9- Nolur Hiç Ayrılmayalım

473 33 158
                                    

Ege's pov:

Yaklaşık 5 dakikadır bizim evin kapısının önünde bekliyorduk çünkü ben, Berk ve mavi duyacağımız şeyler için kendimizi yeterince güçlü hissetmiyor, korkuyorduk. Bu nedenle üçümüzde bir türlü zili çalmaya cesaret edemiyorduk.

En sonunda merak duygum daha ağır basmış olacak ki, elimi yumruk yapıp kapıya yaklaştırdım, fakat vurmadım. Vuramadım. Nedeni konusunda bende pek emin değildim açıkçası. Belkide içimden kendime sürekli sorduğum ve asla bir cevap bulamadığım sorulardan dolayıydı. Cevaplar içerideydi. Ama ben, duyacaklarım konusunda gereksiz bir korkuya kapılmıştım çoktan. Melek benim hissettiklerimi anlamış olacaktı ki gerginlikten titreyen elimi tuttu.

Melek: korkma sevgilim, ben yanındayım. Hadi gel birlikte vuralım kapıya

Onun bu sözleri içime biraz olsun su serpmiş, ve yanlız olmadığımı hissettirmişti. Ona dönüp gülümsedim ve son kez sıkıca sarıldım. Daha sonrasında derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapıyı annem açmıştı. Bizim grubu görünce soğuk bir şekilde gülümsedi. Daha sonrasında gözleri melek'e kaydı ve bakışları sertleşti.

Annem: bu kızın burda ne işi var be, defolsun evimden

Ege: Artık kapat şu çeneni anne, yeter artık. Hem sen meleğime laf sayacağına dönüpte kendi yalanlarına  bak.

Annem: ne yalanı be ne diyosun

Anneme cevap vermedim. Sevgilimin elini tutup salona yürüdüm, tabi ki bizimkiler de peşimizdeydi. Babamsa koltukta oturmuş, şaşkınlıkla bize bakıyordu. Herkes bir yerlere oturunca annem konuşmaya başladı.

Annem: Anlatacağınızı anlatın artık, noluyo?

Ege: şu oluyo anne, Berk ve mavinin benim kardeşim olduğunu öğrendik ve bizden saklama nedeninizi merak ediyoruz.

Odada kısa bir sessizlik oldu.

Ege: bize bir cevap vermeyecek misin?

Annem: ne dememi bekliyorsunuz, nedeni çok basit. Ben çocuklardan nefret ediyorum. Özellikle de erkek çocuklarından.

Mavi: P-peki benim suçum neydi?

Ege: Anne, olayları doğru düzgün anlat artık lütfen

Annem: Üf çok boş yapıyosunuz. Olay şu, ben çocuklardan nefret ederim. Sonra Bi gün hamile olduğumu öğrendim. Kürtaj ile aldırmak istedim ama üçüz olduğunuz için hiçbir doktor yapmadı operasyonu. Bende mecburen doğurdum sizi. Biz o zamanlar babaannenizle yaşıyorduk. Kanserdi ve 1 yıllık ömrü kalmıştı. Normalde üçünüzü de doğar doğmaz yurda verecektik ama babaanneniz engel oldu. E o hasta diye bende dayanmaya çalıştım ama 4 Ay sonra sabrım taştı.

Berk: Bi şey soracağım, maviyi neden yurda verdiniz de beni vermediniz? Bi ben mi yani, bitek beni mi sevemediniz?

Berkin sesi çok kırgındı. Ağlamamak için kendini sıktığı belliydi. Cemre ona güç vermek için elini tuttu. Tam o sırada annem konuşmaya başladı.

Annem: Mavi kız olduğu için onu yetiştirme yurduna bıraktık ama sen... Sen çok yaramaz bir çocuktun ve beni sinir ettin. Bu yüzden de seni gıcık deryanın kapısının önüne bıraktım. Hoş, zaten deryayı da pek sevmem çok ukala bir kadın o.

Berk: ANNEM HAKKINDA DOĞRU KONUŞ DUYGUSUZ KADIN! O BANA SENİN YAPMADIĞIN ANNELİĞİ YAPTI BE, UTAN KENDİNDEN UTAN. BİR DAHA DA ANNEMİN ADINI AĞZINA ALMA!

Annem: Üf gene başladı zırvalamaya. Çocukkende böyleydin işte. Hep ukalasın.

Berk: Madem erkek çocuklarından nefret ediyorsunuz, Ege neden sizinle kaldı o zaman? Neden mavi değilde Ege? Neden onu tercih ettiniz?

Tozlu ElmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin