O saçma sapan günün sabahında ateşler içinde uyanmamın üstünden tam 5 gün geçti. 5 gündür kızlarım tarafından bebekler gibi bakılıyorum. Memnun olmadığımı söylesem yalan olur ancak o gece aklıma geldikçe aklımı kaybedecek gibi oluyorum. Belki de çoktan kaybettim. Belki de bu benim kabusumdur. Kızlar o günden sonra heyecan ve stresten dolayı hastalandığımı düşündüler. Hiçbiri gerçek sebebini tahmin bile edemezdi. Ben de anlatamadım zaten. Kapının tıklanmasıyla hala yatakta uzandığımı fark ettim.
"Balım uyandın mı? Giriyorum odaya" Betty'nin sesi. Kapıyı açıp kafasını odaya taramak için merakla uzatınca gülümsemeden edemedim.
"Daha iyi misin? Haydi kahvaltı hazırladım. İyi hissediyorsan bugün bizimle ye artık seni özledik!"
"İyiyim. İyiyim. Ben de sizi özledim. 5 dakikaya iniyorum aşağı."
Hazırlanıp indim. Neyseki ateşim inmişti artık. Yine de Cel emin olmak için masaya oturduğum anda kafama silah dayar gibi ateş ölçeri tuttu.
"Kızım çek şunu kafamdan! Dakika bir gol bir. Bir yemek yiyeyim bi kendime geleyim hey Allahımm!"
"Olmaz o öyle! İyi misin emin olmam lazım. İçim rahat etmez." Bu kızın bu halleri beni öldürüyor! Sakin sakin kahvaltımızı ederken arada onların bana olan kaçamak bakışlarını yakalıyordum.
"Sorun hadi sorun! Çatladınız meraktan dimi kaç gündür?" Biliyorum detayları öğrenmek istiyorlardı. Geceye dair sadece Zayn'in bize iş teklif ettiğini biliyorlardı. Hasta olmam da neyseki beni bir süre kızların meraklı sorulardan uzak tutmuştu.
"E tabi kızım! Artık iyi olduğuna göre tek tek anlat bize her bir detayı."
Hasta olduğum süre boyunca sanırım gruptan ya da yönetimden hiç kimse kızlarla iletişime geçmemişti. Zayn salağının aramalarına da ben geri dönememiştim. Zaten konuşacak halim yoktu bir de durumumdan kendine aptalca pay çıkarmasını istemedim. Cidden beni kaç defa aramıştı ki? Acaba açmadım diye tekliften vazgeçip anlaşmayı iptal eder mi? Keşke etse.
"Söylediğim gibi işte. Zayn bize iş teklif etti. Reddedilmemize üzülmüş. Turnede ön grup olarak sahne alabileceğimizi söyledi."
"Nasıl olacak peki o iş? Yönetim falan karşı çıkmaz mı? Diğer üyeler de onunla aynı fikirde mi?" Siz hiç merak etmeyin dostlar. O iş Malik ve benim aramda.
"Ş-şey Zayn o işi halledeceğini söyledi. Çocuklar zaten sevmişler bizi. Yönetim de yeni yüzler istiyormuş falan filan işte amaaan! Biz sonuca bakalım kızım! Bir kaç aya turneye çıkıyoruzzz!"
"Evettt!" Hepsini yine tatlı bi sevinç kapladı. İşin detaylarını görmezden gelirsek ben de o an için mutluydum.
"Yemek nasıldı peki? Zaynle yemeğe çıktın diye adamı izleyip hayallere dalmadın, sevgilin sanıp uzanıp elini falan tutmadın inşallah." Meli ya. Aklıma bi an Zayn'in suratına suyu fırlatışım geldi ve kahkahayı bastım.
"Hayır daha çok ıslak hayallere daldım."
"Uuuuu Adam'ın pabucu dama atıldı o zaman? Nişanı ne zaman atıyorsun?" Sahi ya Adam! Hastalandığım süre boyunca işinden fırsat buldukça sürekli yanımdaydı. Odam onun sayesinde çoktan çiçeklerle kaplanmıştı bile. Gerçekten çok iyi bir insandı ve beni çok güzel seviyordu. Ama ben onu hak edecek hiçbir şey yapmıyordum. Aksine resmen ona ihanet ediyordum.
"Ne nişan atması kızım adamı görmediniz mi? Süreki Rosie'nin dibindeydi. Asla yalnız bırakmadı onu. Bir çorba yapıp içirmediği kaldı. Hoş benim yaptığım çorbayı içirdi ama konumuz bu değil." Betty haklıydı. Ona olan borcumu asla ödeyemecektim.
Kahvaltıdan sonra hepimiz odamıza çekilip hazırlanmaya koyulduk. Bugün bir saat dersim vardı. Ardından Adam ile buluşmayı düşünüyordum ona sürpriz yapacaktım. Üzerime sarı şort eteğimi ve lacivert crop sweatimi giyindim. Saçlarımı yaparken telefonum çaldı. Zayn.
"Teklifimi kabul ettikten sonra pişman olup ilk uçakla ülkeyi terk mi ettin yoksa? 5 gündür telefonlarıma dönmeyişinin başka açıklaması yok çünkü."
"Sana da merhaba. Teşekkür ederim sen nasılsın Malik?" Medeniyet yoksunu çocuk.
"Herneyse, sesin iyi geldiğine göre iyisindir diye umuyorum. Bugün seni telefonuna göndereceğim adrese bekliyorum. Detayları ve şartları konuşmamız gerekiyor artık tur yaklaşıyor."
"Bugün 1'de dersim bitiyor. Ardından Adam'la buluş-"
"Daha sonra da buluşabilirsin onunla bizim durumumuz daha acil." Sert sesiyle lafı ağzıma tıkadı. Durumumuz daha acilmiş! Beni yatağa atmanın nesi acil olabilir ki?
"Tamam. Konumu gönder orda olacağım." Tamam diyip telefonu çat diye kapattı. Gerçekten medeniyet yoksunu.
Dersim sonunda bitti. Bir ders olmasına rağmen bana asırlar gibi gelmişti. Gerginlikten ellerim bir yandan buz kesiyor bit yandan da terleyip duruyordu. Binadan çıktım ve ilk bulduğun taksiye atladım, attığı adresi taksiciye söyledikten sonra yola koyulduk.
Tam Zayn'e yaraşır tenha yerde bir oteldi burası. Magazincilerin kol gezdiği evine çağıracak değildi tabi. Bu ikimiz için de -erken gelen- bir son olurdu.
İçeri girdiğimde onu lobide her zamanki asık suratıyla telefonuyla oynarken buldum. Beni gördü ve tıpki ilk gün baktığı gibi boş gözlerle yanına yaklaşmamı izledi.
"Selam"
"Selam"
Tam koltuğa oturacağım sırada beni durdurdu ve otelin restoranına geçmemiz gerektiğini söyledi. Onu onaylayıp kafamda bir dolu düşünceyle peşinden gittim. Gündüz olduğu için restoran bomboştu. O yine de en köşedeki yeri tercih etti.
"Bir şeyler yemek mi istersin yoksa içecekle mi başlayalım?" Dersten çıktığım için açtım aslında ama pat diye de açım diyemeyeceğim için fark etmez dedim.
"Dersten çıktın açsındır şimdi. Yemek yiyelim önce." Bak sen arada düşünceli olabiliyordu. Benim tanıdığım Zayn de tam olarak böyle biriydi zaten. Ya da tanıdığımı sandığım...
"Olur. Sen seç bir şeyler ben uyarım sana." Hafifçe gülümseyip kafasını onaylarcasına salladıktan sonra menüden yine ve yine tavuklu bir şeyler sipariş etti. Günün her öğünü tavuk yediğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
Yemek gelene kadar derin bir sessizlik oldu. Ben etrafı inceliyordum o da beni. Kafamı çevirirken göz göze geldik. Bir şey söyleme gereği duyarak anlaşma şartlarını ne zaman konuşacağımızı sordum. Bana sabırlı olmamı yemekten sonra konuşacağımızı söyledi. Ben de telefonumu çıkarıp instagramda gezinmeye başladım. Önüme dün Perrie ile paylaştığı fotoğraf çıktı. Neden yaptım bilmiyorum ama telefonu ona tutup ne kadar güzel çıktıklarını söyledim ve fotoğrafı beğendim. Kendime acı çektirmeye bayılırım zaten. Yine ve yine boş gözlerle bana baktı. Bir tepki ver ey insan!
"Sen beni takip mi ediyorsun?" Takıldığı noktaya bak!
"Diğer milyonlarca directioner gibi seni ve diğer üyeleri tabi ki takip ediyorum Zayn." Bir şey demeden telefonunu çıkardı. İki saniye sonra bildirim geldi. Zayn seni takip etmeye başladı. Başka zaman olsa çığlık ata ata zıplıyordum. Ama o sırayı çoktan geçmiştik. Tekrardan ona baktım. Sanırım beni stalklıyordu. Bu sırada yemeklerimiz geldiği için ben lafımı çarpamadan yemeğe başladık.
Yemek yeme faslı bitti o kendisine içki ben de kendime soda istedim.
"Aslında sana içecek bir şey söylememek lazım sonuncusunu suratıma çarpmıştın yine yapmayacağından emin olamıyorum." Espri mi yaptın şimdi sen Malik?
"Ben insanlara genelde hak ettiği gibi davranıyorum." Beni süzerek tek kaşını kaldırdı.
"Neden sonra kabul ettin peki teklifimi?" Çok güzel bir soru sahi neden kabul ettim sonra teklifini?
"Bilmem." Sana her şeyi anlatmak istemiyorum. Tekrardan kaşını kaldırdı, herneyse dedi.
"Gelelim şartlara. En başta dediğim gibi benim istediğim yerde benim istediğim zamanlarda birlikte olacağız. Bir çeşit fuckbuddy diyebiliriz. Zaten tura çıkacağımız için buluşmalarımız çok da zor olmayacak. Ben çocukları ikna ettim. Yönetim de yeni yüz arıyordu biliyorsun o kısım da halloldu. Artık iş size daha doğrusu sana düşüyor."
Sessizce onu dinledim. Ben nasıl bir işin içine düştüm böyle? Evet yıllardır onunla olmak için türlü hayaller kuruyordum ama bir tanesi bile böyle değildi. Hayat gerçek anlamda sürprizlerle doluydu.
"Bu kadar mı?" Ağzımdan sadece bu çıkabilmişti.
"Hayır. Bir şart daha var. Öpüşmeyeceğiz. Öpüşmek yok."
"Hah. Seks yapıyoruz ama öpüşmüyoruz. Yani çok da umrumda değil ama sebebini öğrenebilir miyim lütfen?" Benimle dalga geçiyor olmalıydı.
"Öpüşmek duygu ister çünkü Rosie. Ben sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum." Söylediği şeyle mideme bir şey oturdu sanki. O zaman Perrie'yi ciddi anlamda seviyordu.
"Tamam dediğin gibi olsun. Benim için hava hoş öpmüşsün öpmememişsin çok da önemli değil." Omuz silktim. Halbuki o dudakları öpmenin hayalini kaç kez kurmuştum sayamazdım.
"Bu anlaşmadan kimsenin haberi olmayacak. Kızlara -evet yakın arkadaşların olabilir ama- kesinlikle bir şey söylemeyeceksin. Onlar çocukların ve yönetimin sizi beğendiğini bu yüzden Mike aracılığıyla benim seninle iletişime geçtiğimi bilecekler."
"Öyle biliyorlar zaten. Nasıl anlatabilirim ki böyle bir şeyi? Çocuklar biliyor mu peki?"
"Hayır tabiki. Çok büyük ihtimalle beni gruptan atarlardı." Hak ettiğin bu ya, neyse.
"Zayn, gerçekten bilmek istiyorum neden ben? Perrie ile nişanlısın. Dışarda tonlarca kız seninle yatmak istiyor zaten. Benimle yatarak eline ne geçecek ki?" Bir şey söylemeden sadece nefes verdi.
"Bilmem. Canım öyle istedi." Hah benim lafımı bana satıyor.
"Peki ne zaman b-başlıyoruz? Ş-şimdi mi?" Gülerek başını evet anlamında salladı. Ardından sandalyeden kalkıp benim de kalkmam için elini uzattı. Odaya çıkarken onu takip ettim.
İşte buradayız. Çantama sıkı sıkı sarılmış odanın ortasında dikiliyordum. Zayn ise sakin bir tavırla yatağın ortasına oturdu ve beni süzmeye başladı. Odada derin bir sessizlik hakimdi. Odayı taramak bahanesiyle gözlerimi ondan kaçırıyordum.
Sessizlikten sıkılmış olacak ki ayağa kalktı ve tam önümde durdu. Sıkı sıkı tuttuğum çantamı elimden aldı, yere bıraktı ve ellerini yavaşça belime sardı. Bir sonraki adımında nefesini boynumda hissettim. Gözlerimi kapattığımı o zaman anladım. Boynumdaki minik öpücükleri kulağıma doğru yol aldı. Ardından derinden gelen bir fısıltı.
"Rahatla biraz. Bunu sen seçtin. Anlaşma anlaşmadır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sacrifice
FanfictionMasadan hızla kalkıp bardaktaki suyu yüzüne fırlattım. "Al o teklifini bi tarafına sok Malik. Senin fahişen olmaktansa stüdyolarda yıllarca sürünürüz daha iyi. Bir şey daha var: Git kendini becer!" Salondan çıkarken arkamdan seslendiğini duydum. "Fi...