1.4

678 66 25
                                    

Kıpırdanmayla huylandığında Anka uyandı. Gözlerine bakan koyu kızıl gözler ona gülümsüyordu. Açık kahve saçlarını okşayan nasırlı eli tuttu, "Günaydın."

"Günaydın." Hafifçe soluna döndü, "Saat kaç?" Bakugo camı gösterdi, "Gün daha yeni doğuyor." Anka telefonuna uzanmaktan vazgeçti, "Neden bu saatte uyandın? Deli misin?" Kıkırdayarak sorduğunda göğsünü açan çarşafı düzeltti, "Uyandım işte." Bakugo'ya yaklaştığında anlını ısıtan dudaklarıyla Anka, ellerini Bakugo'nun geniş göğsüne yaydı. "Baku -"

"Katsuki." Onu düzeltmesi Anka'yı gülümsetti, "Katsuki." Bakugo hafifçe sırnaştığında Anka derin bir nefes aldı, "Alkollüydün."

"Neler yapıp yapmayacağıma karar verecek kadar ayıktım Anka, merak etme," dedi ve sıkıca sarıldı, "Senin için sorun yoksa benim içinde yok. Adını ne koymak istersen o olsun, benim için hava hoş." Anka kaşlarını çattı, "Ha yani fuckbody olsakta sana uygun?" Bakugo derin bir nefesle, "Ben onu mu kastettim şimdi! Konuyu nereden nereye bağlıyorsun!" Anka uzaklaşmak istese de onu çevreleyen kollar buna izin vermedi, "Bugün izinliyim, hiçbir şey beni yataktan kaldıramaz." Anka'nın açık vücuduna yerleşip göğsüne başını koydu, "O yüzden uslu bir kız ol." Anka göz devirdi, "Şimdi de sugardaddy fantezisi!" Bakugo kıkırdadığında Anka dün gecenin izlerini taşıyan sırtında ellerini gezdirdi, "Acıyor mu?" Bakugo mırıldandı, "Hiçbir acıdan bu kadar zevk almamıştım."

Anka dikkatini başka bir yere çekmek için saçlarını okşamaya başladı. Kazıtılmış ensesinin altında, sırtında, kollarında... Yara izleri ile kaplı vücuduyla gülüşü sarardı. "Bunlar ne zaman oldu?"

Bakugo nefesini verdi, "Uzun zaman önce. Boşver." Anka derin bir nefesle Bakugo'nun kulağına üfledi. Benliğini aktifleştirip omuzları ve aşağısına yavaş dokunuşlarla masaj yaparken Bakugo'dan çıkan mırıldanmalar ve rahatlamalarla Anka devam etti. "İyi mi?"

"Hmm. Çok iyi."

Gülümsedi, "Bir şey soracağım." Bakugo başını kaldırdığında Anka gülümsedi, "Mutfak dolaplarında yazan tarifleri nereden aldın?" Bakugo göz devirdi, "Bildiğin soruları sorma." Başını tekrar Anka'nın göğsüne gömdü, "Dün Mina biraz bahsetti. Sanırım eski sevgilinle karşılaşmışsın." Masajına devam ederken Bakugo mırıldandı, "Hmm. Oldu öyle bir saçmalık."

"Anlıyorum."

"Kısa zamanda gidecek ait olduğu yere." Bakugo sertçe konuştu, "Hem... Ciddi bir birliktelik değildi." Anka derin bir nefes verdi, "Anladım." Bakugo kollarından destek aldı ve Anka'nın sağına geçti, "Ailenden bahsetsene biraz." Bakugo'nun bu sorusuyla Anka gülümsedi, "Üç kardeşiz. Ağabeylerim var, ikizler. Biliyorsun zaten." Bakugo onayladı, "Barlas Bey ile pek görüşemiyoruz. Yeğenim var, Nilüfer. O kaltak Barlas'ı terkedince Nilüfer'le şehir dışında yaşamaya başladılar."

Bakugo, Anka'yı dinlerken Anka tırnaklarındaki french'lerle oynuyordu, "Bora beni buraya gönderen ağabeyim. Kendisi asistan doktor, bi' nevi köle. Annemle babam ayrı, annemle yaşıyoruz. Babam ailesiyle beraber gitti. Görüşmüyoruz ama arada ararız sorarız birbirimizi." Bakugo, "Kuzenin var galiba, şu sürekli sahibi senmişsin gibi davrandığın." Anka kahkahaya boğuldu, "Bulut'u diyosun!"

"Teyzeoğlum o benim. Tek çocuk zaten, burnu havada bir egoist. Anlaşırsınız siz." Bakugo hafifçe doğruldu, "Peki ya senin ailen?" Anka şen şakrak sorduğunda Bakugo arkasını döndü, "Tek çocuğum ben, annemle babam birlikteler," dediğinde ayağa kalktı.

'Benimki bile böyle değil amk.'

Bakugo üstüne sadece giydiği baksırla odadan çıktığında Anka'da hızlıca giymek için iç çamaşırına uzandı. Ardından üstünü kendi valizinden almak için odadan çıktı, koştur koştur salona geçti.

Üstüne aldığı kazak ve altına aldığı kapri taytla güzel bir nefes aldı. Odaya geri döndüğünde yerdeki kıyafetleri toparlayan Bakugo'dan utana sıkıla kendi çamaşırlarını aldı. "Şey, makineni kullanabilirim, değil mi?" Bakugo cevap vermeyince tekrar sorusunu yeniledi fakat, "Cidden bunu soruyor musun?" Anka dil çıkardı ve Bakugo'nun kirlileri ile dolu olan renklilerin arasına kendi sütyenini attı. Kazağını ve eteğini katlayıp valizin üstüne koydu.

Bakugo yatağı toplayıp içeri geldiğinde altına geçirdiği eşorfman ve siyah atletle Anka mutfağın tezgahında yumurta çırpmakla meşguldü. Arkasından sarılıp boynuna, omzuna ve ensesine kondurduğu kelebeklerle Anka kıkırdadı, "Bozma dur!" Bakugo dinlemedi. "Bir işe yara da şu domatesleri yıkayıp güzelce dilimle."

~•~

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kısa oldu ya. Offf!

Kontrol etmeden fırlatıyorum, yazım yanlışı varsa gomennasai!

ガストロノミークラス - Bakugo×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin