaokulu korosu gibi olmuştu. Yalın istek parça isteyince. Çok değişik bir cümle oldu. Sahneye doğru yaklaşarak Yalının kulağına fısıldadım. "Meleklerin sözü var" Bana kafa işareti ile onay verirken. Şarkıyı çalıp söylemeye başladı
"... Son nefesimde elimi sen tutacaksın..."
Mete beni dansa kaldırdı.
******
Gece daha da uzun olmamıştı. Danslar ,içecekler. Hepsi bitmişti. Herkes yavaşca dağıldığı için ve bende çok yorgun olduğum için Mete'ye nazikce veda ettikten sonra eve gitmek için yürüdüm. Mete evime bırakmayı teklif etti. Ancak onu beklemem uzun sürerdi. Reddetim. Telefonumla bir taksi çağırdım. Ve bekledim. Saate baktığımda 12 'yi geçmiş olduğunu görünce annem gilin uyuduğunu düşündüm. Bu sebeble yanıma almayı akıl ettiğim anahtara teşekkür ettim. Taksi gelince arka koltuğa oturdum ve taksiciye evimi tarif etmeye başladım.
Eve gelince her ne kadar yorgun olsamda bu şeklide yatağa giremeyeceğim için hızlıca havlularımı yanıma aldım ve kıyafetlerimi çıkardım. Saçlarımdaki filtekeleride çıkarınca kendimi ılık suyun altına bıraktım. Su rahatlatıyordu. Saçlarımı ve vücudumu da köpükledikten sonra banyodan çıktım. Havlularıma sarındım. Tüm kremlerimi de sürdükten sonra banyodan çıktım. Odama ilerledim. Kıyafetlerimi de giyindikten sonra saç havlumu
Çıkardım. Saçlarıma da kremlerini ve spreylerini sıktıktan sonra bu sıcakta kurutmama gerek olmadığı için açık bıraktım ve bu saate yemek yapamayacağım için dilimlenmiş ananaslarımdan yedim. Ve kendimi yatağa attım. Okul kapanmıştı. Rahattım Üniversitenin 2. Sınıfına geçmiştim. Ben bunları düşünürken gözlerim benden bağımsız kapandı bile.
**
Gözlerimi güneş ışığına açtım demek isterdim. Saat gece 2:30 da tıkırtı sesleri ile uyandım. Odaları kontrol ettiğimde annem gilin evde olmadığını fark ettim. Aşağı kata indiğimde bu sesin kapıdan geldiğini anladım. Bu saatte kim olabilirdi ki? Korku ile elime bir bıçak aldım ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı araladığımda kapıdaki kişi sarhoş bir ÇAĞLAR ? 'Dı bıçağı mutfağa doğru fırlattım. Yetişmesem evime yığılacak çağlar'ı salona oturttum ve kapıyı kapattım. Bu tarz konularda ne yapılırdı bilmiyordum. Telefonuma baktığımda 2 mesaj vardı. 1'i turkcell 2.'si annemdendi.
Genel olarak bu gün teyzemlerde kalacakları hakkındaki mesaji okuduğumda rahatladım. Çağlara döndüğümde sarhoş olduğunu hatırladım. Mutfağa doğru gidip bir bardak su aldım. Ona bu suyu içirirken bunun onu ayıltmasını umarak konuşmasını bekledim. O kendine gelmeye çalışırken bir süre bekledim. En sonunda birkaç kelime duydum.
"Ahhh başım"
"Çağlar?"
Bir anlık bana bakması heyecanlandırdı.
-Hazal? Benim burada ne işim var?
-Ben de onu soracaktım.
-Bu gün balo akşamı mı?
-Hım Hım
Ondan cevap bekliyordumÇAĞLAR'DAN
Karşımda konuşmamı bekleyen şaşkın kız kadar ben de şaşkındım. En son hatırladığım balo sonrası Tuana ile bar'a gitmemiz ve bana içirmesiydi. Sonra eve gitmeye çalışmam. Merkezinde bulunduğumuz evin salonundan evi inceliyordum. Yapısı bizim ki ile aynıydı. Sadece bu ev daha ferah döşenmişti. Nerede olabilirdim ki?
-Çağlar?
Benden cevap bekleyen genç kıza her şeyi anlattım.
***HAZAL'DAN
Duyduğum şeyler karşısında ağzım açıktım. Tuana Çağlar'a içirmişti. Bu kadar laf arasından dikkatimi çekenlerden biri:Çağlar'ın bana
"Eviniz bizimkine çok benziyor." Du burası bir villa sitesiydi. Acaba Çağlar bu site de mi oturuyordu?
***
Dakikalarca konuşmamızın ardından mutfağa gittim. Soğuk bi'şeyler ikram edecektim. Salona baktığımda çağlar uyuya kalmıştı.Üzerine bir örtü örtüp oradan uzaklaştım. Odama gidip yarım kalan uykuma devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akustik
RandomYaz akşamı bir karaoke bar ne kadar güvenli olabilirdi? Kendime bir söz vermiştim,asla yoldan sapmayacaktım.Peki bu sözümü bu gece sürdürebilecek miydim? Derin bir nefes aldım ve ismi okudum.AKUSTİK. ~ Karaoke Bar'da tanıştığım arkadaşım tek hayatta...