Four

179 20 1
                                    

4. bölüm(FOUR) olması nedeniyle multide bir 1D şarkısı yeeey!

***

Üstümde etki yaratması mı? Üstümde etki falan yaratmıyordu. Sadece vücudumun karıncalanmasına ve heyecanlanmama neden oluyordu. Ve bunlar kesinlikle etkiye girmiyordu. Yada giriyordur.


Hem, o daha benim geçtiğimiz Pazar günü kilisede gördüğüm bir çocuktu. Bunu söyleyecek kadar ukala olması beni şaşırtmıştı. Yani bunu söyleyebilecek kadar özgüvenli olması, yada egoist.


"Üstümde etki yarattığını da nereden çıkardın?"


Güldü.


"Gözlerim var Katherina. Görebiliyorum. Mesela,"


Son heceyi uzatarak söyleyince ne söyleyeceğini merak etmiştim.


"Göz göze geldiğimizde yanaklarının kızarması."


"Benim yanaklarım kızarm-"


"Ama aklında olsun benden küçük olanlar dikkatimi çekmiyor. Üzgün değilim."


Tanrı bu çocuğa ego dağıtırken elinin ayarını kaçırmış olmalıydı. Ego, ukalalık ve diğer benmerkezcilikle ilgili olan her şey bu çocukta toplanmıştı. Kendini bir 'tanrı' olarak görüyordu muhtemelen.


Ve kesinlikle mütevazi değildi.


Tam ağzımı açmış düşündüklerimi onun o mükemmel suratına söyleyecekken odamın kapısı açıldı. Gelen her zamanki gibi annemdi.


"Michael, annenler gidiyor. İstersen biraz daha kalabilirsin?"


"Teşekkürler Bayan Earle. Bu nazik teklifini geri çevirmek istemezdim lakin, yarına teslim etmem gereken tarih ödevim var."


"Ah, peki tatlım. Annen ve baban aşağıda bekliyor."


"Geliyorum."


Annem kapıyı kapattı. Ben olup biteni açık ağzımla izliyordum. O 'kötü çocuk' hallerinden beyefendiye dönmesi alkışlanmaya değerdi. Bu tam bir...dönek olmaktı. Bu çocuk bir dönekti.


"Görüşürüz  Katherina."


Bana göz kırptığında ondan tiksindiğimi fark ettim. Sonunda odamdan çıktığında biraz bekleyip ben de çıktım.


Aşağı indiğimde Bay ve Bayan Clifford kapıdaydı. Ve Michael.

Bayan Clifford beni görünce gülümsedi.


"Görüşürüz Katherina."


Ben de gülümsedim.


"Size de Bayan Clifford."


Uğurlama merasimi bittikten sonra annemin rahatladığını görebiliyordum. Her zaman stres olurdu ve bu misafirler gittikten sonra sona ererdi.


Aklıma Michael geldikçe deliriyordum. Daha ona cevap verememiştim ve o gitmişti. Onun egosuna lanetler yığdırıyordum.


Onu görünce vücudumun verdiği tepkiler sadece dönemsel hormonlar yüzündendi. Vücudumun böyle tepki vermesi benim suçum değildi. Tanrı, hormonları yaratmıştı ve onlar görevlerini yapıyorlardı. Bu kadardı.


Bugün olanlar yüzünden ondan tiksinsemde, mükemmel bir görünüşü olduğunu inkar edemezdim. Özellikle suratını Tanrı özenle yaratmış olmalıydı.


Belki kişiliği beni tiksindirmişti. Ama suratı kendimden geçmeme neden oluyordu.

Forbidden // cliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin