acizlik

281 38 9
                                    

Hızlı bir haftaya giriş yaptım. Arkadaşlarımla iş çıkışı dışarıya çıkıp eğlendim. Kendime daha önce almadığım kıyafetler aldım. Arkadaşlarım buna yapmama şaşırdı çünkü normalde fazla dışarı çıkmam. Kendime de pek bir şey almam. Öylesine yaşayan bir insanım. Vaktimin birazını da Chanla geçirdim. Stajdan gelen parayla faturalarımı ödeyip eve bir şeyler aldım. Okul başladı ama hiç stresli değilim. Hatta o kadar sakin ve iyiyim ki bu arkadaşlarımı korkutmaya başladı. Israrla bir şey olup olmadığını sormaya devam ettiler. Bir şey oldu değil tam tersine hiç bir şey olmadığı için böyleyim.

Chanı akşam sinemaya davet ettim. Okul çıkışi eve gerip biraz dinlendim. Kendime yeni aldığım kıyafetlerden birini üstume giyip güzelce hazırlandım. Sinemaya geldiğimde Chan zaten beni tüm zarafetiyle kapıda bekliyordu.

"Hoşgeldin. Çok güzel olmuşsun. Yakışmış."

"Hoşbuldum. Teşekkur ederim. Sen de çok çekici olmuşsun."

Bilim kurgu filmine girdik. Hayal olan şeyleri seviyorum. Çünkü benim hiç yok. Mısırımızı ve kolamızı yiyerek filmi izledik. Filmden çıktığımızda Chan kolunu belime atıp beni arabasına kadar yürüttü.

"Seni eve bırakayım."

"Hic hayır diyemem zaten çok yorgunum."

Sessizce arabaya binip evime doğru ilerlemeye başladık. Böyleydik işte kimi zaman çok sessiz. Kimi zaman birbirimizi yercesine savaşıyorduk. Şuan olduğu gibi. Elimi bacağına atıp yavaşca okşadım. Başını biraz yana çevirip beni izledi.

"Okul nasıl gidiyor?"

"Normal her zamanki gibi. Dersler geçen seneye göre biraz daha zor sadece. Senin nasıl?"

"Benim de aynı. Bu sene daha fazla çalışmam lazım."

"Hmm anladım."

"Aklıma bir fikir geldi ama süpriz. Yarın müsait misin?"

"Yarın dersim yok zaten boşum. Ne yapacağiz ki?"

"Süpriz dedim ya Changbin."

"Olsun boz süprizi."

"Olmaz yarına kadar beklemen lazım."

Evimin önüne geldiğimizde tekrar atağım tuttu. Sikeyim. Tam yorgunum mis gibi uyurum diyordum.

"İyi misin Changbin?"

"İyiyim sadece atağım tuttu."

"Çok normal bir şeymiş gibi söylüyorsun."

"Alıştım artık. 8 sene oldu. Hatta o kadar alışmışım ki bazen fark etmiyorum bile."

"Ne yapmamız lazım peki?"

"Beni eve çıkart yeter."

Elimden tutarak beni eve yürüttü. Kendimi hemen koltuğa atıp uzandım. Çünkü yatağıma yatarsam orası artik benim için yatak olmaz. Atak anlarımda ayağa kalkıp başka bir yere gidiyorum. Yoksa yatak sadece uyumak anlamında olmaktan çıkıyor.

Chan yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. Beni göğsüne doğru çekip sırtımı sıvazladı. Baskılanmak o anda iyi hissettiriyor. Sımsıkı sarmalanmak. Güvende olduğumu hissettiriyor. Chan da bunu cidden çok iyi yapıyor. Biraz zaman geçtikten sonra nefeslerim düzenlendi. Kalbimdeki baskı biraz olsun üstümden gitti.

"Bir problemin olduğunu biliyordum ama bunu bilmiyordum."

"Genelde bunu söylemem. Kendimi aciz hissettirmekten başka bir işe yaramıyor."

"Hissetme desem de gene hissedeceksin. O yüzden demiyorum. Sadece şu anlık rahatına bak."

Biraz dahs koltukta sarılıp halde durduktan sonra Chanı kapıdan uğurladım. Kısa bir duş alıp kendimi yatağa bıraktım. Kendimi kasmaktan her yerim ağrımış. Zor da ola kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Unutma Changbin 28

28 / ChanChangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin