Three

183 21 0
                                    

FELAKET BİR BÖLÜM OLDU SORREHH

YILDIZCIĞA BASMAYI UNUTMAYIN

ŞARKI İLGİSİZ AMA SEVİYORUM.

***

Benimle konuşmasının neden garip geldiği yada kasılmamı sağladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yarım saattir o güzel yüzüne, daha çok kalın dudaklarına ve yeni çıkmaya başlamış sakallarına, bakmaya devam ediyordum.


"Adım Michael."


"Biliyorum."


"Sana da merhaba Michael?"


Cevap vermem gerektiğini unutmuştum çünkü onun kusursuz suratını incelemekle meşguldüm. Yani benden cevap vermemi beklemeyin. Suratını incelemek için bütün ömrümü verebilirdim. O kadar mükemmel bir yüzü vardı ki.. Ah Tanrım..


"Ahh, sana da merhaba Michael."


Bir süre daha birbirimize baktık. Sadece baktık. Filmlerdeki karekterlerin birbirlerine aşk ile bakması gibi değil sadece baktık. O kadar.


"Çocuklar kaynaşmışa benziyor." Michael'in annesi ,adı Karen'dı sanırım, bizi de aralarına dahil etmişti.


Michael söze daldı,


"Ah, evet. En azından birbirimizin isimlerini ve neye

benzediklerimizi biliyoruz."


Büyükler kendi aralarında kıkırdadılar hatta annemin kahkahasını duyduğum bile oldu. Oysaki bu, o kadarda komik değildi. Hiç komik değildi.


"Hadi, sofra bizi bekliyor." Annem sohbete son noktayı koymuştu.


Herkes sofraya geçti ve anneme hazırladıklarıyla ilgili övgüler yağdırdılar. Michael hariç. Neden bilmiyorum ama dışarıdan hem soğuk hem de samimi bir görüntüsü vardı. Ona nasıl yaklaşmam gerektiğini kestiremiyordum. Böyle giderse saçmalayacağım aşikardı.


Masadaki herkes annemin yaptığı yemekleri büyük bir zevkle yemeye başladı. Özellikle Michael'ın annesi her yemeğe bayılıyor annemi iltifat yağmuruna tutuyordu. Babam ve Bay

Clifford ise aralarındaki tatlı samimiyeti keyifle izliyordu.


Yarım-kırk beş dakika sonra yemekler bitmişi.


Bayanlar mutfağa, beylerse salona geçmiş ve Michael'le yalnız kalmıştık.


"İstersen odama çıkabiliriz?"


Tamam, bu soru tamamen nezaket amaçlıydı. Yoksa onu odama çıkarmaya meraklı falan değilim.


Kafasıyla beni onayladı ve yukarı, odama çıkmaya başladık. Sarı ve yeşil tonlarının hakim olduğu odama girdiğimizde geçmesi için yol açtım.


"Odan güzelmiş. Ama ben senin yerinde olsam daha fazla renk kullanırdım." Söylediğine omuz silktim. Ben odamdan ve renklerden memnundum.


Koltuğa oturdu ve beni süzmeye başladı. Vücudumun karıncalanmaya başladığını hissediyordum.


"Oturmayacak mısın?"


"Ah.."


Yanına oturdum ve bu zamana kadar neden fark etmediğimi anlamadığım kokusu burnuma nüfuz etti. Aynı, aynı orman gibi kokuyordu ama vanilya kokusu da burnuma geliyordu. Değişik ve..hoştu.


Gülümsediğini gördüm ve soran bakışlarımı üzerine diktim.

"Senin üzerinde bu kadar büyük bir etkim olduğunu bilmiyordum Katherina."


***

Diğer hikayeme bakarsanız sevinirim!

Forbidden // cliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin