Multimedya-- Aden
Bu benim ikinci öpücügümdü. Ve bunun Aksel ile oldugna inanamıyordum. Beni neden öpmüştü? Benden hoşlanıyormuydu ? Bu saçma düşüncelerimden ayrılıp kendi kendime "Saçmalama Evrem. Aksel'den bahsediyoruz" dedim ve Aksel'in kulagına egilip lavaboya gitmem gerektigini söyledim. Ve kalktım. Aksel'de oldugu yerde dogruldu. Ama onun gelmesini istemiyordum. Yalnız gidebilecegimi söyledim ve uzaklaştım. O kızıl saçlı kızın gitmiş oldugunu farettim. Ama bana nefret dolu bakan gözlerine anlam verememiştim. Lavaboya geldigimde icerisi sigara dumanıyla doluydu. Yüzüme serptigim suyla kendime gelmeye çalıştım ve dışarı çıktım. Aksel kapıda biraz önce gördümüz kızıl saçlı kızla konuşuyordu. Tartışıyordu demem daha dogru olurdu sanırım. Yanlarına dogru yürüdüm Aksel beni farketti ve belime sarılarak beni kendine çekti "Gel sevgilim bu Aden ,eski bir arkadaş" dedi . Hiçbir şey söylememe fìrsat vermeden " İçeri geçelim , arkadaşları bekletmeyelim " dedi ve beni sürùkledi. Şaşkındım.. Buradaki herkese sevgili oldugumuzu mu söylemişti? Bu gece tam bir kabustu ve bir an önce bitmesini istiyordum. Ama Aksel'in keyfi yerinde gibiydi. Sanki hicbir şey olmamış gibi sırıtmaya devam ediyordu. Sanki düşüncelerimi duymuş gibi bir anda bana döndü " Rahatsız olduysan kalkabiliriz. Baska bir yere gidebiliriz" dedi. Anlayacagınız kabus hala devam ediyordu. Biraz rahatsız oldugumu ve eve gitmek istedigimi söyledim. " o zaman başka sefere tatlım." dedi. Ve gözlerini arkadaşlarına çevirip " Beyler ben çıkıyorum mekan size emanet " dedi. ne yani burası onun muydu?
Arabaya bindigimde başımın zonklaması biraz hafifledi. Aksel 'e içeride olanları sormaya cesaret bile edemedim. Zaten oda tek kelime etmedi. Neyse ki eve gelmiştik. Arabadan inecegim sırada " İlk öpücük icin hiçte fena degildi güzellik " deyip göz kırptı. " İlk degil ikinci bi kere " diye karşılık verdim ve bu vermek isteyecegim son cevaptı. Birşey söylemesini beklemeden hemen uzaklaştım. İçeriye girdigimde " Aptal Evrem. Böyle birseyi neden söylersin ki " diye kendi kendime sòylenirken mutfaktan bir ses geldi. Yankı'nın bu saatte uyumayacagını unutmuş olmam ikinci bir aptallıktı. Mutfaktan çıkarak " Kime neyi söylememen gerekiyordu tatlım. Vay giymissin bu elbiseyi. Sana bunu giydiren yakışıklı kim?" diye sorguya başlamıştı bile. " Uykum var Yankı " dedim ve odama çıktım. Bu geceyi unutmak istiyordum. En sevdigim müzigi açtım ve kendimi yatagıma attım.Sızmış olmalıyımki sabah yine o korkunç baş agrısıyla uyandım. Saat 12 ye geliyordu. Ve benim 1 ' de gitar kursum vardı. Hemen yataktan dogrulup duşa girdim ve hazırlanıp kahvaltıya indim. Yankı cumartesi günleri kahvaltı hazırlardı. Çünkü akşam sevgilisi gelir ve o güne mutlu uyanırdı. Kahvaltımı yapıp evden çıktım. Kurs salonuna girdigimde Ece'yi tamamen unutmuş oldugumu farkettim. Onu görmezden gelip Selim hocaya dogru yürüdüm. Selim hoca her genç kızın begenebilecegi bir insandì. 27 yaşında ve bekardı.
Geçen yaz başlamıştìm gitar kursuna Ece'nin ısrarı ile. Ama artık Ece'nin yüzünü gòrmek istemiyordum. O günden sonra defalarca aramış ve mesaj atmıştı. Hiçbirine geri dönmedim.Selim hoca ile birlikte sınıfa girdik. Herzamanki yerime dogru yürüdüm. Yerime başka biri oturmuştu. Sanırım bu yeni kızdı. Zaten çok sinirliydim. Sinirimi çıkaracak yer arıyordum. Ve işte bulmuştum. kıza yaklaşıp sinirli ve sert bir şekilde " Kalk!" dedim. Kız şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıp sakin bir sesle " Nasıl yani ?" dedi. " Şuan benim yerimde oturuyorsun cici kız. İKİLE. " dedigimde kız hiç bozuntuya vermeden tek boş yer olan yanımdaki sıraya geçti. Kızın böyle anlayışlı ve sakin tavrı yaptıgım çıkışın gereksiz oldugunu hissettirdi. Birşeyler sòyleme geregi hissettim, belkide özür dilemeliydim. Tam birşeyler söyleyecekken Selim hocanın gitarının sesiyle önüme dòndüm. Bu derste hoca bence gereksiz olan teknik bilgilerden bahsetti. İlgimi çekmemişti. Ders bitiminde kızla konuşmak istiyordum. Kız eşyalarını toplayıp gitmeye hazırlanırken sesimin sakin çıkmasına dikkat ederek " beklermisin? " diye seslendim. Kız bana dònüp ne oldugunu sorar gibi bakınca konuşmaya devam ettim.
- Biraz önce olanlar için üzgünüm. Aslında seninle ilgili bir durum yoktu. Başka birşeye sinirlenmiştim.
- Sorun yok. Unuttum bile. Bu arada ben Derin.
- Memnun oldum bende Evrem.
- Aynı kursta oldugumuza göre birbirimizi sık sık görecegiz sanırım. Bir kahve icebilirmiyiz. Hem burada kimseyi tanımıyorum ve bana eksiklerim konusunda yardımcı olacak kimse yok.Tabii sende istersen.
-Neden olmasın
deyip Derin ile yakınlardaki bir cafeye oturup kahvelerimizi beklemeye başladık. Derin kendinden bahsetti. Aslen İzmirli oldugunu, talihsiz bir trafik kazasında bütün ailesini kaybettigini,ailesinden geriye bir tek teyzesinin kaldıgını ve şuan onunla yaşadıgını anlattı. Yaşadıklarından sonra okuldan iyice uzaklaşmış ve ailesinden kalan miras onun okulu bırakmasında etken olmuş. Ailesinin şirketinin başına teyzesi geçmiş. Ve Derin'i bu dertten kurtarmış. Çünkü Derin şirketi yönetmek yerine hayallerinin peşinden gitmiş.Şuanda İzmir'in en ünlü giyim magazasının sahibi olmuş.Bende biraz kendimden bahsettim.Kız iyi birine benziyordu. Benden bir yaş büyüktü.20 yaşındaydı. Kahverengi saçları, yeşil gözleriyle gerçekten güzel bir kızdı. Ve fazlasıyla zayıftı. Kolunda çince oldugunu tahmin ettigim bir dövmesi vardı. Birbirimıze numaralarımızı verdik. Bundan sonrada görüşmeyi düşünüyorduk. Cafeden çıkınca duraga dogru yürürken yanımda bir arabanın yavaşladıgını hissettim. Üstüne birde kornaya basıyordu. Heh bir sapıgım eksikti geldi tam oldu.Adımlarımı hızlandırdım ama araba gelip tam önümde durdu.Arabadan inen kişi gözlerimi devirmeme sebep oldu. Tabiki Aksel YAMAN'dı.Ben kurtulamayacakmıydım bu çocuktan ya. Arabanın kenarından dolaşıp yürümeye devam ediyordum ki bir el kolumu sıkıca tutarak beni durdurdu.Kolumu bırakmadan "Geliyormusun yoksa seni kucagıma alıp mı bindireyim." dedı. Ben daha birşey diyemeden beni kendine çekip kucagına aldı ve arabaya bindirip kapıları kilitledi. Sinirli bir şekilde bagırarak "S-sen ne yaptıgını sanıyorsun manyak. İndir çabuk beni. Aç şu kapıları." dedim. Beni dinlemiyordu bile.Derdi de neydi bu çocugun.? Arabayı sürmeye başladıgında ben söylenmeye devam ediyordum.Bir süre sonra boş boş söylenmenin anlamsız oldugunu farkettim. Çünkü Aksel kulaklıgını takmış müzik dinliyordu ve ben bunu farketmemiştim bile.Ne kadar aptalım,
Belki dün gece olanları konuşurduk susup telefonumla ugraşmaya başladım.Birkaç indirim ve banka mesajından başka hiçbirşey yoktuArabanın yavaşlamasıyla geldigimizi anladım. Burası büyüleyici bir yerdi.Tüm İzmir ayaklarımın altındaydı.Aksel arabayı durdurdu ve indik.Şaşkınlıkla etrafa bakıyordum ki tam bu sırada Aksel konuşmaya başladı."Ne zaman birşeylerden uzaklaşmak istesem buraya gelirim. Burası bana huzur verir."dedi. Aksel'e dönerek "Gerçekten de büyüleyici" dedim.Bana bakmadan konuşmaya devam etti."Seni buraya neden getirdigimi bilmiyorum ama dün gece olanların kafanı karıştırdıgının farkındayım. Başımda bir bela var ve sanırım bu belaya istemeden seni de karıştırdım." dedı. Yüzümde şaşkın bir ifade ile" ne?" diye bagırdım. Biraz fazla bagırmış olmalıyım ki o da irkildi. "Sakin ol. Ben halledecegim"dedı.
- Bilmek istiyorum o gece ne oldu?
- Seni ópmeden önce bir kız gördük. Hatırlıyor musun? Hani adı Aden di.
- Evet hatırlıyorum.
- İşte o benim Amerika'da ki sevgilim Elisa'nın kardeşi.Elisa'yla Amerika'da tanıştık ve sevgili olduk. 3 ay gibi bir kısa sürede bana baglandıgını farketmemiştim. Sadece takılmak için o kızla birlikteydim. Onun işi ciddiye bindirmeye çalıştıgını hissettigimde ayrılmak istedim. Ama o buna karşı çıktı. Aslında bana baglanmasa herşey iyi gidiyordu. Hemen hemen her gece sevişiyorduk ve beni o kadar çok mutlu ediyordu ki. Yataktaki performansı çok iyiydi.
- Konuya geri dön senin sex hayatını merak etmiyorum.
- Cok şey kaçırıyorsun bebegim.
- Devam edecek misin?
- Buraya dónmeye karar verdigimde onu da kendimden sogutmak için en yakın arkadaşıyla yattım. Ve onu çagırarak görmesinı sagladım. Sogur ve unutur diye düşünüyordum ama öyle olmadı.Gitmeden son kez beni görmek istedigini ve bır daha rahatsız etmeyecegini söyledi. Gittigimde kendini astıgını gördüm ve birde not vardı ne yapacagımı şaşırmış bir haldeydim. Notta açıkça benim için öldügü yazıyordu. Ben böyle şaşkın ve korkuyla kapıya cıkınca kız kardeşi Aden beni gördü. Hızla uzaklaşırken elimde ki kagıdı düşürmüşüm. Apartopar İzmir'e geri döndüm. Bır süre dışarı çıkamadım. Elisa'nın o hali gözümün önünden gitmiyordu. Benim bu halime anlam veremeyen arkadaşlarım daha fazla evde durmama izin vermeyip bir gece beni eglenmeye gótürdüler. İste orada tanıştıgım bir kız beni bu hislerimden kurtardı. Sonradan duyduguma göre Elisa'nın kardeşi Aden intikam yemini etmis ve hayatıma giren her kızı óldürecegini söylemiş. İlk başlarda bunu aldirmayıp ne yapabilirki diye düşûndüm ama daha sonra yaptikları herseyi yapabilecegine beni inandirdi.
- Sakın bana birini óldürdügünü söyleme.
- Hayır birini degil ama Cansu'yla birlikte oldugumu ögrenmis. Bir gün eve geldigimizde Cansu'nun kedisini kafası kesilmiş olarak gördük. Ben Cansu yu sevmiyordum ama bana yardımı dokunmuştu ve zarar górmesini istemedim. Bu yüzden onu korumak icin o gece seni öptüm. Biliyorum aptallık yaptim ama bana inan bunu çözûcem.Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Aksel e döndüm ve o anda birsey söyleyemeden keskin bir acı ve bir patlama sesi duydum. Bu bir silah sesimiydi? Neden gözlerim kararıyordu.?
KAN.. ELLERİMDE KAN VARDI..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.M.K (Aranan Mutluluk Komada)
Novela JuvenilAsk yoluna çikmayan bir kiz. Ve gun gelir ask oyle bir ısırırki..