3.Bölüm

51 2 0
                                    

Multimedia:Hazal Çağlar.
Sabah saat 9 sularında uyandım. Aklıma ilk gelen şey dün gece salonumuzda uyuyan meteor du. Hızlı adımlarla salona gittim. Ama o yoktu. Sanırım erken çıkmıştır diye söylenirken. Üst katta bulunan odamdan gelen telefon sesini duyunca hemen yukarı çıktım. Yelda arıyordu.
-Efendim?
-Hazal naber?
-İyiyim yelda bir şey mi oldu?
-Imm şeyy benim cafe de yardıma ihtiyacım var.
-Tamam geliyorum.
Bir günde evimde yatıp uyuyamam zaten. Üzerime bir elbise geçirdim.
Saçlarımı da dağınık bir topuz yaptım. Hafif makyaj hazırdım. Çantamıda aldım ve çıktım. Bu sefer taksiyle gidesim yoktu. Kulaklıklarımı taktım. Yaklaşık 15 dakikalık yürüme yoluyla cafeye gelmiştim. Tanrım! O ne kadar kuyruktu öyle? Sanırım yelda beni aramakla haklıydı. Hızlı adımlarla arka "personel" kapısından girdim. Önlüğümü giydim. ardından sipariş almak için müşterilere doğru ilerledim. elindeki kağıda sanki hayatım ona bağlıymış gibi sımsıkı sarıldım. ilk müşteriye geldiğimde cana yakın biri gibi gözüküyordu.
"İki limonata ve iki meyveli cupcake lütfen"
Tahmin ettiğim gibi sesi sıcacıktı.
"Elbette "
Yemekhane bölmüne bunu belirttim. Ardından bir megafonla.
"Bu gün sadece cafe hizmetini sunmaktayız. Lütfen pakette alacaklar bu gunlük bizleri mağdur görsün. Hoşçakalın. "
Sıranın yarısı dağılmıştı. Daha rahat bir şekilde servis yapacaktık. Sonunda cafe hizmetini görmek isteyen herkes masalara oturdu. Bende sipariş imi götürdüm.
***
Lavaboya gitmem gerekiyordu. Koridordan yürürken kendimi birden ortaya çıkan ÇAĞLAR ve duvarın arasında arasında sıkışmış buldum.
"Çağlar ne yapıyorsun?"
Sesimi yükselttim.
"Hey hemen korkma sadece dün için teşekkürler"
Sesi normal bir insanı deli edebilecek düzeyde sakindi.

"Pekala o zaman hoşcakal"

Kolunun altından çıktım.
Hızlı bir şekilde lavaboya girdim.

Aynaya baktığımda yüzümün bembeyaz olduğunu gördüm . Neden bu kadar heyecanlanmıştım ki? Bunun Çağlarla olduğunu bütün benliğimle reddediyorum. Yüzüme soğuk su çarptıktan sonra yemekhaneye döndüm.
***
Günün son cupcake'ini kremasını sıktıktan sonra üzerine çikolata parçalarından serptim ve şanslı müşterime doğru yol aldım . Müşterime şaheserimi uzattıktan sonra kasaya doğru yol aldım yaklaşık 5 dakika sonra müşteri yüzünde keyifli bir ifadeyle son ısırığıda yuttu ve eliyle "hesap" işaretini yaptı. Pembe minik hesap kutunun müşterinin masasına bıraktım . Müşteri parayı bıraktı ve gitti.
***
"Kızım dükkana iyi bak anlaşıldı mı? Uslu dur "
Annemler 1 aylık bir tatile çıkacaktı . Ben cidden annem ve babamla pineklemek istemediğim için gitmiyordum 1 aylığına var bana emaneti.
"Ah, tamam anne tanımadığım adamlardan çikolata almam "
Tatlı bir gülücük atarak anneme yaklaştım ve yanaklarını sulu sulu öptüm. Sonra babama yaklaştım ve ona sımsıkı sarıldım.
"Çok geç olmadan uyu kızım tamam mı? Her 2 günde ararım haberin olsun."
İçimden gülmeye çalışsamda dışarıya yansıttığım birkaç kıkırdama karşısında babamda gülümsedi ve ellerindeki bavulları cebelleşerek arabaya yerleştirdiler . Onlar sabah 8 sularında çıktıklarında ben de cafeye gitmek üzere hazırlanmaya başladım. Hemen gelişi güzel giyindikten sonra bu gün saçlarımı toplayasım olmadığı için örgü tacı yaptıktan sonra neredeyse gözükmeyen bir makyaj yaptım . Hızlı bir evden çıkış yaptım. Kendimi tebrik ettikten sonra 1 aylığına bırakılan annemin arabasına bindim.
***
Sonunda cafeye gelebilmiştim. Arka kapıdan içeri girdim ve bu günkü rutine merhaba dedim.
***
"Hayır kesinlikle olmaz"
Azra daha annemlerin gitmesinin ilk gününden bana karaoke bara gitmeyi teklif ediyordu.
"Yaa kızım nolucak çok durmuycazki 1 saat 1 buçuk saat durcaz ya süt bebesi"
Hem benimle dalga geçiyor hem de bir yandan yalvarıyordu. Yemin ederim deli bu kız.
"Olmaz dedim sana, göya bize yatıya geldin ya uf hemen dışarı"
Yemin ederim kızmaya başladım. Niye güvenlerini kırayım kii?
"Ya lütfen lütfen içki filan içmiycez. Çok az durucaz söz sadece şarkı söyleyeceğiz"
Bana yavru köpek bakışı atıyordu. Ne yalan söyliyim ilgimi çekmedi değil.
"Of peki tamam"
"Yeeey "
"Ama sen sakın karışma ben hazırlanırım"
"Uf tamam"
Çok geç saate kalmamak için hemen hazırlandım. Siyah bir straplez elbise giydim. Siyah mat ayakkabılar. Gözlerime siyah derin bir makyaj yaptım. Nude bir renkte ruj sürdüm. Saçlarımı doğal bukleler yaptım. Aynada gerçekten güzel görünüyordum. Üzerime deri ceket aldım. Çantama tüm gerekli malzemelirimi tıktım. Para, telefon, makyaj malzemeleri,anahtarlar. Sanırım herşet tamamdı. Evden çıkınca arabaya bindik ve Azra'nın tarif ettiği yere sürdüm. Geldiğimizde arabadan indik. Kendime bir söz vermiştim. Asla yoldan sapmayacaktım. Peki bu sözümü bu gece tutabilecekmiydim? Derin bir nefes aldım ve mavi mor neon yazılarla yazılmış bar tabelasını okudum. "Akustik..." Yavaş adımlarla içeri girdik. İçerisi düşündüğüm kadar kötü değildi. Boş bir kokteyl masasına ilerledik. Azra içecekleri alacağını söyledi. Etrafa bakındım. O ne geziyor burda?!
Çağlar. Beni gördü ve bizim masaya geldi.
"Selam naber?"
"İyi gibi sen?"
"Aynı"
Tütün kokusuyla öksürdüm.
"Dışarı çıkmak ister misin?"
"Çok iyi olur öhhöjhlggd"
Malesef öküz gibi öksürdüm. Çağlar elimden tuttu ve çıkışa değilde balkon gibi yere doğru götürdü. Gerçi buraya balkon demek hakaret sayılırdı. İstanbul'un deniz manzarasında sağlam olduğu belli olan kayalara oturduk.
"Şimdi daha iyi misin?"
"Evet teşekkürler "
Dedim
"Seni tam olarak tanımıyorum. Ama tanımak isterim"
"Pekala, adım Hazal, Hazal Ergin. Üniversite 2. Sınıfa başlayacağım. Ve aynı sitede oturuyoruz"
"Bende Çağlar Ulus ben de üniversite 2 "
Azra adımı seslenerek yanımıza geldi ve bana
"Merak etme alkolsüz" diyerek bir sıvı uzattı. Aynısından Çağlar'a da.
Konuşmayı uzatmamak için elindeki şeyi kafama diktim. Boğazım yanmaya başladı. Azra'dan 2. Ve 3. Bardakları da istedim. Başım dönmeye başlamıştı. Azra bu durumdan memnun gibiydi. Çağlar 2. Bardakta bıraktı. Bana içmemem hakkında birşeyler dedi. Sonrası karanlık...

AkustikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin