elimde hafifçe buruşturulmuş reçete ve biraz da hayal kırıklığı var mina. aslında haylice garip, sana ihtiyaç duyuyorum, seni istiyorum fakat çokça nefret ediyorum senden.
başlamışlar gene. zaten bir boka yaramayan kalbim iyice zayıflamış, senin bana olan hislerin veya ilişkimiz gibi.
benim değilsin. o kıza aitsin sen, o kızın dokunuşlarına ev sahipliği yapıyor bana değince delirdiğim o vücudun. sen, bana özel olduğunu zannettiğin sihirli yıldızlarını o kızın kızıl saçlarına konduruyorsun. adil mi mina? istemiyorum, seni de istemiyorum bu lanet kalbimi de. gözyaşlarım dökülmek istercesine 'buradayım!' derken nefes alıyorum titrekçe. iyi olmalıyım, en azından bulunduğum duruma göre.
soracak olursan, ki hiç sanmıyorum, korkuyorum. ne olur bilemiyorum, daha da önemlisi geçen sefer yanımdaydın fakat bu sefer yoksun. senin sihirli yıldızlarının olmadan iyleşmemin bir yolu var mıdır ki mina? geçen gece aldığım dokunuslar yetmemiş olsa gerek, hala sana ihtiyacım var. zaten ben ne zaman doydum ki sana?
adımlarım yavaşlıyor cadde üzerinde yürürken telefonumdan gelen ses ile, insanlara engel olmak beni kötü hissettirmiyor. bana hep engel olunmuşken, ben niye başkalarına engel olmaktan dolayı kötü hissedip, onları düşünecekmişim ki? çantamı açıyorum yavaş bir hareketle, aynı senin üstündeki klasik eteklerini çıkartır gibi, aceleye gerek yok. senden gelmesini umduğum bir mesaj var, mutluyum ve umutluyum kırgınlığıma rağmen. fotoğrafına bakarken gülümseme oluşuyor genellikle senin rujuna bulanmış olan dudaklarımda, her ne kadar bu zamanlarda olmasalarda. ard arda gelen bildirimler pek umrumda olmuyor.
"abla, neye bakıyorsunuz öyle? düşeceksiniz, önünüze bakın rica ederim." diyor hiç tanımadığım bir çocuk. dönüyorum sesin kaynağına doğru. sırtında çantasıyla okuldan gelen bir çocuk olsa gerek. zorlansam da tebessüm ediyorum belli belirsiz. ekliyorum sonrasında da "birine bakıyordum ve teşekkürler, daha dikkatli olacağım." çocuk da benim gibi gülümsemeye başlıyor fakat söylediği sözler yüz ifadesine ters, "dikkat edin kırmasınlar kalbinizi." zaten solmaya meraklı tebessümüm solmuş durumda. sözleri hayal dünyamdan çıkartıyor beni; uyan diyor chaeyoung, aylar öncesinde değiliz. başımı eğiyorum gözlerim çoktan dolmuş olsa da. iyi dersler diliyorum çocuğa ve adımlarımı hızlandırıyorum. ağlamak üzereyim, zayıf biriyim zaten aslen.
sana bu kadar bağlı olmak canımı sıkıyor. bitmiyor, gitmiyor hisler mina, denemekten de korkuyorum, her şeyden korkuyorum. ne olurdu kucağında kalsam? soğuk bedenini hissetmeyi özledim.
neredesin mina? kaçıncı bozduğun sözün?
sokağın ortasında daha fazla ağlamamak için arka sokaklardan birine sapıyorum. içim içimi yiyor, kalp atışım git gide yavaşlıyor buna ters olarak. yanımda olmayan haplarıma lanet ediyorum bir kere daha. eğer ki varsa, tanrı da biliyor o kutuların hayatımdan götürdüklerini.
korkuyorum. bu hislerin çok da yabancı olmadığının da farkındayım. ne olurdu yanımda bir kere de olsaydın? korkuyorum mina, gerçekten cok korkuyorum.
kalbimin atmamaya başladığını hissedince zaten kayıyor kontrolüm elimden. tek dilediğim mina, uyandığımda en azından yanımda olman.
-
minaya cok sovmeyin uzuluyoz😓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sihirli yıldız tozları
Randomsen yarım kalması gereken bir aşkın mürekkebini tekrardan doldurdun. minchaeng