02.08.2002
Merhaba günlük,
Henüz tanımadığım bir şehrin bana hissettirdiği yabancılıkla sana yazmak istedim bir an önce.
Bunu yazmak istemiyorum aslında sana, hayır gerçekten istemiyorum. Buraya yazarsam bir daha aklımdan atamayacağımı hissediyorum, sanki yazmadığımda unutup geçebilecekmişim gibi.
Ben gerçekten, aptalın tekiyim değil mi?
Daha güzel şeylerden bahsetmek isterdim sana. Hayalini kurduğum üniversitenin önünde çekildiğim umut dolu fotoğrafımdan, artık sabahları ders için yürürken yolumda bana eşlik edecek olan ağaçlardan bahsetmem güzel olmaz mıydı?
Ama ben...onu gördüm.
Elimdeki koca valizi sürüklüyordum o sırada. Bundan sonra her gün görmeyecekmişim gibi üniversitemi görmek gelmişti içimden. Hevesimin, heyecanımın körüklediği bir içgüdüydü bu. Şimdi düşününce, keşke direkt kız yurduna geçseydim diyorum.
Dört bir tarafta ilerleyen insanları izledim. Yeni olduğu belli olanlar vardı benim gibi, oradan oraya koşturan; her sene bu gördükleri görüntüye alışmış gibi duranlar da vardı, üst sınıflardan olduklarına kanaat getirdiğim. Gülümsemiştim o an, önümüzdeki senelerin bana ne getireceğini, beni kimlerle yakın edeceğini düşünmüştüm.
Fakat geleceğin benim hakkımda güzel planları yok değil mi? Bunu onu gördüğüm o dakikada anlamıştım.
Benden uzaktaydı, bahçenin diğer bir köşesi belki. Çok sevdiği koyu mavi montunu geçirmişti üzerine, siyah boğazlı bir kazağı vardı içinde. Yanındaki birkaç çocukla bir şeyler konuşarak ilerliyordu. Yavaştı adımları ya da ben öyle sanıyorum.
Çünkü benim için o an her şey yavaşlamış gibiydi.
Ah gerçekten, buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum günlük. Yollardan nasıl geçtiğimi, merdivenden nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Şuan bile zihnim hala o bahçede, gözlerim ona bakıyor sanki.
Hem ağlamak istiyorum hem de kahkahalarla gülmek, ne hissettiğimi de bilmiyorum. Zihnimden birbiri ardına geçip gidiyor düşünceler ve ben seyirci koltuğuna oturmuş gibi onlara bakakalıyorum.
Bilmek ister misin günlük, neden kapağının tozlanmasına izin verdiğimi? Bilmek ister misin, neden bir yıl boyunca ellerimin dahi sana değmediğini?
Ben sadece, yapamamıştım. Güzel anılar bu defterin her bir köşesine sığınmışken acı şeyleri yazamamıştım sana. Unutmak istemiştim biraz da, sana bakmak bile bana onu hatırlatırken ben hatırımdan silinsin istemiştim.
Fakat şuan, istesem de olmuyor. Bu sayfaların her biri aklımda dolanıyor zaten, tekrar tekrar sahne alıyor. Senden kaçınsam bile düşüncelerimden kurtulamayacağımın farkındalığı kendi ayaklarımla beni sana getiriyor. Bavulumun en diplerinden, karıştığı diğer defterler arasında büzüşmüş olan günlüğümü açıyorum. Ne yaptığımı artık ben de bilmiyorum.
Çok garip hissettiriyor biliyor musun? Hayalimizi gerçekleştirmiş olmamız çok garip hissettiriyor, ağzımda acı bir tat bırakıyor. Yağmurlu gökyüzünü izlerken kurduğumuz düş çok geride kalmış gibiydi değil mi? Aklımdan çıkmamıştı ihtimali hiçbir zaman. Defalarca, defalarca düşünmüştüm hatta. Bir sürü sahte senaryo yazıp çizmişti zihnim, ben gerçekleşmesini isteyip istemediğimi bile anlayamazken.
" Ya karşılaşırsak bir daha? Ya göz göze gelirsek? "
" Onun gözlerinde ne bulmayı umuyorum? Mutlu olduğunu görmek gülümsetir mi beni yoksa içimi mi dağlar? Ne yaparım ben onu görünce? "
Hiçbir şey yapamadım. Şuan bile, hiçbir şey yapamıyorum. Dünya sadece bu masadan ibaretmişçesine defterden başımı kaldıramıyor ve kalemimi oynatıyorum.
Ne kadar zormuş meğer, ne kadar korkutucu bir hismiş. Hiç tecrübe etmemiştim şuana dek ama şimdi anlıyorum yazarların, şairlerin o içli haykırışlarını. Şimdi hissedebiliyorum.
Ayrı yolları seçmiş sevgiler gerçekten de ömre bedelmiş.
................................................................................................................................................................
Merhabalar!
Bu kitap @AstroOt6Istemek tarafından organize edilen "Sasuhina Party" etkinliği doğrultusunda yazılmış bir minifanfic'tir. Etkinliğin detayları için profilini ziyaret edebilirsiniz.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi duymayı çok isterim :)
İyi zaman geçirmeniz dileğiyle~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Günlük - Sasuhina
Romanceİki sevgili birbirlerinden ayrı kaldıklarında kız günlüğünün kapağını açmaya korkmuş, oğlan ise yazdığı mektuplar arasında boğulmuştu... ...