0.6

3.7K 255 24
                                    

taehyung evden çıktıktan sonra caddeye doğru yürüdü ve ilk gelen taksiyi çevirdikten sonra bindi. 20 dakikalık yolun ardından sonunda jungkook un söylediği yere varmıştı. şoföre parayı verdikten sonra arabadan indi ve açık alanda ki masaları gördü.

heryer ışıklıydı ve burası fazla güzeldi. arka planda hoş bir müzik çalıyordu. sessiz sakin bir yerdi. masaların olduğu yere yürüdüğünde jungkook un oturduğunu gördü, telefonuyla ilgileniyordu.

jungkook taehyung un geldiğini farkettiğin de hemen telefonunu kapatıp cebine koydu ve onu baştan aşağıya süzdü. büyülenmiş gibi gözlerini uzun süre taehyung un üstünden alamamıştı. ardından kendini toparlayıp hoşgeldin demişti.

taehyung tedirgin bir şekilde masaya oturmuştu.

"çok bekletmedim değil mi?"

"hayır, hayır. bende yeni gelmiştim zaten."

taehyung fazlasıyla gergin olacak ki bir türlü kendisine engel olamıyordu. sürekli oturduğu yerde elleriyle oynayıp duruyordu. jungkook onun bu halini farketmiş olacak ki hemen sormuştu.

"bir şey mi oldu?"

"yoo. ne olacak ki?"

"bilmem, endişeli gibi gözüküyorsun."

taehyung birşey söylemedi. bir an önce konuyu değiştirmek için garsonu çağırıp yemeğini sipariş etti.

jungkook oturduklarından beri sürekli gözleriyle taehyung'u süzüyordu. o kadar güzeldi ki gözlerini asla üzerinden çekemiyordu. en sonunda dayanamamış ve içinde tutamayarak ona iltifat etmişti.

"çok güzel olmuşsun taehyung."

taehyung duyduğu cümleyle birlikte yanakları kızarırken hemen başını öne etmişti.

"teşekkür ederim."

yemeklerini yedikleri sırada taehyung konu açmaya çalışmıştı.

"dün söylemedim ama, sunumda çok güzel bir iş çıkardın."

"tüm gece uyumamanın karşılığı da bu. benim gibi birine nasıl kıyarsın hala anlamıyorum."

demişti jungkook şakayla karışık gülerken.

"böyle kıyarım işte. gözüktüğüm kadar yumuşak biri değilim jungkook kusura bakma. beni ekmenin bir cezası olmalıydı."

taehyung un böyle kararlı konuşması jungkook'u içten içe güldürmeyi başarmıştı. o an gözüne her zaman ki gibi çok tatlı gelmişti.

"sen buraya neyle geldin?"

"taksi ile. başka neyle gelebilirim?"

"dönerken seni bırakabilirim diyecektim. hava soğuk üşüme."

"bana uyar. zaten şu an bile donuyorum."

jungkook'un yüzüne endişlenmiş gibi bir ifade yerleşmişti. hemen arkasına dönüp sandalyesine astığı siyah deri ceketini ellerine alıp ayağa kalktı.

taehyung onun ne yaptığını merakla izliyordu. kendisine yaklaştığını gördüğü sırada ise heyecanla kalbi çarpmaya başlamıştı. jungkook iyice yaklaşıp deri ceketi taehyung'un esmer tenine, omuzları üzerine özenle örtmüştü.

tekrar geri dönüp sandalyesine oturduğunda konuşmaya başladı.

"bitirip hemen kalkalım. hasta olacaksın yoksa. incecik şeyle gelmişsin."

taehyung gördüğü bu ilgi karşısında sevinmeden edememişti. hafif bir şekilde tebessüm etmişti. yemekleri bittiğinde ise jungkook taehyung'u arabası ile evine kadar bırakmış, o içeri girene kadar da gitmemişti.

sonunda eve giren taehyung derin bir nefes almıştı. üzerine giymiş olduğu deri ceketi sonradan farkettiğinde geri vermeyi unuttuğunu hatırladı. odasına girdikten sonra ceketi çıkarıp askıya astı. o şekilde sebepsizce olduğu yerde bekliyordu. en sonunda dayanamayarak siyah deri ceketi astığı yerden tekrar eline alıp yavaşça burnuna götürdü ve derin bir nefes aldı.

jungkook o kadar güzel ve huzurlu kokuyordu ki, o an sanki tüm sorunlarından sıyrılmış gibi hissetmişti taehyung.


yorum bırakabilirsiniiz 💕

Secret Love | TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin