im fuckin' into it | hyunho

iki

#

"Siktir ne yapıyorsun?"

Çakma sarı saçlarıyla benden biraz küçük olduğu yüz hatlarından anlaşılan kızı kendimden uzaklaştırdım.

"Beni çağırmadın mı? Asıl sen ne yapıyorsun?"

Narsistik bir gülüşle dağılan saçlarımı düzelttim.

"Tatlım, miyop musun? Ya da şaşı falan?"

Kızın yüz ifadesi gittikçe solarken devam ettim. "Senin gibi biriyle şu tuvalette düzüşeceğimi mi sandın gerçekten?"

Elleri boynuma sarılmaya çalışırken söylediklerimle hareket etmeyi bıraktı.

"Ne- Ne diyorsun?"

Bıkkınca ofladım. Tekrar etmekten nefret ederdim.

"Canım, diyorum ki.."

İşaret parmağımla iğrenç bir şeye dokunuyormuş gibi omzundan ittim.

"Seninle..."

Üzerine attığım bir adım onun ters istikametli adımlarına sebep oldu. Üstüne yürüdükçe geri geri gidiyordu.

"Asla.."

Bir adım daha atıp duvarla arama sıkıştırdım. Seksist bir yakınlaşmadan tamamıyla uzaktı bu olanlar. Gözlerimi tekrar yuvalarında çevirdim. Ah, elimde değildi bu göz devirme işi. Hoş.. elimde olsada kimseyi alakadar edemezdi.

Kapının birden açılmasıyla önümdeki kız yaprak gibi titredi ah pek tabiii buna karşın geleni tahmin ettiğimden yerimden oynamadım bile. Sakince sırıtmakla yetindim.

Sadece beklemediğim şey burnuma dolan kokusuydu. Tarifi zor ama çekici bir kokuydu.

Oldukça.
Çekici.

"Sevişmeyecek."

Lee MinHo, kızın üstüne eğilmiş duran bedenimin arkasına geçti ağır adımlarla. Ayakkabısından çıkan tok ses kızın bakışlarını kaçırmasına sebep oldu.

Bedeni arkamda bittiğinde üstüme eğilerek omzumun üzerinden kıza seslendi.

"Çık."

Kız dolan gözlerini önce benim sonra Lee Minho'nun gözlerinde dolaştırdı. Ah utanmasam üzülecektim. Gerçi utanmak bana göre değildi. Arsızın tekiydim evet.

Sonunda kız kolumun altından geçerek sertçe kapyı çarptı.

Sessizce mırldandım. "Lanet.."

Arkamdaki beden sözümle senkronize bir şekilde keskin burnunu boynuma sürttü.

"Zavallı kız.. bu sıcaklıktan mahrum kalacak."

Kıkırdadım. "Siz..?" Kalçamı kasıklarına doğru ittim. "Mahrum kalmak.." Bu sefer sakince hareket ettirdim. "İster misiniz sayın Lee?"

Kıkırdama sırası ona geçti. "Kesinlikle hayır Hwang." Elini belime atıp vücudunu tamamen bedenime bastırdı. "Müzayedenin bitmesini mi beklemeliyiz.." Boynumda bekleyen keskin burnunun yerini bu sefer dudakları aldı. "Yoksa.." Öncesinde kısa bir öpücük bile başladı. Sıcak nefesi boynuma çarptıkça içim titredi. Akabinde dişlerini dolaştırdı sakince. Minik birkaç ısırık bıraktı. "Şimdiden inletmeli miyim seni?"

Boynumu omzuna yaslayıp kafamı geriye attım. "Mmmh.." Hafif inlemelerimi sürdürürken kasıklarımı penisine bastırdım. "Bence, müzayede bizi bekleyebilir."

Kulağımın altına bir öpücük kondurup, kendi kendine konuştu. "Arsız olduğun konusunda tüm cemiyet hemfikirdi evet." Bu sefer kendini o itti bana. "Ama yatakta nasıl olduğunu sadece ben bilmek istiyorum."

Ah Lee MinHo peki ben seninle işim bitince tadın damağımda kalırsa nasıl tatmin olacağımı bilmek istiyorum desem?

Derin bir nefes alıp kendi içsel akışımı bitirmemişken sözlerine devam etti.

"Narcissa Hwang'ın biricik iş bitirici oğlu Hwang Hyunjin, yaptığın yapacağın her şeyi bilmeme rağmen seni yatağımda dağılmış bir şekilde görmek istiyorum."

Siktir.

"İş etiğime aykırı olması sikimde değil."

Kocaman bir siktir daha.

"Zekisin pekala ama senden daha zekiyim."

Bu seferki siktir daha çok 'siktir ordan' siktiriydi.

"Taraf değiştir." Dedi bu kez. "Yatağın soğuk tarafına damlayan menilerimin sıcaklığını tatmak için."

2nd ep end.

hwangjine.

naber?
ben ne yazdım?
yorum gelirse bölüm gelir öptüm kaçoovvvv😝