Hayal kırıklığı

1.3K 122 11
                                    


Garip bir ruh haliyle konağın bahçesine çıktı Ayşe. Minderlerin üzerine oturmuş herkes, kahkalarla gülüyordu. Ayşe' nin geldiğini farkedince Özge yanına gelmesi için işaret etti. Oturduğunda karşısında Aditya vardı. Yanındaki ile konuşuyor,Ayşe ile göz teması kurmuyordu. Canının neden sıkkın olduğunu anlayamıyordu. Içinde bir sıkıntı vardı ve bu onu epey rahatsız ediyordu.
Öyle bir dalmıştı ki Ayşe, Grant'ın beşinci seslenişinde kendine gelmişti.
"Grant' ın sorusuna cevap yani Ayşe. Leyla mısın kızım sen? ",dedi Özge kahkaha atarak. Şaşkınlıkla bakıyordu herkese Ayşe.
"Kusura bakmayın dalgınım. Halsiz hissediyorum bugün kendimi de."
"Bir şeyin yok değil mi? ",diye sordu Özge. Elini Ayşe' nin omzuna koyarak.
"Yok iyiyim. Sadece keyfim yok."
"Bak bu soru keyfini yerine getirecek bence. Cevapla artık. ",dedi Grant. Göz ucuyla Aditya' ya bakıyordu.
"Ne sorusu? Duymadım ki? "
" Hayatında hiç aşık oldun mu?Aşkdan konuşuyorduk burada. ",dedi Grant gülümseyerek. Afallamıştı Ayşe. Başka konumu kalmamıştı diye düşündü. Ama haklıydı Özge. Ayşe severdi bu konuları. Ama keyfi yoktu. Kalbiyle cebellesiyordu. Konuşmaya ihtiyacı vardı. Birilerine derdini anlatmaya.
"Hayır. Aşık olmadım. Olmakta istemem. ",diye cevapladı Ayşe. Soğuk davranınca Grant uzatmadı. Aditya' ya dönüp sordu bu seferde.
"Şimdi sen konuş bakayım. Senin vardır bir iki kırığın.Aşık oldun mu içlerinden birine. ",diyerek elini yumruk yapıp Aditya' nın omzuna vurdu Grant.
"Ben aşka inanmıyorum. Eglenirim öyle kendi çapımda. Kızların bana bakarak erimeleri hoşuma gider. Ego meselesi.",dedi gülerek Aditya. Ayşe içindeki huzursuzluga yanıt bulur gibiydi. Öyle bir hissiyattı ki aralarındaki anlamsizca birbirleriyle konuşmadan olayları çözüyor gibiydiler.
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?",dedi Ayşe şaşkınlıkla. Gözleri Aditya' ya kilitlenmisti. Ondan hoşlandığını düşünmüştü. Içinden kendine öyle kızıyordu ki. Sanki ne olmuştu ki aralarında bu kadar umutlanmisti.
Aditya yutkunarak net bir cevap verdi, kendinden emin bir şekilde,
"Evet.",gözlerini kırpmadan cevap vermişti. Özge o an doğru şeyler seziyordu. Bir sessizlik olunca konuyu değiştirdiler. Aditya hiçbir şey yokmuş gibi gülüyor, sohbete katılıyordu. Ama Ayşe öyle davranamıyordu. Umudu veren Aditya idi. Kaç gündür öyle davranışlar sergiliyordu ki,düşüncelerinde yanilmadigina emindi Ayşe. Bir insan sevildiğini anlamazmiydi? Hele Aditya' nın ona ima ettigi sözler... Aklı almıyordu. Belki de daha emin değildi kendinden. Ama evet derken ki o bakışlar... Ayşe birden ayağa kalkıp konağa doğru yöneldi. Bu ani hareketine herkes meraklandi.
"Ayşe nereye? ",diye arkasından seslendi Özge.
"Başım ağrıyor. Odaya geçip uyuyacagim. ",dedi onlara dönerek. Aditya' nın yüzüne bile bakmıyordu.
"Tamam canım. Ilaç vereyim mi, istermisin? "
"Yok. Uyuyayım geçer. "
"Yarın öğlene doğru pansiyona döneceğiz. Haberin olsun. "
"Tamam. Herkese iyi geceler. ",diyerek zorlada olsa gülümseyip odasına geçti. Kafasındaki düşüncelerden sıyrılıp uyumak istiyordu sadece.

Sabah olup gözlerini açtığında Ayşe hissizdi. Boşlukta gibiydi. Sanki Hindistan' a gelmekten hiç mutlu değil, sanki bu onun hayali değildi. Kalkıp hazırlanmaya bile üşenmişti. Güç bela valizini hazırlayıp dışarı çıktı. Bir şeyler yiyorlardi diğerleri. Canı hiç istemediğinden yanlarına gitmeden geri odasına döndü. Bir şey unuttum mu diye etrafına baktı iyice. Kapı çalınca heyecan yaptı niyese.Bir an duraklayip gidip kapıyı açtı. Özge' ydi.
"Hazır mısın? Gel bir şeyler ye. "
"Canım istemiyor. Gidiyorsak hadi. "
"Sen iyi misin? Niye böyle davranıyorsun? Bir şeyin yok değil mi? "
"Yok iyiyim. Ailemi özledim biraz galiba ondan."
"Eminmisin? Dünden beri bir durgunsun. "
"Konuşuruz sonra ya. Hadi ne zaman gidiyoruz?"
"Eşyalarını arabaya yerleştiriyorlar. Sen de hazırsan çıkarız. "

Ayşe de eşyalarını arabaya yerleştirdikten sonra yola çıktılar.Grant öne oturmuştu bu sefer.
Yolculuk kısa sürmüştü nedense. Ya da Ayşe' ye öyle gelmişti. Içinde oluşan,tarif edemediği duyguyu bastırımıyordu. Gözlerini kapattığında düşünceler ard arda yerine geliyordu.
Pansiyonun önüne geldiklerinde herkes yorulmuştu. Özge' nin her tarafı tutulmuştu. Ayse arabadan inip boynunu sağa sola oynatıp rahatlatmaya çalıştı. Gözleri bir an arabadan inen Aditya'nın gözleriyle buluştu. Aditya tebessüm etti. Ama Ayşe tepki vermeden bagaja yöneldi. Yaptığının bazen saçma olduğunu düşünüyordu ama içinden öyle davranmak geliyordu. Valizini alıp pansiyondan içeri girecekken Aditya bileğinden tuttu aniden. Hemen geri çekti Ayşe. Elini arkasına götürmüştü. Şaşırmıştı Aditya da.
"Sakin ol. Bilekliğini düşürmüşsün arabada. Onu verecektim. ",diyince Aditya herkes Ayşe' ye bakmıştı şaşkınlıkla.
"Ha... Sağol. ",dedi Ayşe,zorla tebessüm ederek. Aditya ona dokununca gözleri dolmuştu Ayşe' nin. Boğazında kocaman bir yumru oluşmuştu.Aditya' nın bileğinde aldığı bilekligi gorememisti. Kimsenin yüzüne bakmadan yukarı,odasına çıktı. Özge bir şeyler olduğunu anlayıp Ayşe' nin peşinden gitti.
Ayşe odasına girip kapısını kapatacakken Özge yetişip içeri girdi.
"Ayşe ne oluyor? Iyi misin? "
Özge' nin içeri girdiğini farkedince sarıldı birden Ayşe.
"Özge ben kendimi iyi hissetmiyorum. Kendi kendime saçmalıyorum. Ne yapıyorum inan ben de bilmiyorum.",dedi Ayşe. Gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu ama birer damla süzülüyordu yanaklarından.
"Dur sakin ol. Ne oldu anlat bana? Biri bir şey mi yaptı yoksa ha? ",diyerek beraber oturdular.
"Hayır. Özge... Ben... Yani bilmiyorum ama..."
"Evet! Soyle."
"Ben aşık oldum. Bu kadar kısa sürede bir insan bu kadar sevilir mi inan bilmiyorum. Ama dayanamıyorum. Kalbim öyle tuhaf ki, tarif edemiyorum. Gözümü açıyorum karşımda kapatıyorum karşımda. Lanetlenmis gibi hissediyorum.",dedi Ayşe. Gözyaşlarına hakim olamıyordu artık.
"Kuzum dur. Sırayla en baştan anlat. Kime aşık oldun? "
"Aditya. ",dedi en kısık sesle. Dudaklarını birbirine bastırıyordu bir daha aynı ismi söylememek için. Hıçkırıkları içinde kayboluyordu. Bazen minik bir inilti çıkıyordu. Özge ağzı açık Ayşe' ye bakıyordu. Tahmin ediyordu ama bu kadar sevdiğini biliyordu.
" Anlam veremiyorum. Bana kendisi umut verdi. Bakışlarını belki ben yanlış anladım diyeceğim ama sözleri...",diyerek sözü yarım kaldı. Elinin tersiyle yanaklarını sildi.
"Aditya çok farklı Ayşe. Yani sanmıyorum onun seni uzecegini. Ama ne bilim... Onun öncelikleri var. Hem olsaydı bile sen yapabilecekmiydin? Yani demek istediğim sen Müslümansın? "
"Ben çok kafaya takmadim ilk. Ne bilim beni çok sevdiğini düşündüm. Bilmiyorum öyle hissettim. Ama dün ilk defa öyle hissetmedim. Belki de ben abartıyorum .Hoslanti belki de... Ama yok Özge. Değil. Çok farklı. Tarif edemiyorum. Inan. ",deyince Ayşe,Özge Ayşe' ye sarıldı.
O an aralık olan kapının ardında gözünden bir damla yaş akan Aditya vardı. Yumruğunu sıkan. Kaşlarını kasan. Zorla yutkunan.

Bir Hindistan Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin