fillandiya

77 10 53
                                    


Medya: ben çektim.. heh

Kendimi ağır çekimde olan bir filim sahnesi gibi hissediyorum,sinirliydim aileme olan hakareti kaldıran biri değildim.
Sevdiğim kişilere hakaret edilmesinden hoşlanmıyorum.

Herneyse tabi ki, beni tutanlardan kolumu sinirle çektim, hâlâ karşımdaki çocuğun gülüşü beni sinir ediyordu ama şimdi o gülen dudakların yerine kırılmış çenesi olucakti.

Sol ayağımdan aldığım destek ile uçmayı öğrenen kuş gibi sıçramış ve sağ ayağımı gülen çocuğa doğru uçarken, gülüşü silindiğini gördüm.

Yarrak kafa,
Hocaların nidaları, cırtlak Ayşelerin'ohaaaağ' çığlıkları, bizimkilerin ' bastır ağmına ' diyerek destek vermeleri ve benim uçan tekmem.

Çocuğun suratına sonunda inen uçan tekmem ile yere yığılmışti, kesin sağ yanak arka iki diş yok, kırıldı galiba dişleri.
Olsun yenilerini yaptırırdı, babama laf ederken çok iyiydi  ağzı ama.

Çocuğun suratına uçan tekme attım ama, çocuğun yere düşmesi ile bende yere yatay bir biçimde ilerlemeye devam ediyordum.
Yer çekimini bulan Newton'a...

Hâlâ slow olan bu gidişim iniş gerçekleştirdi. Güzel kalçalarım yoktu artık.
Tanrım bunlar bir günde olan birşey değil ki.

Yere indikten sonra yüzünü tutan çocuğa baktım, " OROSPU ÇOCUĞU yüzüm gitti, yüzüm yüzüm!" Bana bağıran çocuğa tek kaşımı kaldırıp.

" Yalan söyleme yavaş vurdum" gülerken söylediğim sözler ile daha da sinirlendi.

Ama sadece hızlı inmek  ile kalmayıp, benim canımın içi olan hoca kafama elindeki okuma kitap ile vurmaya başladı.
"İt herif, dur dedim sana, ama yok hocayı dinlemek yok. Anneni aradık langa, baban da gelicek. Bu sefer ne olur bilemem" kafama hâlâ vurmaya devam eden hocaya kafamı bile kaldıramıyordum, saniye başı kitap vuruyordu kafama.

"Hocam vurmayın yaa" hâlâ vuruyor adi herif.

Reki'nin ayakkabısını gördüm, rüya mı bu?
Neden buraya geldi ki? Benim için mi? Merak mı etti beni acaba?

" Baba dur yeter, bizim de suçumuz vardı"
BABA MI?
BABA.

BABA,
REKİ.
BABASI.

kafama vurulması durmuştu, kafamı kaldırdım da reki benim baş düşmanım olan hocanın elini tutmuş, ona baba diyordu. Şaka.

Şuan herşey kafamda otururken anlıyordum, bana, laubalilik sevmediğini ve ileride lazım olacağını söylemişti.

(Bu sahne, Anadolu lisesi bölümü, 21. Paragrafta geçiyor, bakmak isterseniz orada)

ÇÜNKÜ benim rekiyi SevDiğİmİ biliyordu.
Tanrım bu hoca çok zekiii.

Kısa çaplı bakışmalarımızdan sonra, reki yanıma geldi, tanrım benim yanıma,
Eğildi ve elini anlima koydu, bütün vücudum titriyordu.

"İyi mısın? Titriyor gibisin?" Şevkatla sorduğu soruyla kalakaldım, ne demeliyidim.

"Limonlu cheesecake" Aptal, çocuğa limonlu cheesecake dedim, utançtan yanaklarıma kan basıncını hissettim.

"Ne? Anlayamadım" ya ben senin konuşmanın yerim.

" Afrika çok soğuk değil mi? Bence de öyle. Neee Rusya mi yanıyor" tanrım ben ne diyorum.

Kelimelerimi toparlayamıyorum. Aptalca davranıyorum.
Güldü.
Reki gülüyordu, hemde bana doğru,
Kalbim nasılsın?

" Gerçekten garip, kavgada kafanı mı vurdun, baba o iyimi. Revire götürelim mi?" Ben ona şaşkın şaşkın bakarken babası lafa atladı.

Reki'nin Yolları( Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin