''Güçlerimi kullanamadım.'' dedim memnuniyetsizlikle. Daha önce çok fazla güçlü vampirle tanışmıştım ama hiçbiri beni kontrol edememişti. Dün ilkti.Yaşadıklarım bana yaşattıkları ilkti.
''Hassiktir, ne?''
''Bana dokundu ama ne yaptığını bilmiyorum Tae, hiçbir şekilde güçlerimi kullanamadım izin vermedi. Vücudumu bile hareket ettiremedim, bana yaptığı şeyi daha önce hiçbir vampir veya kurt adamda, herhangi bir kitapta bile görmedim.'' yatağa uzanıp gözlerimi kapadım. En yakın arkadaşımda hemen benim yanıma kendini atıp arkamdan sarılmıştı.
''Sonra ne oldu?'' dedi saçlarımı okşarken.
''Sonra ne mi oldu? kriz geçiriyor gibiydim, kalbime ve başıma deli gibi bir ağrı saplandı. Beni bıraktıktan sonra ise birkaç dakika boyunca başka hiçbir büyü yapamadım.''
''Öğreneceğim, gerekirse ondan öğreniriz ama merak etme ben bunun sebebini öğreneceğim Jimin.'' ve ikimizde günün verdiği yorgunlukla uykuya daldık.
****
Uykumu alamamaktan ve birisinin beni uyandırmasından nefret ederdim.
''TAMAM AMINA KOYAYIM TAMAM! ÖZÜR DİLERİM SAL BENİ SİKECEĞİM YA.'' duvarda asılı duran arkadaşıma bakıp sinirle bu seferde gücümle ağzının kapanmasını sağladım.
''Beni bir daha bu saatte uyandırırsan sana ne olacağını söylemiştim götveren, bedelini öde şimdi ben uyurken.'' ağzı kapalı olmasına rağmen hala bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Gözlerimi kapatıp götümü ona döndükten sonra uyumaya devam edecektim ki kıyamayacağımı bildiğim için parmaklarımı şıklatıp duvardan ayrılmasını sağladım.
Göt üstü yere vuran uzun beden hayıflandı.
''Seni bir daha uyandırırsam tüm cümle alem siksin beni he, oldu mu?'' koca bir kahkaha atarak kafamı yastığa gömdüm.
''O kadar genişse hayırlı olsun şimdi-'' kahkahalarımızı kesen kapı sesiyle ikimizde oraya yöneldik. Gelen Mark idi.
''Bölmek istemezdim ama vampirler ve kurt adamlar büyücüleri şehrin ortasında istiyorlar. Sanırım Jeon Victor toplanmak için emir vermiş.'' o sikik herifin ismi bile sinirimi bozmaya yetiyordu.
Kim bilir sikimsonik neler anlatacaktı kendisi gibi aptal olan sürüsüne.
''Bütün büyücüleri toplayıp oraya gidin Mark, bende uykuma devam edeceğim.'' kafamın üstüne sertçe atılan yastıkla olduğum yerde geriledim. İlla gel belamı sik diyordu bu herif.
''Baş büyücü olmadan oraya ne diye gidiyoruz acaba aklına soktuğum arkadaşım? üstelik aşağıya bile gelmişler, ne diyeceklerini bile dinlemeden uyumaya nasıl devam edeceğini açıklar mısın bana?'' kafamı yastıktan çıkarıp ona döndüğümde sinirlerime hakim olmak için derince ofladım.
Uykumdan uyandırılmaktan nefret ettiğimi ve aşırı sinirli olduğumu söylemiş miydim?
''SİKTİRİN BİR SİKİDE BENSİZ YAPIN ULAN! BANA NE! O AMCIK HERİFİN YÜZÜNÜ GÖRDÜĞÜMDE BİLE BELASINI SİKMEK İSTİYORUM HALA BANA TOPLANTI DİYORSUNUZ.''
''Efendim..'' dediğini duydum Mark'ın.
''Büyücülerin aşırı başınabuyruk olduğunu biliyorsunuz ve son üç büyücünün ölümünden sonra bence sizin orada olmanız daha iyi olur.'' bu tür sikimsonik büyücü işlerinden gerçekten sıkılmıştım.
Ne olurdu normal bir insan olarak dünyaya gelseydim?
Tamam, bu şakaydı.
Halimden ve doğduğum yerden gayet memnundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood, Sweat and Tears ℘ JiKook
FanfictionBüyücüler, kurt adamlar, ve vampilerin olduğu New Oearlans şehrinde herkes barış içindeyken vampirlere ve kurt adamlara katlanamayan tek bir kişi vardı. O da nesli tükenmesine rağmen tek sağ kalan cadı türünden, büyücülerin en güçlüsü Park Jimin'di.