Lisa ertesi gece de Jennie'yi kulüpte göreceğini tahmin etmişti. Bu yüzden oraya yalnız gitmedi. Tek bir olayla yelkenleri suya indiremezdi. Jennie her şeyin yoluna girdiğini düşünmemeliydi.
Yanında birbirlerini bu kulüpte ilk gördükleri gece birlikte olduğu kız vardı. Kız elbette onun için hiçbir şey ifade etmiyordu. Adını bile sürekli karıştırıyordu ama kız için bu sorun değildi. Lisa'nın yanında olmaktan memnundu. Jennie geçen geceki gibi Lisa'nın karşısındaki masaya yerleşmiş önüne geleni içiyordu.
Lisa: Gerçekten hiç akıllanmıyorsun.
Yanındaki kız kulağına yaklaştı.
Jae: Bir şey mi dedin bebeğim?
Lisa her ne kadar bu durumdan hoşlanmasa da Jennie'nin gözlerinin içine bakarak kızın dudaklarına doğru bir şeyler mırıldandı. Jae herkesin duyabileceği bir kahkaha attı.
Jennie gördüğünden hoşlanmış gibi gözükmüyordu. Gözlerini bir an olsun Lisa'dan ayırmadan yeni bir şey isteyip duruyordu.
Kız dakikalar geçtikçe daha da sırnaşık bir hal almıştı. Lisa onu öncesinde fazla ileri gitmek yok diye uyarmış olmasına rağmen eli Lisa'nın bedeninin her yerini gezmişti neredeyse. En sonunda bacaklarını Lisa'nın bacaklarının üstüne atıp kucağına yerleşti ve boynuna sarıldı. Bu esnada dudağına çok yakın yerlere küçük öpücükler konduruyor ve bol bol gülüyordu. Lisa'nın herhangi bir karşılık vermediği gibi olumsuz bir tepki de vermediğini görünce dudaklarına doğru eğildi. Tam öpmeye hazırlanırken bir bardağın kırılma sesi duyuldu.
Jennie sıkmaktan neredeyse paramparça edeceği bardağı sertçe masaya vurarak kırmıştı ve elleri kan içindeydi. Ancak bunun farkında gibi gözükmüyordu bakışları hala daha Lisa'nın yüzündeydi.
Lisa elinin kaynadığını fark edince kızı kucağından adeta atarak Jennie'nin masasına koştu.
Jennie sanki transtaymış gibi bir tepki vermiyor elini canını daha da acıtmak ister gibi sıkıyordu. Lisa onu bu durumdan kurtarmanın tek yolunu çenesinden kavrayıp yüzünü kendisine çevirmek olarak gördü.
Lisa: Bana bak. Ne yapıyorsun sen?
Jennie cevap vermedi. Lisa'nın gözlerini ezberleyebileceği bir süre bakışlarını sabitledikten sonra kırgın bir gülümsemeyle masadan kalktı.
Lisa: Elinin sarılması gerekiyor!
Jennie dalgınlıkla arkasına baktıktan sonra yürümeye devam etti. Lisa kendi masasına dönüp eşyalarını toplamaya başladı. Jae kollarını bağlamış memnuniyetsiz bir ifadeyle onu süzüyordu.
Jae: Ondan nefret ettiğini sanıyordum Lisa.
Lisa herhangi bir cevap vermedi.
Jae: O aptalın eli biraz kanadı diye masayı terk ediyorsun.
Yaptığı şeyin "saçmalığının" eleştirilmesi değil de Jennie'ye aptal demesi Lisa'nın gergin sinirlerini açığa vurmasına sebep olmuştu.
Lisa: Kim olduğunu sanıyorsun da işime karışıyorsun?
Kız aldığı cevap karşısında şaşırmıştı.
Jae: ya-yani çok...
Lisa: Kes sesini Jae.
Hızlı adımlarla Jennie'nin peşinden gitti.
