Unutulan Numara (eight)

İlk Ders

F:Evet odan burası.

V:Bu kat niye bu kadar boş?

F:Bu katta sadece Grace ve ben kalıyorum,ve artık sen.

V:O nerede?

F:Kim?

V:Grace.

F:O bizim annemiz,koridorun sonundaki odada kalıyor.

V:Anladım,onunla tanışabilir miyim?

F:Bi ara tanışırsın ama bilmen gerek o robot. Ama çok iyi bir anne.

V:Saol bilgi için.

F:Ne demek. Bir şey olursa yan odadayım.

V:Evet

F:Evet. Görüşürüz.

Kapıyı örtüyordum ki o anda kapıyı tuttu.

V:Efendim?

F:Söylemeyi unuttum. Yarın ilk dersin 10.00'da olacak.

V:Nasıl ders?

F:Güçlerine falan bakıcaz. İyi dinlen.

V:Tamam iyi geceler.

Kapıyı örttüm. Dediği şey beni streslendirmişti.
GÜÇ DENEMEK Mİ! Evet yetimhanedeki diğer kızlar gibi bende peri olmak istiyordum ama bu periliğe benzemiyor. Kanatlarım nerede?

Saat daha 20.33'di odayı inceleyip yattım. Sabah saat 08.58'de kalkmıştım. Derse neredeyse 1 saat vardı. Dün sabahtan beri bir şey yememiştim. Bir şeyler yiyebilme umudu ile saçımı başımı düzeltmeden odadan çıktım.

Alt kata indiğimde ortak salonda tek oturan Five'ı gürdüm.

F:Günaydın.

Saçımı hemen ellerimle bastırıp geri cevap verdim.

V:Evet günaydın.

F:Geç kalkarsın diye bekliyordum.

V:*mırıldanarak* Bende..

F:Açmısın?

Biliyor musun Five hiç sormayacaksın sanmıştım.

V:Evet.

F:Güzel. Mutfak şurada beni takip et.

Mutfağa girdik ve sandalyeye oturdum.

F:Kahve sever misin?

V:Yani aslında pek içmem..

F:Niye?

V:Kaldığım yer izin vermiyor.

F:Evim var demiştin.

V:Evet var.

F:Yetimhane mi?

V:Yetimhane olduğunu söylemedim.

F:Ama belli ediyorsun.

V:Dedektif falan mısın?

F:Tercihen değil.

V:Peki. Yavaş yavaş garip biri olduğunu düşünüyorum.

F:Öyle diyorsan.

Five bir yandan benle atışıyor bir yandanda yumurta ve kahve yapıyordu. Ne yalan söyleyeyim mutfakta başarılı gibi,ama sadece "gibi". Tavayı eline aldığında eli yandı.

V:Five! Dur yardım ediyim.

F:Gerek yok. Sıcak değil.

V:Çok gururlusun. Bu sana zarar verir.

F:Duygu uzmanı mısın?

V:Tercihen değil.

Onunla dalga geçiyordum bu hoşuma gitmişti ama onun pek hoşuna gitmiş gibi değildi. Sadece hafif bir sırıtma ile karşılık verdi.
Tavayı elime alıp masaya koydum. Ben ona o da bana şaşırmış gibi bakıyordu.