Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Love Nwatiti açar mısın, lütfen!" Bakugo telefonundan şarkıyı açıp otomobiline bluetooth ile bağladığında Anka gülümsedi, "Teşekkürler." Anka şarkıyı mırıldanırken Bakugo'da güzelce aracı kullanıyordu.
"Nereye gidiyoruz Katsuki?"
"Annemin yanına, senden bahsetmiştim." Anka yutkundu, "Bana da söyleseydin, daha bir hafta olmadı çünkü!" Bakugo derin bir nefes verdi, "Bir hafta sonra dönüyorsun. Gitmeden tanışın. Sonra başımın etini yiyorsun." Anka göz devirdi, "Bışımın itini yiyırsın."
"Coffe date in the car. Hem de beyaz kalple?" Bora'nın sesine güldü, "Yani? Sen Beyza'ylaysan bana da hak doğdu." Bora derin bir nefes verdi, "Hem ne biçim konuşma öyle. İnsan hal hatır sorar." Bora sesini yükseltti, "Anka, Barlas bunu görürse canımıza okur." Anka göz devirdi, "Bir halt yapamaz, panikleme. Hem ona ne?"
"Çocuğu ayrı seni ayrı beni apayrı yaradana kavuşturur o!" Bora bir yandan da koştururken Anka güldü, "Bizi neyse de yanımdaki beyefendi için o geçerli değil ağabey. Profesyonel bir kahraman kendisi, adını duymuştun." Bora durdu, "Nasıl?"
"Kapatıyorum ben, sonra ararım!" Bora'nın yüzüne telefonu kapattığında gülümsedi, "Sonra anlatırım," dediğinde Bakugo otomobilden indi, "Gerilme." Anka başını salladı, "Titreyen sensin Katsuki. Anneni yemeyeceğim." Bakugo çemkirip bahçe kapısını açtı, ardından kapıya doğru ilerledi ve zile bastı. Anka arkasında kalmıştı, kapı açılınca kadın Japonca, Anka'nın duyduğu bir kalıpla konuşmuştu.
"Japonca bilmiyor anne." Bakugo çekilince Anka ile kadın yüz yüze geldiler, "こんにちは。嬉しい、私は香月の母親、爆豪ミツキです。"
"Merhaba, ben Katsuki'nin annesi Bakugo Mitsuki. Memnun oldum, dedi." Bakugo derin bir nefes verdiğinde Anka gülümsedi, "Bende memnun oldum efendim. Adım Anka." Bakugo bu sefer Japonca annesine çevirirken Mitsuki kapıdan çekildi, "あなたはドアで立ち往生しています、中に入ってください。"
"İçeri gelin, dedi." Anka gülümsedi, Bakugo'nun arkasından içeri girdi. Ayaklarındaki botları çıkardı ve montunu astı. Bakugo ona yolu gösterirken anne-oğul fısır fısırdı.
"私の父はどこにいますか?" Bakugo koltuğa oturunca Anka'da yanına oturdu," "仕事がある。彼は来週来ます、彼はファッションショーを持っています。" Bakugo başını salladığında ikisi Anka'ya döndü. "ご出身は。あなたは日本人ではありません。"
"Nereli olduğunu sordu." Bakugo tercüme edince Anka cevap verdi, "Türk'üm efendim. Ama Japonya'yı seviyorum." Bakugo tercüme edince Mitsuki gülümsedi. "Yemeğe geçelim dedi." Bakugo ayağa kalktığında annesini takip ettiler ve masaya oturdular. Mitsuki'nin masayı donatmış olmasıyla Anka utandı. Bakugo'ya fısıldadı, "Bu kadar organizasyona gerek yoktu."
Bakugo cevap vermedi. Mitsuki masada Anka ile sohbet ederken çevirmenlik yapan Bakugo ile yemeklerini yediler.
* * *
"Annen çok tatlı bir kadın, bana öyle bir anlattın ki. Bir canavarla falan tanışacağımı düşünmüştüm." Bakugo direksiyonu sağa çevirdi, "Öyle zaten." Kestirip attığında Anka telefonunu çıkardı, "Evin yolu burası değil, nereye gidiyoruz?" Bakugo başını Anka'ya çevirdi, "Seveceğin bir yer, merak etme." Anka derin bir nefes verip gülümsedi.
Otomobil durduğunda Anka, zifiri karanlık olmasıyla ürktü. "Haydi, in." Bakugo inince Anka'da onu takip etti. "Katsuki burada.."
Bakugo sırıttı, "Biliyorum. Kafa dinlemek için iyi bir yer." Anka kayalıklara oturdu. Denizin vurduğu kayalıkları izlerken Bakugo sağına oturdu, "Annemle anlaşmanıza sevindim." Anka gülümsedi ve gerindi, "Annen tatlı bir kadın. Umarım o da beni sevmiştir." Bakugo sessiz kaldı. Anka ise çantasından telefonunu çıkardı, "Hikayene mi atacaksın?" Anka başını iki yana salladı, "Hayır. Arka planım yapacağım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Nasıl?" Anka fotoğrafı gösterdiğinde Bakugo sırıttı, "Güzel." Anka telefonunu çantasına attığında ikisinin arasına sessizlik çöktü. "Az kaldı."
"Hn."
"Beni evinde ağırladığın için teşekkür ederim Katsuki. Gerçekten evimdeymiş gibi hissettim," Anka gülümsediğinde gecenin karanlığında belli olmasa da yanakları ısınmıştı, "Tch, büyütme." Anka kıkırdadı, "Şey.."
"Ney?"
Anka ellerini kütletti ve derin bir nefes aldı, "Görüşmeye devam ederiz değil mi? Yani... Uzak mesafe olsa da?" Anka utana sıkıla sorduğunda Bakugo gülümsedi. Anka içini ısıtan bu dudakların hareketinde daha da közlenirken, "Sorduğun sorunun saçmalığının farkında ol aptal," dedi. Anka yutkundu, "Sen de benden hoşlanıyorsun yani?" Anka dirseğiyle Bakugo'yu dürttüğünde Bakugo kaşlarını çattı, "Kes sesini."
"Öküz, azıcık kibar ol."
Bakugo göz devirdiğinde Anka başını onun omzuna yasladı. Bakugo karşılık vermese de çok geçmeden sol koluyla Anka'yı sardı. "Hem belki sen gelirsin Türkiye'ye?"
"Bakarız."
"Bakarız yok, gelirsin ya? Hem sana karnıyarak yedireceğim!" Anka gülerken Bakugo derin bir nefes verdi, "Gülme. Dilim dönmüyor diye beni oyuncak ettin kendine." Anka gülmeyi kesse de kıkırdamaya devam ediyordu. "Tamam tamam... Ama karnıyarak cidden orjinal, tam senlik."
"Anka! Kes şunu dedim."
"Tamam ya..."
~•~
Hmhm...
Az kaldı sabredin ayol kısa kesicem kitabı bi 80 bölümü daha kimse kaldıramaz aşxjaşxjaldla
