chance of a lifetime

165 4 0
                                    

"Alo" "merhaba, ben zayn!" Ne!? Gecenin bir vakti Zayn beni arıyor. Allah'ım hayallerim yanlış zamanda gerçekleşiyor bilgin olsun! Bi dakika ya benim numaramı nerden buldu? "Zayn, Numaramı nerden buldun?" "Unuttun mu? Ben Zayn Malik'im." Taa burdan piç sırıtışını görebiliyordum. "Herneyse, neden aradın?" "Bugün Matt'den yapımcıların sizi reddettiğini öğrendim. Nasıl hissettiğinizi anlayabiliyorum. O yüzden seninle konuşmak istedim" "tabi olur" teselli vermek için gecenin bir saatini bulmuş ne güzel. Ayarsız ya bu çocuk! "Telefonda olmaz yarın yemekte konuşalım müsaitsen tabi" ajandama bakmam lazım cınım! Benim de götüm kalktı iki laf ettik diye neyse. "Yarın akşam dersim var. Saat sekiz gibi bitiyor" "tamam seni sekizde alıyorum o zaman" ayy ne güzel bir konuşma öyle. Zayn beni okuldan alıp yemeğe götürecek! Aman ne diyorum ben ya! "Olur." "iyi geceler, tatlım" TATLIM! "S-sanada." telefonu kapattım ama hala mal gibi kulağımda tutuyordum. Biraz önceki olanları sindirmeye çalışıyordum. Rüyamıydı değil miydi diye telefonun arama kaydına baktım. Hayır, rüya değilmiş. Bunları hemen kızlara anlatmam lazım ama uyuyorlar. Aman banane uyansınlar. Zaynle yemeğe çıkacam sonuçta boru mu? salona koştum ve bağırmaya başladım. "Ey ahaliii uyanınnn!" Tık yoktu. "Uyansanıza lağğn! Zaynle yarın yemeğe gidiyorumm!" hepsi birden salona fırladı. Meli en önde tabi "hasiktirr! ben de yine "kim çikolatamı yedi kahpeler" kavgasını çıkaracaksın sanmıştım kanka ne yemeği bu?" Hepsinin oturmasını işaret ettim ve önlerine geçerek heyecanla anlatmaya başladım "ya bugün Matt'den reddedildiğimizi öğrenmiş. Nasıl hissettiğimizi anlayabiliyormuş falan filan. Teselli yemeği herhal. ZAYNLE YEMEĞE ÇIKIYOM LAĞN!" Erin uzun ve sesli esnemesinden sonra hepimizin ona olan duygusuz pezevenk bakışını görünce dik oturdu. "Olom bu size iş teklifi falan yapmasın sakın?" " ayy çok güzel olurdu. One direction ve ladybugs işbirliği rekorlar kırıyor şak şak şak! Başlıkları görebiliyorum." Betty gözlerini kapatarak hayallerine devam etti. "Valla bilmiyorum bana sadece konuşmak istediğini söyledi. Yarın bakıcaz artık. Hadi zıbarın" hepimiz odalara dağıldık. Ama iş teklifi meselesi kafama takılmadı değil. Olsa cidden güzel olurdu.

Son dersin bitmesine daha yarım saat vardı. Kızların zoruyla giydiğim elbisemi yüzüncü defa çekiştirip hocaya odaklanmaya çalıştım. İngiliz edebiyatı tarihi hakkında konuşuyordu sanırım. Ama ben yemeği düşünüyordum. Acaba çok mu süslendim? Yanlış anlar mı ki? Gerçi normal beyaz bir elbiseydi. Sadece birazcık miniydi. Kalemi ısıra ısıra yarım saati doldurdum. Sınıf boşalırken çok hevesli görünmemek için ben biraz daha oyalandım. Halbuki çoktan toplanmıştım bile. Binadan dışarı çıktığımda karşımda arabaya yaslanmış bir zayn malik göremedim. Ups! bu kısım hayalimle uyuşmuyordu. Gerçi Zayn ve ben hariç hayalimle gerçek hiçbir şekilde uyuşmuyordu ki. Bi kere biz nişanlıydık. Başka insanlarla...Ağaçlık alanda siyah bir bentley görmemle telefonum çaldı. "Beni bulduğuna göre artık gelsen diyorum" kinayeli sesini görmezden gelip geliyorum diyerek telefonu kapattım. Arabaya vardığımda bırakın kapımı açma nezaketini arabadan inmedi bile. Öne mi arkaya mı diye takılsam da en son öne oturmayı tercih ettim. "Hey" "hey" diyip arabayı çalıştırdı. Bunun konuşacağı yoktu. "Kusura bakma biraz geç çıktım" bana gözlerini devirdi. "Klasik kadın davranışı alışığım." Ukala bi de! "Şey ben merak ediyorum da ne hakkında konuşacaktık biz" yandan bir bakış atıp yemeğe kadar beklememi söyledi. Ben de yolu çaltırmadan onu süzerek ve melisanın bana dediği şeyi hatırladıkça gülmemeye çalışarak geçirdim. Mal beni yolcu ederken "sakın yemekte sana evlenme teklif ettiğini hayal edipte evet! evet! diye bağırma birden tamam mı" dedi. Haklıydı arada hayallere dalıp tepkilerimi dıştan verdiğim çok olurdu.

Herhangi bir olası skandalı önlemek adına Zayn arabayı restoranın arka tarafına doğru sürdü. Paparazzilerle zaten olaylı bir geçmişe sahip olan Zayn için gayet mantıklı bir hareketti doğrusu. Arabayı durdurduktan sonra onu beklemeden kapıyı açıp indim. Zaten kapımı açma nezaketini göstermeyecekti. "Keşke bekleseydin biraz" sesiyle beraber yüzümü ona çevirdim. "Neden?" "Kapını açacaktım" yapmacık bi şekilde sırıttım "okulda yaptığın gibi haklısın" anahtarı valeye fırlattıktan sonra geldi ve elini belime sardı. Hoop! bu ne samimiyet gardaş diye terslemek istesemde... terslemedim. çünkü gardaşı nasıl ingilizce söylerim bilemedim. Bro o samimiyeti vermezdi. yani varya zaynle yemeğe çıkıyorum şu düşündüğüm şeylere bak. İyice mallaştım ben.

Garson yerlerimizi gösterdikten sonra sandalyemi çekti ve ne alırsınız diye sordu. Menüye baktığımda Adam'ın favori yemeğini gördüm. Izgara tavuk. "Ben ızgara tavuk istiyorum'' "ben ızgara tavuk alayım" ikimiz de dönüp birbirimize baktık. zayn tek kaşını kaldırıp garsona döndü. "İki kadehte kırmızı şarap lütfen" başımı garsona çevirdim. "bir olsun ben kola alabilir miyim?"

Garson gittikten sonra Zayn yandan sırıtarak bana döndü. "Ayık kal güvende ol kuralı ha? Bu kadar mı korkutuyorum seni" aslında evet korkuyordum ama içkiyle bunun bir alakası yoktu. Başımı hayır anlamında salladım. "Ben içki içmem çünkü tadını sevmiyorum. Tadı güzel olan şeyleri severim ımm mesela lolipop" ah kahretsin bu nerden çıktı şimdi! Umarım fesat tarafından çekmez. Yüzünde aynı gülümseyiş devam ediyordu. "Adamı nerden tanıyorsun?" "Adamla nasıl tanıştınız?" Yok artık bu iki oldu. Sen söyle dedim. Elini savurarak "eski bir tanıdık." Bundan daha fazlası gibi ama şimdilik sorgulamaktan vazgeçtim. "Peki, ben özet geçeyim o zaman. Üniversite son sınıfta istanbul'da bir konferans vardı. Ben de bölüm hocamın asistanıydım. Orda gördüm onu. Tanıştık falan öyle işte." Sana çok benziyor diye dikkatimi çektiği için konferans boyunca gözlerimi Adam'dan alamadım e haliyle o da bakışlarımı gördü tabi. Son cümleyi kendime sakladım. Böyle bir pot kırmam sonum olurdu. "Sonra hemen nişan tabi" "hayır 5 ay oldu biz nişanlanalı." sizin Perrie'yle düğün tarihi haberleriniz çıktıktan sonra. "Aslında yeri değil ama merak ediyorum sen ve Adam'ın bu düşmanlığı nerden geliyor?" "Bence de yeri değil bugün sizin grubu konuşmaya geldik. Ayrıca ne düşmanlığı öyle bir şey yok." Umursamaz tavrına kafa sallayıp gelen garsona döndüm.

Yemek gerçekten lezzetliydi. Ya da değildi ve bunu lezzetli yapan tabaktaki tavuğuyla resmen zaynin sevişmesiydi. Tavuksever Zaynimiz son lokmasını yuttuktan sonra başını kaldırdı. "Tatlımızı yerken konuşacağız ne kadar meraklandığını biliyorum." Garsona puding sipariş etti ve garson gittikten sonra bana döndü. "Reddedildiğiniz için gerçekten çok üzgünüm ama olur böyle şeyler. Önünüze bakmalısınız. Liam x factor'e ilk katıldığında kabul edilseydi şuan one direction olmazdı mesela. Denemeye devam edin" elimdeki peçeteyle oynamayı bıraktım. "haklısın denemekten vazgeçmicez zaten buraya geliş amacımız buydu. Hem matt'de stüdyoda çalışmamıza devam edebileceğimizi söyledi. okuldan arta kalan zamanlarda coverlara devam işte." Geriye yaslanıp beni baştan aşağı süzdü. "O kadar yavaştan almanıza gerek yok. Benim daha iyi bir fikrim var." Allahhh işte iş teklifi! İşte hayallerimize açılan kapı! bu hayatımızın fırsatı! Resmen one direction bize destek çıkacak! düet bile yaparız belki! Hadi hadi yap şu iş teklifini artık! Çok meraklı görünmemek için yüzümdeki sakin tebessümü korudum. "Duymak isterim fikrini" peki deyip öne eğildi. "One direction'ın dünya turunun açılış grubu olmaya ne dersiniz?" Oha! "Evet! Evet! Evet!" Ne yaptığımı fark ettikten sonra gözlerimi açıp etrafıma baktım. Herkes bana bakıyordu. Onlara utangaç bir gülüş attıktan sonra sessizce yerime oturdum. "Pardon, ee b-ben biraz heyecanlan- öhöm öhöm- heyecanlandım da." "Tabi normaldir. One directiondan Zayn sana bir teklif yapıyor sonuçta." Şu iş teklifi olmasa o ukala ağzına sıçardım ama neyse. "Yalnız bunu yapmak hiç de kolay olmayacak çünkü yönetimi ikna etmek var, sizi beğenmelerini sağlamak var. Ben sizi beğenmiş olsam da geri kalanları ikna etmek zor." "Haklısın, ama ne istersen yaparız yeter ki kabul etsinler" zayn başını gülerek hayır anlamında salladı. "Hayır, hayır sadece senin yapman yeterli olacak." "A-anlamıyorum." ellerini ovuşturdu ve bakışlarını gözlerime sabitledi. Artık gülmüyordu. "Biliyorum bunu duymak seni biraz şoka uğratabilir ama diyeceklerimi önce sakince dinle sonra kararını ver" cevap vermemi beklercesine duraksadı. Tamam anlamında Başımı sallayıp devam etmesini istedim. "Benim sonlandıracağım zamana kadar benimle birlikte olacaksın." Onunla bir- ne!? etraftaki sesler artık uğultu gibi geliyordu. Ben yanlış duydum. Hayır! Hayır! Hayır! benim yıllardır sevdiğim adam bana fahişe muamelesi yapamazdı dimi? "S-sen ne dediğinin fa-farkında mısın, zayn?" Hala ciddiyetini koruyordu. "Evet, dediğim gibi önce sakin ol ve bunu bir anlaşma gibi düşün sen beni mutlu edeceksin, ben seni ve arkadaşlarını hayallerine kavuşturucam böylece iki tarafında istediği olacak." Titrememi durduramıyordum. "Sen zayn maliksin yolda gördüğün 10 kızdan 9 u senle yatmak ister zaten. Bunun için beni neden istiyorsun anlamıyorum? Hem biz nişanlıyız unuttun mu?" "O dokuz kız beni senin kadar tatmin etmeyecek. Evet nişanlıyız ama kimin umrunda? Son kez söylüyorum ya benimle yatak arkadaşı olmayı kabul et, ladybugs ön grup olsun ve siz ünlenin ya da hala stüdyolarda sürünün." Masadan hızla kalkıp bardaktaki suyu yüzüne fırlattım. "Al o teklifini bi tarafına sok Malik. Senin fahişen olmaktansa stüdyolarda yıllarca sürünürüz daha iyi. Bir şey daha var: Git kendini becer!" Salondan çıkarken arkamdan seslendiğini duydum. "Fikrini değiştirirsen ara tatlım. Bekliyor olacağım..."

sacrificeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin