Sizden ufacık bir ricam var. Oyları biraz yükseltelim mi???
Ve oyları verdiysek bölüme geçelim.🌸
~~~
Kıyılan imam nikah ardından, çiftlik evinde güzel bir akşam yemeği yemişti. Hem Payedâr'lar hemde Demir ailesi aralarında bağın gittikçe güçlendiklerini hissediyorlardı. İki ailede çok mutluydu. Hiç şüphesiz en mutlu kişi tabikide Yusuf Ağaydı! Ne yapmış etmiş Yâde'sini ikna edip, imam nikahını kıydırmıştı. Çünkü iki ailenin de en büyüğü Zelal kadındı! Torunu gelip, 'İmam nikahını, nişan gecesi kıyalım.' dediğinde hem şaşırmış hemde, mutlu olmuştu ama en çokta, karışsın da şekilden şekile giren torunuyla dalga geçmişti! Daha sonra, gidip Gülhanım'ın babası ile konuşmuş ikna etmişti. Ama tabiki ilerde, bunun dalgasını daha çok geçecekti Zelal kadın! Yusuf Mirza'yı deli edecekti! Başta evlenmem diye, konağı yıktığını daha sonra Gülhanım'ı görünce hemen evlenmek istemesini her dakika yüzüne vuracaktı!
Gülhanım ise, hala heyecanlıydı. Kocası da olsa ilk defa bir erkekle bu denli yakınlaşmıştı. Yusuf Mirza'nın ellerini yüzünde hissettiği an düşüp bayılacak sanmıştı. Ama çok şükür öyle bir şey olmamıştı! İlk günden kocasına rezil olmamıştı! Kalbi hala küt küt, atarken merak etmişti acaba Yusuf Mirza'nın da kalbi böyle atıyor muydu? Etkileniyordu Yusuf ağa'dan. Gün geçtikçe onu daha iyi tanıyor ve hoşuna gidiyordu. Şimdi ise, sanki yeni gelin değilmiş gibi yılların gelini gibi çiftlikte çalışanlara yardım ediyordu. Kaynanası ve Yâde Zelal ne kadar otur sen deselerde dinlememişti! Kendi evinde bile yardımcıları Fatma hanıma sürekli yardım ederdi. Oturmak ona göre değildi. Şimdi ise çiftlik evininin o kocaman mutfağında, bahçede oturan beylere çay demliyorlardı. Azra ise mehir olarak verilen çiftlik evini inceliyordu. Kocamandı, kaç odası olduğunu saymayı on iki'den sonra bırakmıştı. Üç katlı bir çiftlik eviydi. Arazi alanı kocamandı ve birsürü at vardı.
- Şimdi Yusuf Ağa bu çiftlik evinde mi doğdu?" Diye sordu Azra merakla, doğdu çiftlik evini mehir olarak vermesi anlamlıydı.
- Evet. Berzan ağam ile kafa dinlemek için gelmişlerdirdi Ezma hanım, o zamanlar yedi aylık hamileydi erken doğdu Yusuf ağam." Dedi evin çalışanı Esma hanım, o zamandan beri bu ailenin içindeydi. Tüm aile hakkında fazlaca bilgi sahibiydi.
- Demek ki, ondan sabırsız Yusuf Ağa. Erken doğumuna bağlıyımış." Dedi kıkırdayarak. Daha sonra uzandı ve masanın üzerindeki atıştırmalıklardan yemeye başladı. Gülhanım ise arkadaşına kaşlarını çattı. Ne demek istemişti Azra? Elindeki çay tepsisini mutfak masasının üzerine koyup kendiside oturdu. Kadınların çayları zaten verilmişti. Erkekler ise iş konuştukları için çayları sonra içeceklerini belirtmişti.
- Sabırsız derken?" Dedi Gülhanım önündeki ince belli çay bardağına konulan açık çayı alırken demli çay içmeyi hayata sevmezdi! O onun çayı açık olacaktı.
- İşte, hemen imam nikahını kıydıya ondan dedim." Dedi muzip bir gülüşle, kına ve düğün için tarih belirlenmişti. Bu hafta içinde Payedâr konağına akşam yemeğine gidilecek ve Gülhanım, yatak odasına bakacaktı daha sonra odaya mobilya seçecekti. Önce çeyizleri serilecekti. Kız evi kına gününü tam netleştirecekti.
- Ne alakası var Azra?" Dedi Gülhanım, utana sıkıla Esma hanım ise bu iki genç kızı. Baş başa bırakmak için mutfaktan çıkmış ve salona geçmişti. Azra, Esma hanımın çıkmasını fırsat bilmiş ve bugün gün boyu aklında olan o soruyu sordu.
- Dur dur, bak sana ne diyecem. Ayşe'nin sevgilisi var." Dedi Ayşe'yi telefonda konuşurken duymuştu. 'Bende seni çok seviyorum aşkım.' demişti. Gülhanım ise elindeki bardağı masaya koymuş ve duyduklarından emin olmak istercesine kaşlarını çatmıştı. Ayşe'nin sevgilisi mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\
General Fiction🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu ve siyah gözlerini kısıp derin bir nefes aldı. Elindeki kırmızı kutunun kapağını açtı ve yüz görümlüğünu çıkardı. Genç kız heyecandan tit...