Gerçekten de gecenin ilk bir saati hiç de korkunç geçmemişti. Jisoo'nun eğlenceli tavrı her iki kızın da keyfini yerine getirmişti. Arada bir hoş olmayan bakışlara maruz kaldıklarında bakan kişiye cevabını veren de yine Jisoo oluyordu.
Jisoo müziğin sesini bastıracağını düşünerek Jennie'ye doğru eğildi ve konuştu.
Jisoo: O kadar da kötü değil değil mi Jendeuk?
Jennie içten bir gülümsemeyle kızı onayladı. Gerçekten de o kadar kötü değildi. Hatta Jennie uzun zaman sonra iyi hissediyordu.
Bu iyi ruh hali Lisa'nın yanında güzel bir kızla içeri girmesiyle son buldu.
Gözleri buluştuğunda Jennie çok işe yaradığını düşündüğü gözlükleri gözünde olmadığı için lanet okudu. Lisa ise onu görmemiş gibi kafasını yanındaki kıza çevirdi. Gördüğü manzara karşısında arkadaşının tadının kaçtığını fark eden Jisoo kızın koluna girdi.
Jisoo: İstersen gidelim Jen?
Jennie olumsuz anlamda kafasını salladı. Er ya da geç aynı ortama gireceklerdi, onu her gördüğünde kaçamazdı.
Chaeyoung: Sen nasıl rahat edersen Jennie.
Jen: Birazdan gideriz olur mu?
İki kız da Jennie'yi onayladı.
Jennie gözlerini tamamen Lisa'ya ve yanındakine sabitlemişti. Güzel yüz hatlarına sahip olan uzun boylu kız Lisa'nın 1 cm uzağında duruyordu. Sürekli birbirleriyle temas halindeydiler ve sık sık kahkaha atıyorlardı.
Lisa üstüne sabitlenen kedi gözlerin gayet farkındaydı ve bu inanılmaz hoşuna gidiyordu. Arada bir elini kızın yüzüne koyuyor neredeyse onu öpecekmiş gibi yakından konuşuyordu. Jennie'ye ise asla bakmıyordu.
Jennie: Umrumda değil.
Farkında olmadan sesli düşünmüştü.
Jisoo: Bir şey mi dedin Jen?
Jennie yaptığını fark edip hızlıca kafasını iki yana salladı. İçeceğini hızlıca bitirip ceketini eline aldı. Gitme zamanı gelmişti.
İçinden tekrarladı "umrumda değil".
Ama gerçekten umrunda değilse neden içinde bir ateş topu dolaşıyormuş gibi hissettiğini asla anlayamadı.
