Medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim özellikle bu bölümü okurken.
Evet o malum gündeyiz. 28 ekim benim doğum günüm. Sabah erkenden kalkıp kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Evi güzelce temizledim. Eşyalarımı kolilere koydum. Yük olmak istemiyorum. Bana doğum günü süprizi hazırladıklarına eminim. Bu yüzden telefonumu kapatıp kenara koydum. Bakkaldan birkaç paket sigara alıp masamın başına oturdum. Aklıma gelen şeyleri karalayıp gözlerimi ovuşturdum. Balkona çıkıp sigaramı ve çayımı afiyetle içtim.
28 ekim akşamı
Nihayet akşam oldu. Kendimi güzelce hazırladım . En sevdiğim kıyafetlerimi giydim. Müzik oynatıcımdan sevdiğim şarkıları dinledim. Salonda sigara içmeme kuralımı ortam olmadan bozdum. İçerinin havalanması için pencereleri açtım.
Chan
Gerçekten çok heyecanlıyım. Changbin kendi ağzıyla söylemese de arkadaşları sayesinde bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Ona bir sürpriz yapmak için hediye aldım onun sevdiği gibi çikolatalı bir pasta alıp evine doğru sürdüm. Yedek anahtarını bana verdiği için kapıyı kendi elimle açıp içeriye doğru girdim.
İçeriye doğru seslendim ama hiçbir ses gelmedi. Salona, tuvalete, banyoya ve yatak odasına baktım. Son çare balkona çıktığımda onu görmek isteyeceğim en son şekilde gördüm. Bize oraya hamak asacağım dediği ipe kendisini asmış. Elimdeki şeylerin hepsi yere düştü ben fark etmeden. Gerçekten bacaklarım titriyor. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. Son çare onun bacaklarından tutup yukarı doğru kaldırmay çalıştım. Ama çoktan dudakları morarmış ve hareket etmiyor. Sandalyeye çıkıp onu ipten kurtardım. Koltuğa doğru onu yatırıp kucağıma aldım. Öpüp kokladım ,ama hiçbir şekilde karşılık vermiyor. Normalde verirdi bana, kızmadığı sürece . Her zaman beni öperdi. Elleri her zaman sıcak olurdu yüzü herkese gülerdi. Ellerini tuttum avuçlarımın içine koydum. Soğuk ellerini ısıtmaya çalıştım, ama hiçbir şekilde ısınmadı. Kucağıma oturttum sıkıca sarıldım, böyle olduğu zaman düzelirdi. Şimdi niye düzelmedi? Yine de nabzını ve nefesini kontrol ettim. Gerçekten sessiz olduğu için ilk defa ona kızgınım. Ne kadar süre onu öyle sıkı bir şekilde tuttuğumu bilmiyorum. En sonunda arkadaşları eve geldiğinde beni balkonda o şekilde buldular. Bana sadece baktılar ve hiçbir şey söylemediler. Gerçekten o an birinin çıkıp yaşadığını söylemesini çok isterdim. Ama kimse ağzını açıp tek kelime etmedi. Kucağımdan onu almaya çalıştılar, ama o bana sarılmadan sakinleşemez ki . Gerçekten sakinleşemez. Israrla onu vermeyi reddettim. En sonunda Minho zorla onu kucağımdan aldı. Sonrasında ne olduğunu bilmiyorum .Sadece balkondaki cama bakıp dışarıyı seyrettim ,avuçlarımın içinde onun elinin yokluğunu düşündüm . Hiç bu kadar yalnız olduğumu hatırlamıyorum. Hiç bu kadar kimsesiz olduğumu hatırlamıyorum. Yüzük parmağımdaki piercinge baktım birkaç defa yerinde döndürüp öptüm . Ondan bana kalan tek şey bu muydu şimdi?
Aradan bir zaman geçtikten sonra ailesi cenazesi için buraya geldi. Zaten gerçekten dediği gibi fazla arkadaşı yokmuş. Cenazesinde sadece annesi, Minho, Han, Hyunjin ve ben vardık. Bir de okuldan birkaç kişi. Gerçekten kimse görmeye gelmemişti. Ben yalnız bir insanım diyordu işte gerçekten yalnızmış. Ama şimdi yalnız başına kalmasını istemedim. Onun da istemediğini bildiğim için mezarının başında bekledim. O soğuk severdi ama bu kadar da soğuğu sevmezdi. Hafiften soğuğu severdi. Karanlıktan da korkardı, karanlık bir sokaktan geçtiğimizde hep bana sarılıp köşeden giderdi.
Aradan bir zaman geçtikten sonra Minho bana bir mektup verdi. O gitmeden önce yazmış. Masanın üstüne bırakmış herkes i , benimkini alıp koltuğa yaslandım. Derin bir nefes çekip okumaya başladım.
Merhaba yani merhaba dedim . Tabii nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum . Gerçekten çok güzel zaman geçirdik beni öpüşün, bana dokunuşun, beni sevişin ,sevişmemiz. Her anımızı gerçekten dolu dolu yaşadığımızda o kadar mutluydum ki. Aslında bunun böyle olacağını önceden de biliyordum. Dayanamadığımı defalarca söyledim , ama herkes benim çok güçlü olduğumu söyledi, her şeye dayanabileceğimi söylediler. O kadar şeyi atlattığımı bunları da atlatacağımı ,ama aslında hiçbirini aldatamadım. Gerçekten hiçbirini atlatamadım. Her zaman içimde bir yerlerde durdu . Ben ne kadar dik durmaya çalışırsam çalışayım hep oralarda bir yerdeydi. Her zaman etraftaki insanları toplayan cesaret veren insan ben oldum. Onlara iyi gelmek için elimden gelen ne varsa yaptım ama kendim için bunu yapmadığımı fark ettim . Ne istediğimi düşündüm. Gerçekten benim yapmak istediğim bir şey olmadı. Bunu fark ettim. Mesela bir hayalim yok. Zaten istediğim birkaç şeyi de yaptım. Arkadaşlarımı yemeğe çıkardım ,ailemi son kez ziyaret ettim , seninle öpüştüm, seviştim, gitmek istediğim yerlere gittim, beni bir nebze olsun mutlu etti. Biliyor musun gerçekten hiç pişman değilim. Seninle yaşadığım anlarda, dakikalarda, zamanlarda pişman olmadım. Ama içimde sürekli bir şey eksik anlıyor musun? Hiç tamamlayamadım. Hayatım boyunca gerçekten tamamlayamadım. Ben hep yarımdım. Sana tamamlandığımı söyledim, ama yalan söyledim. Ben daha önce sana söylediğim gibi uçmayı kendime yakıştırmıyorum. Bu zincirlerle yaşamaya mahkumdum. Zincirlerimi ilk ve son defa kırdım.
Ben artık özgürüm.
Seni gerçekten çok seviyorum. Her zaman seveceğim. Benim için üzülme yani . Tabi dediğim o kadar çok saçma oldu ki kendim bile yazarken güldüm. Çok üzüleceğini biliyorum ,eksik hissedeceğini biliyorum. Ama ben ilk defa kendim için bir bencillik yaptım. Sen hep bana bir kez bencil ol, kendini düşün derdin. İlk defa kendimi düşündüm.
Sadece ben uçmak istiyorum.
Kocaman öpüyorum sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
28 / ChanChang
Fanfiction28 benim dışımda kimse için bir anlam ifade etmez. Rahatsız edici olaylar var hassas olanlar okumasın.