Hava yağmurlu, saat 22.00, odamdaki bütün mumları yaktım ve onlar yanarken karanlıkta dans eden ateşlerini izliyorum. Bugün 23 Kasım. Yarın, yani 2 saat sonra anne ve babamın benden ayrılışının üstünden tam 1 yıl geçmiş olacak. Acı hala aynı acı, yalnızlık hala aynı yalnızlık, herkes zamanla acının dineceğini söylüyor ama acım dinmiyor sadece insan bununla yaşamaya alışıyor.
Yarın Cuma sonunda zar zor bir hafta daha bitiyor. Bu sene sınav senem olduğu için sürekli test çözüyorum daha doğrusu çözmeye çalışıyorum. Malum hayatımı yalnız başıma devam ettirmek zorunda kaldığım için okuldan artan vakitlerimde evimin yakınlarındaki bir kafede garsonluk yapıyorum.
Alarmımın bağırmasıyla aniden uyanıp saate baktım 7.30. Hızlıca hazırlanıp okula gitmem gerekiyordu okuldan sonra anne ve babamı görüp işe gidecektim bu yüzden iş kıyafetlerimi de yanımda götürecektim. Sabah erken saatlerde kahvaltı yapmayı sevmediğim için 1 bardak kahvemi içip saçlarımı sıkı bir topuz yaptım dudaklarıma parlatıcı sürüp evden çıktım. Okulum ve ev çok yakın olduğu için yürüyerek gidiyordum.
Sınıfa gelince Selin'in yanına geçip oturdum. Selin benim en yakın arkadaşım, küçüklükten beri arkadaşız birbirimizi hiçbir zaman bırakmadık ve hep destekledik. "Selam, naber" dedim çantamdan kitapları çıkartırken. "Selam, iyiyim sen nasılsın" diye cevapladı Selin. "İyiyim ben de" diye cevapladım iç çekerek. İlk ders Matematikti ve ben ders boyunca asla kafamı veremedim aklım sürekli annem ve babamdaydı. Teneffüs zili çalmış ama ben duymamıştım bile Selin beni dürtünce fark ettim. "Asya neyin var senin neden bu kadar durgunsun bugün kötü bir şey mi oldu anlat bana" dedi Selin. "Selin" diyebildim sadece boğazım düğümlenip gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Selin hemen bana sarıldı "Ağlama Asya ne oldu anlat bana hadi lütfen" dedi. " Selin bugün.. Bugün annemle babamın vefatının yıl dönümü daha dün gibi geliyor her şey, sanki çıkıp geleceklermiş gibi hissediyorum" dedim gözyaşları içerisinde. Selin iç çekerek " Asya, biliyorum çok zor ama lütfen güçlü ol ailen seni şuanda görüyorlar eminim. Seni böyle görüp üzülmelerini istemezsin değil mi? Kendini harap etme lütfen" dedi. Hiçbir şey söyleyemedim öylece sarılıp kaldık. Ben öyle ya da böyle aileme bunu yapanı, beni onlarsız bırakanı bulacaktım buna eminim. Kendime, anneme ve babama onları benden ayıranı bulacağıma dair söz verdim.
Okul sonunda bitti herkes dağılırken ben de anne ve babamın mezarına doğru yürüyordum. Tam mezarlarına doğru uzaktan bakarken yanlarında genç bir adamın dikilip bir şeyler söylediğini gördüm. Kimdi bu adam? Daha önce hiç görmemiştim onu anne babamın mezarında ne işi vardı? Tam oraya doğru yöneldiğimde adam hızlıca uzaklaşıp gitmişti. Şimdi burada ben, annem ve babam sadece üçümüz kalmıştık onlara baktım her yeri otlarla dolmuştu onları temizledim.
Üstlerini temizledikten sonra oturdum yanlarına uzun uzun baktım onlara. "Annemm" dedim toprağından bir avuç alıp koklarken sanki o kokuyordu. "Öldüğünde hiç durmadan ağladım ama söz veriyorum, yaşarken bana verdiğin gülüşlerin, gözyaşlarımın gölgesinde kalmasına asla izin vermeyeceğim. Beni duyduğunu, gördüğünü biliyorum güçlü olmaya çalışıyorum ama seni çok özlüyorum ben sensiz yapamıyorum anneciğim. Tam 1 yıldır sensizim ama asla alışamıyorum yokluğuna. Annecim.. Sol yanım acıyor anne hem de çok acıyor." Göz yaşlarına boğulmuştum bile sonra babama döndüm, onunda toprağını kokladım, göz yaşlarımın arasından, gülümsedim karşımda duruyordu sanki. "Baba" dedim "Baba saçımı okşasana" göz yaşlarım hiç durmadan akıyordu. "Hani sen hep derdin ya mezarlıktan korkan kişinin sevdiği daha ölmemiştir diye, ben de korkmuyorum artık baba ama ben korkmak istiyorum" Sözler boğazımdan düğümlenerek çıkıyordu. "Baba sen ne zaman geleceksin yanıma" dedim "Ben sensiz yapamıyorum" diyordum hıçkırıklarımın arasından. Hiç ses yoktu. "Baba lütfen, yalvarırım konuş benimle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çıkmazı
Teen FictionBir insan hiç anne ve babasının katiline aşık olur muydu? Asya, anne babasının katilinden intikam almak için çıktığı bu yolda amacına ulaşabilecek mi?