2. Bölüm

2.3K 109 23
                                    

OY VE YORUM Pleaseee..

....

"Sana da halloo mafyacık." 

Kulağına dolan cızırtılı alaylı sese kaşlarını daha çok çatan Araf, küfür etmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Bu durumda arayıpta sesini değiştirerek dalga geçebilecek tek bir insan vardı, onu da kim olsa anlardı. "Söyle Healer." dedi sesini tek düze çıkarmaya çalışırken. 

Healer kahkahasını serbest bırakıp dudaklarını dişledi. "Amanda aman, beni de tanırmış." dedi bebek severmiş gibi. Araf, sinirden boşta kalan elini yumruk oluştururken, sıktığı dişleri kırılmak üzereydi. "A-aa bu kadar sinir sağlığa zararlı ama mafyacık." diye eğlenmesine devam eden Healer'ı şu an karşısında bulsa cinsiyetine bakmaksızın kafayı gömerdi suratına. Sıkmaktan parmak aralarında beyaz boğumlar oluşan elini dişlerinin arasına aldı. "Alay etmeyi bırak Healer, ne istiyorsun onu söyle." diye tısladı. Artık sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu. 

Sarıldığı dala daha çok abanıp gövdesini pencereye doğru eğdi. Dudaklarını aralayıp 32 diş görünene kadar gülümseyerek kendisini görmeyen bedeni süzüyordu. Çıplak gövdesinde sayılı baklavalarına fazla oyalanmayıp, kasıklarının bir kaç santim altında, baldırlarını sıkı sıkı saran boxserın tüm hattını ortaya çıkarttığını gözlemleyip kaşlarını kaldırdı. "Ya sen yeraltının korkulu mafyası, nasıl oluyor da kıçına dar gelen don giyiyorsun? Fakir misin?" diye sordu. Araf tek kaşını kaldırırken emin olmak adına telefonu kulağından uzaklaştırıp ekrana bakmış, sonra tekrar kulağına dayamıştı. Healer'ın sözlerine anlam vermemişti, dalga geçtiği ses tonu yoktu bunu açık açık merakla sorduğunu anlamıştı ve buna şaşırmıştı. "Ne alaka?" 

"Anlamıyor musun? Kıçına dar gelen donu giymişsin, her tarafın meydanda. Don alacak paran mı yoktu?" Araf, boş gözlerle başını eğip üzerini kontrol etmiş, ardından Healer'ın dediklerinin yeni farkına varıyormuş gibi gözleri hızla etrafta dolaşmıştı. Odasının içerisine gizli kamera konulduğunu bile düşünmüştü o an ama bunun olma olasılığının imkansız olduğu aklına gelince vazgeçmişti. Evinin her tarafında güvenlik kamerası vardı ve evin içini bırak bahçe kapısından biri girse direk telefonuna alarm gidiyordu. Bunu, sistemin nasıl kurulduğunu görmediği sürece bir Healer bile çözemezdi çünkü kodlamayı, sistemi bizzat kendisi kurmuştu. Güvenlik kameralarına erişebilirdi ama asla alarmı kapatamazdı. 

"Ne taraftan izliyorsun söyle el sallayayım." dedi Healer'ın sorusunu es geçip alaylarına eşlik ederek. Healer dudaklarını büzüp başını yana yatırdı. Araf'ın sıkı donuyla çıplak kalan bedenini bir kere daha süzüp "Karşıki cama bak." dedi. Araf, aldığı komut ile bakışlarını oraya çevirdi, camın karşısında 11-12 metre uzağında, bahçe duvarının hemen arkasında kalan ağaçta oluşan karartıya daha detaylı bakmak için cama yaklaştı. Aradaki mesafe ne uzak ne de yakındı lakin karartıdan başka bir şey göremiyordu Araf. 

"Artık ne istediğini söyleyecek misin Healer?" dedi bıkmış bir ses tonuyla. Healer kaşlarını kaldırıp "Artık fakir misin sorusuna cevap verecek misin?" diye sordu, sorulan soruya soruyla karşılık vererek. Araf, sabır dilenircesine derin bir nefes alıp başını iki yana salladı. "Sence fakir olsam bu kadar lüks bir evde yaşayıp, holding sahibi olabilir miydim Healer?" 

Healer, aldığı cevabı biliyormuş gibi omuz silkip "O zaman neden fakirler gibi, başkasının olmayan donunu alıp giymiş gibisin?" diye sordu. Araf, sinirlerine hakim olamayıp telefonda kahkaha patlattı. Gülerken meydana çıkan beyaz dişleri, yanaklarında oluşan iki çukur ve kısılan gözleriyle şaheserdi. Görenlere bayramlık şölen sunuyordu lakin bu Healer'ın hiç hoşuna gitmemiş, yüzünü buruşturmasına neden olmuştu.

HACKER & MAFYA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin