19.Bölüm

63 5 3
                                    


2 Ay sonra...

"Sınava sadece 47 gün var ve benim edebiyat netlerim hala yerlerde." Ada'nın isyanıyla hepimiz oflamıştık. Sınava az bir zaman kalmıştı ve hepimiz oldukça stresliydik, tabii bunun yanında düzelmeyen netlerimiz de vardı. Elimdeki denemeyi sıraya bırakıp ayaklandım "Ay içim daraldı, kalkın bahçeye çıkalım. Beynimize oksijen gitsin biraz." biraz ittire ittire, biraz kaktıra kaktıra dışarı çıkmıştık. "Yarın bizdesiniz unutmadınız değil mi?" Mert'in hatırlatmasıyla konuştum "Kerem ve ben geliyoruz. Ayrıca Deniz'in kayınvalidesi ile tanışmasını asla kaçıramayız." Deniz hariç hepimiz gülerken Mert Deniz'in saçlarına öpücük konduruyordu, asla ciddiye almayacağımız bir ifadeyle konuştu "Gülmeyin benim sevgilime. O gayet sakin, değil mi güzelim?" sonunda dayanamayıp kahkaha attığında Deniz ensesine bir tane yapıştırmıştı. Hepimize baktı "Ne şerefsiz insanlarsınız ya. Ama gün gelicek ben hepinizi görücem, o zaman da ben gülücem." Kerem kolunu omzuma atarken gururla kabarttı göğsünü "Valla bizim aileler tanıştı, bizim işimiz hal oldu. Siz kendi derdinize düşün." "Bu çocuk Allah'ın sevdiği kulu kardeşim. Kızın abisi, babası, anası buna ölüp bitiyor. Şundaki şans bende olsa ohooo." Yiğit'in sitemlerine hepimiz gülmüştük. "Bu arda Yiğit haklı, annem babam benden çok Kerem ile ilgileniyor. Büyücü bu çocuk büyücü." "Nazar etme ne olur, çalış senin de olur demişler kardeşim." Hepimiz kahkaha atmaya başlamıştık bu sefer. Zilin çalmasıyla toparlanıp hızlıca sınıfa doğru yürümeye başladık.

"Anne yarın Mert'lerin evinde olucaz. Annesi bizi yemeğe çağırdı." "Tamam kızım, gidersin." Abim odaya çığlık atarak girince korkudan olduğumuz yerde zıplamıştık. "Kabul edilmişim kızım, kabul edilmişim." Hızla kollarını bana sarıp zıplarken ben de gülmeye başlamıştım "Oğlum ne deli danalar gibi koptun? Ne oluyor düzgünce anlatsana." bana sarılmayı bırakıp derin bir nefes aldı "Hani şu herkesin başvurduğu ama kabul edilmediği büyük bir büro vardı ya. İşte ondan kabul mail aldım." "Ohaa." İkimiz bir anda deli gibi çığlık atıp sevinirken annem de gülerek mutfağa gitti. Hızla saçımı savurdum "Ya işte hep benim sayemde." kafama bir tane geçirmişti abim "Aynen aynen senin gül cemalin için kabul ettiler beni. Hatta arayıp ilk görüşmede seni getirmemi istediler 'o olmazsa sen burayı unut.'  dediler. Salak." küçümseyici bir bakış attım "Beni kimler kimler istedi de ben varmadım canım benim.". Abim bana bakarak büyük bir kahkaha patlattı "Ulan kapımıza ilk gelene verdik seni, elimizde kalırsın diye korktuk." elime geçen yastıkla suratına vurduğumda gülmesi daha da yükselmişti, hızla ayaklandım. Odadan çıkmadan önce son bir kez döndüm "Senin gibi ayıyı gördükleri an tekmelerler çok da sevinme." kahkahaları koridorun sonuna kadar gelirken ben çoktan odama girmiştim. Yatağıma uzanıp bir süre düşündüm "Lan ben cidden beni ilk isteyene gidiyorum galiba." kendi kendime düşünürken telefonumun bir anda çalmasıyla çıktım düşüncelerden. Kerem görüntülü arıyordu, hızlıca açtım  "Selam çiçeğim, ne yapıyorsun?" "Neden sen diye düşünüyorum?" gülüşü donuklaşmıştı "Nasıl yani, anlamadım? Neyi düşünüyorsun?" "Demek istediğim şu, ilk defa hayatımda böyle bir şey yaşıyorum ve her şeyi bu kadar çabuk kabullenmek mantıklı gelmiyor." bir süre sessiz kaldık. Oturduğum yerde dikleştim "Yani aslında evet her şey biraz hızlı bu sana garip geliyor olabilir." "Hızlıdan çok korkutucu. Ailelerimiz tanıştı hatta tanışmakla kalmayıp resmen nişanlıymışız gibi davranmaya başladılar. Biz daha birbirimizden emin değilken..." yüz ifadesini görmemle susmuştum "Cidden buna alınmayacaksın değil mi Kerem?" bir anda gülmeye başladı "Yok canım alınmayacağım. Alt tarafı sevgilim benden emin olmadığını söylüyor. Pardon ama Rüya nasıl bir tepki vermemi bekliyorsun? Korkmanı anlayabilirim ama emin değilim demek. Yani cidden ben sana bu kadar kendimi açmışken hala emin değil misin?" "Daha iki ay oldu biz sevgili olalı Kerem. Birbirimizi tanımıyoruz bile." "Birbirimizi tanımıyoruz ne demek Rüya? Sana tüm benliğimle geldim. İt gibi peşinden koştum resmen, ailen sana sorun çıkarmasın diye kırk takla attım..." güldüm "Yaptıklarımızı birbirimizin suratına mı vurmaya başlıyoruz? Hayır öyleyse söyle bileyim." "Öyle olsa bile senin edecek tek bir kelimen olmaz Rüya." şaşkınca baktım. Sinirle bağırdım "Bu ne demek? Ben bizim için hiçbir şey yapmadım mı yani?" "Evet tam olarak bu demek. Ben bizim için bu kadar çabalarken senin bunları söylemen şaka gibi. Biliyor musun haklısın galiba? Bir şeylerde emin olmamakta haklısın." gözlerim dolmaya başlıyordu "Çok ağır konuşuyorsun Kerem, geri dönüşü olmayacak şeyler söylüyorsun." kahkaha attı "İşte sen tam olarak böylesin Rüya. Bizi silmeye o kadar hazırsın ki. Gerçekten sana ne diyeceğimi şaşırıyorum.". Nefeslerim boğazıma dizilirken konuştum "Hiçbir şey için seni zorlamadım Kerem. Ne bu ilişki için ne de aylarca peşimden koşman için, hepsini istediğin için yaptın o yüzden şimdi suçlu arama." "Doğru, bu ilişkide her şeyi ben yaptım suçlusu da benim." göz yaşım akınca hızlıca sildim. "Biliyor musun ikimiz de eteklerimizdeki taşları döktüğümüze göre her şey tamamlandı. Devam etmemizin bir mantığı yok. Ne de olsa sürekli kendinden veren sensin, daha fazla yıpranmamış olursun." "Doğru, daha fazla yıpranmamış olurum. Bitsin." derin bir nefes aldım ve telefonu kapattım. Son kez göz yaşımı silip ayaklandım ve test kitaplarımın başına oturdum. Hayatım ve geleceğim önemli, herkesten ve her şeyden.

Bakkal Amca// MesajlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin