Tuvalette gördüğüm karşısında şoke olmuştum ama ne yapacağımı da bilmiyordum. Duvar da "Either stay where you are or get caught in an epidemic"yazıyordu. Mor bir sıvıyla yazılmıştı. Aşağı doğru akıyordu yazı. Daha yeni yazılmıştı. Yazan uzaklaşmamış olmalıydı. Peki bu da ne demekti? Ne olduğunu anlamıyordum ama sen siz gibi kavramlar olduğunu düşünüyordum. Yazılan yazının bana hitap ettiğini düşünerek çok korktum ve çok panik yaptım. Bu bana korku hissini damarlarıma kadar hissettiriyordu. Küçük bir çığlık attım. Neyse ki kimse duymamıştı. Nedenini bilmiyorum ama çok korkuyorum. Ellerim titriyor. Fotoğrafını çekip,rahatlamak için dışarı çıktım. Okulun içinde gezerken kantine girdim. Rahatlamak için su alacaktım ki Nehir'i farkettim. Söylesemiydim ki? Korkabilirdi. Ama o benim en yakın arkadaşımdı,bunu bilmeye hakkı vardı. Koşarak yanına gittim. Ellerim titrerken fotoğrafı açmaya çalışıyordum. Ağzımdan hiç bir sözcük çıkmıyordu. Nehir bu halimi farketmişti.
"Elif! Ne oluyor? Titriyorsun! Nolur bir açıklama yap bana. Elif, ne oluyor?!" diyordu bana. Gerçekten yanıtlamak isterdim onu ama olmuyordu. Ağzımdan bir sözcük dahi çıkmıyordu.
Ellerim titriyordu ama yinede fotoğrafı hızlı bir şekilde açmayı başardım ancak telefon elimden düştü. Kantinde ki masanın üzerine düştüğü için telefona herhangi bir şey olmadı. Ancak bir sorun vardı. O masada Bulut, Göktürk ve Emre üçlüsü vardı! Bulut telefonu eline aldı. Hemen uzanıp Bulut'tan telefonumu çektim. Bir şey olduğunu sezmişlerdi. Bulut söze başladı.
"Elif o da neydi? Ne karıştırıyorsunuz siz? Söyler misin bize?!"
"Y-Yok bişey, Tmm mı? O benim resim ödevimdi" diyerek geçiştirmeye çalıştım. Ama inanmamışlardı.
"Resim çok ilginçti. O nasıl bir ödev? Kim verdi bu ödevi, bize öyle bir şey vermediler!" dedi Emre.
"Bu benim kurs ödevim Emre! Sen bilmezsin tabii"
"Sen ne zamandır resim kursuna gidiyorsun Elif?" dedi Nehir. Hemen onu dürtükledim ve Nehir anlamış gibi yaparak soru sormaya devam etmedi.
Masadakiler fısıltıyla birbirlerine bu işin içinde bir iş var dediler.
Aslında ben de bu işin içerisinde bir iş var diye seziyor ama ne iş olduğunu çözemiyordum. Onlara anlatmalımıydım karar veremiyordum. Zaten üçü de okulda salgın olduğu için çok tedirgindi. Biraz daha onları paniğe sokmak istemiyordum. Ben bunları düşünürken
Nehir hemen kolumdan tutup en yakın boş olan sınıfa çekti. Bana
"Fotoğrafı aç" diye emretti. Ne oluyordu? Nehir böyle bir kişilik değildi.
"Nehir sen iyi misin? Davranışların garip geldi de."
" Özür dilerim,biraz kaba davrandım. Neyse meraktan çatlatma beni,fotoğrafı aç artık."
Fotoğrafı açtım. Dikkatlice fotoğrafa baktı. Sonra hemen söze başladı.
" Eee bu bildiğin tuvaletin resmini
çekmişsin. Hatırladığım kadarıyla resim böyle değildi"Ben de dikkatlice çektiğim fotoğrafa baktığımda o yazı yoktu! Nasıl olabilirdi? Kafam karmakarışıktı. Acaba öyle bir şey yok muydu ki? Oynadığım oyunlardan mı etkilenmiştim? Ufff,her şey çok saçma geliyor. Nasıl olabilirdi ki böyle bir şey?
"Fotoğrafta gözükmüyor olabilir. Tuvalete gitmemiz lazım? Hangi Tuvaletteydi?"
"Hatırladığım kadarıyla 3. Kattaki 2. tuvaletti"
"Hadi gidiyoruz o zaman!!"
Koşarak merdivenleri çıkmaya başladık. Her merdivende biraz daha yaklaştığımı hissediyordum. Neyi mi hissediyordum? Paniği,korkuyu her şeyi! Korkarak çıkıyordum merdivenlerden. Kalbim güm güm atıyordu. Eğer o yazı gerçekten yoksa halüsinasyon gördüğümü düşüneceğim. Rahat olacaktım. Evet merdivenleri çıktık.
Ancak 3. Kata geldiğimizde tuvaleti hatırlayamadım. Kendimi zorladım. Kaçıncı kattaydı? Hatırlayamıyorum.
"Yanlış kata geldik değil mi Elif?"dedi, düşüncelerimi okuyabiliyor gibiydi.
"Hatırlayamıyorum Nehir,hatırlayamıyorum.
Sonra aniden bizim sınıfın olduğu kattaki tuvalete gittiğim aklıma geldi. Evet 2. Kattaki idi.
"2. Kattaki Nehir,hatırladım!"
Koşarak 3. Kattan 2. Kata doğru inmeye başladık.
Sonunda 2. kattaydık. Delirmişcesine tuvalete doğru koşuyorduk. Nehir benden çok öndeydi. "Beni bekle Nehir!" diye bağırıyordum. Etraftaki öğrenciler bize bakıyordu. İçlerinden "Ne yapıyor bunlar?" dediklerini hissedebiliyordum. Ben bunları düşünürken Nehir aniden durdu.
"Bu tuvalet miydi? Çabuk söyle Elif!"
"Evet burası Nehir!"
Tuvalete doğru ilerledik,tuvalete girdiğimizde ikinci tuvaletin kapısını açtık. Kapı yavaş yavaş açılıyordu. Gözlerimi kapattım. Nehir'in bana ne söyleyeceğini bekliyordum.
"Öyle bir yazı yok Elif! Öyle bir şey yok!!"
Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Evet öyle bir şey yoktu. Halüsinasyon görmüştüm. Tam buna sevinecek ve Nehir'e sarılacakken Nehir bağırdı.
"Elif!!"
"Ne var Nehir ne oldu?"
" Görmüyor musun? Görmüyor musun?!" diyerek heyecanla bağırdı.
"Neyi görmüyor muyum Nehir neyi?"
"B-bak gidere doğru mor bir sıvı damlası akıyor. Görmüyor musun?!"
Gerçekten de öyleydi. Aman Allah'ım ne oluyordu? Yoksa gördüğüm şey halüsinasyon değil miydi? Titreyerek Nehir'e cevap verdim.
"G-görüyorum Nehir. Görüyorum! Halüsinasyon değilmiş! Olamaz!"
"Hemen telefonda ki fotoğrafı aç! Hızlı ol!!"
Telefonda ki fotoğrafı açtım. Nehir telefonu elimden alarak fotoğrafta tam mor damlanın olduğu yere doğru baktı. Evet fotoğrafta da küçük bir damla vardı! Ne olacaktı? Her yeri bir panik sarmıştı...
Nasıl? Şimdilik Erkekler çok olayın içerisinde değil. 4 ve 5. Bölüm'e doğru erkekler ortaya çıkacak. Şuanlık kızlarla devam edeceğiz. Okumaya devam edin. Diğer bölümü de yakında yazacağım<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Sıvı
Mystery / ThrillerBaş karakterimiz Elif ile meceralar yaşayacak arkadaşları. Elif,Nehir,Göktürk,Bulut ve Emre okulun eğlenceli olmadığını ve çok monoton olduğunu düşünüyorlardı. Ancak bir salgın onların okul hayatını değiştirecek. Beşli grup oluyorlar. Gördükleri...