0.8 Final

224 19 21
                                    

Yanına gidip gitmemekte kararsız kaldım. Bir süre daha izleyecektim.

Hareketsizdi.. Okulun kırılan, tamir üzere olan camına yaklaştı ve yerden bir cam kırığı aldı.

Hayır.. hayır... İşler hiç iyiye gitmeyecekti. Ama bu saatten sonra yardım edemezdim.

Camı koluna batırdığı sürece benim canım acıyordu, kalbim acıyordu.

Sonuçta tüm bunları onu dinlemeden yapmıştım..

O ise sadece sırıtıyordu.

"Hyunjin."

Hırkasının kolunu çekip sinirle bana baktı.

"Uhm.."

"Senin için travmasına boyun eğen birini mahvettin sen. Ama önemi yok.. Neden mi? Beni sevdiğini düşünmüştüm ama sevmemişsin. Zaten sevmene imkan yok.. Bu yüzden nefret et benden. Sevmediğin için. Oynadığın için. Zaten benim gibi biri senin seviyende birinin ona değer verdiğini sanması aptallık.. Teşekkür ederim, beni güldürebildiğin için. Minho'ya işlerin aslını söylemeyi unutma ve, beni bu haftadan sonra görebileceğini sanma."

"Ne?.." Bunu diyebilmiştim sadece..

"Hyunjin bazen kendimden iğreniyorum.. Çok safım çünkü.. Herşey bu yüzden mi sence? İnsanlar için kendimi tehlikeye attığımdan mı?.. Korkuyorum biliyor musun? Birini elimde olduğu halde kurtaramayacağım diye. Sonra elimdekine bakıyorum. Başkalarını kurtaracak tüm yollar benim zararıma çıkıyor."

"Felix.."

"Ben normal biri değilim Hyunjin.. Gördüklerinin hepsi oyundu. Sırf benden uzaklaşman için ağlamamaya, çalıştım. Travma yaşadım, hemde kaç kez. Çünkü benim yerimdekinin sen olmasını istemedim. O gün herşeyi dinlemiştim. Gitmemiştim Hyunjin. Senin gibi saf kalpli birinin incinmesini istememiştim çünkü sen bunları kaldıramazdın Hyunjin. Bana istediğini yapardın, yaptın da. Ama Woo-Joon dediğini yaparsa senin hayatın mahvolurdu."

İlk defa birinin gözü önünde açıkca ağlıyorum.

"Artık bir önemi yok Hyunjin. Yaşamak için hiçbir sebebin yok, kaybedecek hiçbirşeyim de yok."

"Felix özür dilerim."

"Faydası olmasa bile affediyorum Hyunjin. Öldüğümde beni düşünmemen için. Sanırım bu haftaya da çıkarmayacağım. 1 Ocak günü yağan karda beni hatırla Hyunjin."

Lee Felix

Okulun dışına çıktım. biraz uzağında, kullanılmayan terk edilmiş bir şirket vardı. Şirketin 10. Katına çıktım. Hyunjin peşimden geliyordu.

"YAPMA FELİX!"

Birkaç adım attım.. Son adımımda ölecektim. O adımı tam atarken Hyunjin'de benimle birlikte atladı..

"Ve bir söylentiye göre o iki aşığın öldüğü söylense bile hâlâ yaşıyorlar. Onların aşkları onların ölmesini engelliyor.. Ve bir söylentiye görede onlar aramızdan biriler.."

"Çok güzel bir masalmış büyükanne.. Değil mi Hyun?"

"Evet Lix."

Büyükanneleri odadan çıkmıştı.

"Hyunjin.. Eğer o gün beni bıraksaydın, şuan bize ne olurdu sence?"

"Ben ruhsuz, sende cansız bir beden olurdun Felix."

"Yarın 1 Ocak.. O tepeye tekrar gidelim."

O sabah o tepeye gitmiştik. Arkamızı döndüğümüzde ise 3 kişi bize bakıyordu.

"Felix? Hyunjin?"

"Ne- Bir dakika.. MİNHO!? SEUNGMİN?! JEONGİN!?"

"Ayıp oluyo ama! Biz I.N, Min ve Seung'uz."

Birbirimize sıkıca sarılmıştık.

Death for the Good - Hyunlix -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin