4- Hasta

6.4K 235 17
                                    

Pek fazla kontrol edemedim. Umarım çok fazla hatam yoktur. Oylarınızı ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin. İyi okumalar dilerim. 💕

Alkım sabah yatağında yatarken boğazının kuruduğunu hissetti. Gözlerini açmaya çalıştı ama göz kapakları açılmaya direniyordu. "Baba" diye seslendi ama sesi çok çıkmıyordu. Sanki yataktan kalkmaması için üzerine bastırılıyormuş gibi hissediyordu. Bunun verdiği hisle ağlamaya başladı. Şuan kendini çok yalnız hissediyordu.

Aradan on dakika geçmeden sessizce odasının kapısı açıldı ama gözlerini açamadığı için kim olduğunu göremedi.  Kuzey sessiz olarak çocuğun yanına ilerledi tebessüm ederek ama gördüğü görüntüyle kaşları çatıldı hemen.
" Bebeğim. " diyerek telaşlı bir ifadeyle yatağa oturdu. Ellerini çocuğun alnına koydu. Gözleri endişeyle açıldı.
" Atlas! " diyerek kocasını seslendi. Zaten çok geçmeden hemen kapıdan içeri girerek Kuzeye baktı Atlas.
" Yanıyor çocuk Atlas. Ne yapacağız?" diyerek endişeyle ayağa kalktı Kuzey. Atlas hemen çocuğun yanına giderek elini alnına koydu ve kaşları çatıldı.
" Alkım hadi kalk Bebeğim bir duş aldıralım sana. Ateşin yükselmiş." Endişeyle konuştu Atlas. İnce bir sesle
" Babacığım" diye sızlandı Alkım. Bununla beraber Atlas çocuğun üzerindeki yorganı kenarı çekip Alkım'ı kucağına aldı. " Sen Alkım'a giyecek çamaşır hazırla. Ben bir duş aldırayım. Olmadı hastaneye götürürüz." diyerek banyoya ilerledi. Kuzey hemen telaşla kıyafet ayarladı çocuğa.

Atlas çocuğu lavabonun oradaki mermere oturtup suyu hızlı bir şekilde ayarlamaya başladı. Ardından çocuğa doğru yürüyüp yüzüne baktı. Alkım'a bakarken içi burkuldu. Gözleri dolu dolu, yanakları kızarık halsiz bir şekilde bakıyordu kendisine.  " Şimdi seni soyacağım ve duş aldıracağım tamam mı bebeğim?" Alkım başını aşağı yukarı sallayarak onayladı babacığını. Ardından Atlas Alkım'ın pijamasının uçlarından tutarak yukarı kaldırdı ve başından çıkardı. Sonra pijamanın alt kısmını da çıkardı. Bir iki saniye düşündükten sonra baksırının kalmasına karar kıldı, kendisinden utanmasını istemiyordu. Çocuğu tekrar kucağına aldı ve duşakabine girdi.
" Soğuk. İstemiyorum" diyerek babasına sarıldı Alkım. " Geçecek Bebeğim. Sadece birkaç dakikamızı alacak." O sırada kendi üstü de ıslanmıştı. Lakin aldırmadı ve bebeğiyle ilgilenmeye devam etti. Çocuk ne kadar çırpınsa da istemese de Atlas'a sığındı.

Kuzey ise o sırada çocuğa yiyecek bir şeyler hazırladı ilaç içebilmesi için. Ardından ilaç içirip dinlenmesini sağlayacaktı. Hazırladıklarını tepsiye koydu. Hızlıca Alkım'ın odasına doğru yol aldı. Kapıyı açıp içeri girdi. Alkım yatakta halsiz bir şekilde otururken Atlas babası önünde oturmuş kiyafetlerini giydirecekti. Önce bakmadan çocuğun baksırını çıkardı ve yenisini giydirdi. Ardından üst kısmını ve en son da eşofman altını giydirdi. Sonra kendine de bir şeyler ayarlayıp üstüne geçirdi.

Kuzey elindeki tepsiyi komodinin üstüne bırakıp çocuğun ellerinden tutup yatağa doğru yastığa yaslanmasını sağladı. Tepsiyi tekrar alarak karşısına oturdu. " Hadi bebeğim  birkaç lokma bir şeyler ye de ilaç içindeyim sana. diyerek saçını okşadı çocuğun. Diğer yanına da Atlas babacığı geçmişti. Alkım babasını onaylayarak zorla ağzına bir şeyler atmaya çalışıyordu. Hasta ve halsiz olduğu için lokma resmen ağzında büyüyordu. Atlas hemen meyve suyunu uzattı ve içmesini sağladı çocuğun.

Alkım zorla bir şeyler yedikten sonra ilaçlarını içti. Yatağına uzandı. Kuzey ile Atlas dört döndü Alkım'ın başında. Kuzey ara ara ateşini kontrol etti. Atlas ise rahat olup olmadığına bakıyordu.

Kuzey bir yandan kendisine kızıyordu. Alkım dün akşam dondurma yemek istediğini canının çok çektiğini söylemişti. Lakin Atlas karşı çıkmış, Kuzey ise çocuğun masum masum bakmasına, dudaklarının büzülmesine, gözlerinin üzüntüyle bakmasına dayanamamıştı ve bir şekilde izin vermişti. Şimdi ise kendine çok kızıyordu.
" Hepsi benim suçum. Keşke seni dinleyip izin vermeseydim. Niye seni dinlemedim ki? " diyerek söylendi Kuzey. " Kendini suçlamana gerek yok o görüntüyü kim görse izin verirdi zaten. Sadece bundan sonra daha dikkatli oluruz o kadar. " diyerek kendisine çekti Kuzeyi.

İkisi de çok önemsiyor ve seviyordu bu çocuğu. Kendi bebekleriymiş gibi görüyorlardı ve etkileniyorlardı. Alkım çok farklı bir çocuktu onlar için. Güzel, sevecen, alımlı ve bir o kadar da çekici. Kalbinin güzelliğine eriyordu ikisi de bunu söylemeye gerek bile yoktu.

-----

Alkım biraz daha iyi bir şekilde gözlerini açtı. Yani başında tebessümle ona bakam Kuzey babası vardı.
" Babacığım..Su.." dedi yutkunutken. Kuzey hemen yanındaki sürahiden bardağa su doldurdu. Alkım'ın doğrulmasına yardım etti ve suyu özenle içirdi. Babacığım derken ki ifade heyecanla kalbinin çarpmasına neden olmuştu. Alkım suyunu içtikten sonra eliyle dudaklarını sildi çocuğun. Bardağı da yerine koydu.
" Biraz daha iyi misin canım? " diye ilgiyle sordu Kuzey. " Evet. Teşekkür ederim. Aynı zamanda özür dilerim sizi bu kadar uğraştırmak istemezdim." diyip gözlerini ellerine çevirip elleriyle oynamaya başladı. Kuzey karşısındaki güzellik karşısında derin bir nefes aldı. Elini çocuğun çenesine koydu ve kendisine bakmasını sağladı. " O nasıl laf canım benim. Tabi seninle ilgileneceğiz. Senden başka kıymetli bir şeyimiz yok bizim. Bebeğimizsin sen bizim." diyerek ellerini tuttu çocuğun ve ardından kendine çekip sarıldı.

O sırada Atlas kapıdan içeri girdi.
" Ooo kıskanıyorum ama bensiz mi sarılıyorsunuz bakalım? " diyerek şakacı bir tonda konuştu Atlas ve çocuğun yanına ilerledi. Kuzey kıkırdarken, Alkım kıpkırmızı olmuştu bile. Kalbi çok hızlı çarpıyordu. Sonra diğer kolunu da Atlas'a sardı. Atlas da içten bir şekilde gülümseyip ikisini de sıkı sıkıya sarmaladı.

---
Alkım biraz daha iyi hissettiğinde kendi içinde biraz daha ilgi isteyerek film izlemek istediğini söylemişti ve şuan koltukta oturmuş karşısındaki filme odaklanmıştı. Atlas o sıra atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordu mutfakta. Kuzey de kendi yanındaydı. Alkım filmi izlerken, o da Alkım'ı izliyordu. Atlas atıştırmalıkları alarak salona ilerlediğinde gördügüyle tebessüm etti.
Alkım çok şirin ve bir o kadar heyecanlı bir ifadeyle filme bakıyordu. Kuzey ise Alkım'a tebessüm ederek bakıyordu.

Koltuğun yanına gelerek hazırladığı atıştırmalıkların birini Alkım'a diğerini Kuzey'e uzattı. Kuzey'in yanına otururken dudaklarına birkaç öpücük bıraktı. Alkım'ın ise duyduğu öpücük sesleriyle dikkati dağılmış ve kızarmıştı ama hala filme bakıyordu. Atlas en son yanağına öpücük kondurarak kolunu Kuzey'in omzuna attı.

Film de kendi yaşlarında bir çocuğun ağzına emzik almasıyla güldü Alkım.
Atlas ile Kuzey ise bu görüntüyle birlikte yutkunmadan edemedi.
" Komik ama tatlı değil mi?" diyerek onlara döndü ve güldü Alkım.
" Evet öyle bebeğim." diyerek gülümsedi Kuzey.
" Belki de sana da almalıyız ne dersin Alkım. Sende daha tatlı durur." diyip güldü Atlas. " Zaten bebeğe benzedin iyice." diye devam etti şakacı bir tonda. " Hayır bi kere ben büyüğüm. On sekiz yaşıma gireceğim." diyip dudak büzdü Alkım. Ardından kollarını birleştirip filme baktı. Kuzey ile Atlas ise bu tatlılıkla içleri giderek gülmeye başladı.

---

Alkım'ın gözleri yarı açık yarı kapalı bir şekilde duruyordu. En sonunda ise dayanamayıp Kuzey'in omzuna düştü başı. Kuzey de sessiz olarak önce başına öpücük konudurdu. Sonra da sarmalayan dikkat ederek kucağına aldı. Odasına doğru ilerledi. Atlas önce kapıyı açtı  sonra yorganı kaldırdı daha iyi yatırabilmesi için. Çocuğu yatağa bırakıp üstünü yarım bir şekilde örtüler. Başına öpücük kondurup odadan ayrıldılar.

Salonu ve mutfağı topladılar. Ara ara dönüşümlü olarak Alkım'ı kontrol ettiler. En sonunda da uykuya daldılar.

ALKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin