Merdivenlerde öylece kalakalmıştı. Kalbi deli gibi atarken yüzünde istemsiz hafif bir tebessüm vardı. Kendine ne olduğunu anlayamiyordu.
Gözleri Aditya' nın üzerindeydi. Aditya ise kalabalığın içinde dans ederken arada ağzı kulaklarında Ayşe' ye bakıyordu.
Ayşe merdivende öylece donup kalmışken Priyanka onu kendine getirdi.
"Ne orada dikilip kaldın? Hadi gel! ",diyerek Ayşe' yi kolundan tutup kalabalığın ortasına itti. Ayşe istemediğini belirterek eliyle göstersede çemberden çıkmasına müsade etmiyorlardı. Aditya' da oynaya oynaya yanına gelince daha bir kötü olmuştu Ayşe. Herkes onlara bakıyordu.
"Oynasana hadi! Içerde yaptığın figürleri uygula!",dedi Aditya.
"Ya ben istemiyorum oynamak!"
"Seni duyamiyorum! ",diye bağırarak arkasını dönüp oynamaya devam etti. Komik komik dans ediyordu Aditya. Ayşe yine ona her zamanki gibi bakınca Aditya eliyle gözlerini kapadı Ayşe' nin. Ellerinden tutup dans ettirmeye çalıştı.
"Dur bekle burada!",diyerek ortadan çıkınca Aditya, Ayşe yalnız kaldı.
"Nereye? Gel buraya! ",diye arkasından bağırdı ama Aditya çoktan gitmişti. Şarkı birden değişmişti. Ayşe' ye çok tanıdık geliyordu. Oynaya oynaya geldi Aditya yeniden.
"Hatırladın mı? Benim şarkım!",diye bağırarak sesini duyurmaya çalıştı Aditya.
Şarkı o kadar güzel ve hareketliydiki Ayşe' de oynamaya başladı. Aditya ile dans ederlerken herkes hem oynuyor hem de onları alkışlıyordu. Ayşe' nin öyle hoşuna gitmişti ki bu düğün, resmen stres atıyordu. Çevresindeki insanlar Ayşe' ye nasıl dans etmesi hakkında fikirler verip duruyorlardı. Ayşe' de bazen yapıyor bazen de yapamayınca ordakilerle kahkahalara boğuluyorlardı.
Bir şarkı bitiyordu diğeri başlıyordu. Hiç yorulmak bilmeden oynuyorlardı. Ayşe alışkın olmadığı için pes etmişti artık. Sandalyelerden birine oturup şu içti. Aditya tam karşısında Ayşe' yi unutmuş bir şekilde oynamaya devam ediyordu. Bir an yine aklına merdivende söylediği şey geldi. Yüzündeki gülümseme sönmüştü. Nefesini bastırmaya çalışırken gözleri Aditya' yı izliyordu. Aditya' yı umutlandırmak istemiyordu. Ama aklından belki de benden bahsetmiyordur da geçmiyor değildi. Aditya ona doğru gelince yüzüne sahte bir tebessüm kondurdu birden.
"Ne oldu? Eğlenmiyormusun? ",diye sorarak yanına oturup kendine su doldurmaya başladı.
"Yoo. Tam tersi. Çok güzel her şey. Türkiye' de de böyle eğlenceli olur düğünler. Oynamalı falan. Ama ben pek sevmem. Alışkın değilim o yüzden. "
" Burası Hindistan, burada oynamayan kişi düğün sevinçli değil gözü ile bakılir."
"Gerçekten mi? ",diye şaşırdı Ayşe.
"Hayır tabikide. Ben uydurdum. ",diyerek umursamaz bir tavırla yüzünü döndürdü Aditya.Büyük bir kahkaha patlamıştı Ayşe. Ve bu kahkaha şarkının bitimine denk geldigi için çoğu kişi Ayşe' ye dönmüştü. Aditya'da şaşırmıştı ama kıkır kıkır gülüyordu. Ayşe' nin yüzündeki kocaman gülümseme gitmiş,tebessüme dönüşmüştü. Utanmıştı.
Insanlar dinlenmek için oturmaya başladılar. Aditya ise hala gülüyordu Ayşe' ye bakarak, gıcıklığına. Bir an Ayşe suratını asıp Aditya'ya uzun uzun baktı. Ayşe suratını asınca Aditya' da gülmeyi kesti.
"Hiç komik değil tamam mı? ",diyerek kalkıp hızlıca yürüyüp havuzun oraya doğru gitti.Aditya şaşkın bir şekilde arkasından bakakalırken," Ciddi mi bu şimdi? ",diye mırıldandı. Arkasından koşar adım gittiginde havuzun kenarında gökyüzüne baktığını görünce sessizce arkasına doğru süzüldü.
"Ayşe? ",diye endişeli bir şekilde seslendi.Cevap gelmemişti bir süre. Morali bozulmuştu Aditya' nın. Kalbini kırdığını düşünmüştü. Özür dilemeliydi.
Kafasını kaldırıp Ayşe' nin baktığı yöne çevirdi kafasını.
"Dolunay var.",dedi Aditya Ayşe' ye gülümseyerek. Kafasını çevirdiğinde Aditya ile göz göze gelince hemen yüzünü çevirdi. Utanmıştı.
"Hikayemi çok mu sevdin? ",diye sordu Aditya. Elbisesinin kumaşıyla oynarken göz ucuyla Aditya' ya bakıyordu. Birden büyük bir cesaretle kafasını kaldırıp Aditya' ya baktı. Gözleri gözlerine degiyordu. O an öyle heyecanlanmıştı ki, ne diyeceğini hatirlayamamisti. Bakışları öyle güzeldi ki,hafif tebessüm ediyordu.
Gözlerini Aditya' dan kaçırıp sorusunu sormaya karar verdi.
"Bana neden merdivenlerden inerken öyle bir şey söyledin?"
"Çünkü birinden hoşlanıyorum.",dedi Aditya. Ayşe' nin kalbi hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
"Yaa... Peki bunu bana neden söyledin ki? Git hoşlandığın kıza söyle." ,dedi Ayşe büyük bir heyecanla. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissediyordu. Cevaptan öyle çok korkuyordu ki.
"Çünkü o..."
"Aditya! ",diye bağırarak sözünü kesti Priyanka. Ikisi de dönüp Priyanka' nın geldiği yöne baktılar.
" Hadi gelin, fotoğraf çekiliyoruz. "
Birlikte içeri geçtiler. Herkes toplanmış fotoğraf çekme yarışına girişmişti. Gelinle damat ortadaydı. Ilk defa dikkat etmişti Ayşe. Gelinin yüzü hiç gülmüyordu. Damatla tartışmışlardı belki de.
Priyanka herkesin işi bitince Aditya ile Ayşe' nin kolundan tutup gelinle damadın yanına götürdü. Bir an çok tuhaf hissetmişti Ayşe. Bir tarafya Aditya bir tarafta kendisi. Fotoğraf çekilirken ikisi de bir anda dönüp birbirlerine baktılar. Priyanka hareketlenip annesinin yanına gittiginde hala birbirlerine bakıyorlardı.
Bu bakışmayi ilk bozan Ayşe oldu. Yukarı çıkıp çantasından fotoğraf makinesinı almaya gitti. Aditya' da arkasından gitti.
Ayşe çantasını ararken Aditya içeri girip koltuklardan birine oturdu. Arkasını dönüp kimin geldiğine bakarken Ayşe, hala çantasını arıyordu. Aditya oturduğu yerden kalkıp çantasını uzattı Ayşe' ye.
"Burada çantan. Üstüne oturmuşumda azıcık. ",özür diler bir ifadeyle bakıyordu Aditya.
"Yuh! Içinde makina var. Kirsaydin alırırdım sana."
"Hem de en güzellinden.",diye onayladı Aditya.
Yüzüne gülümseme gelmişti ikisininde. Yine aynı bakışla birbirlerine bakıyorlardı. Uzun sürünce Ayşe deklanşöre basıp bir anda fotoğrafını çekti.
"Ama insan haber verir. Çirkin çıktım kesin. ",diyerek Ayşe' nin yanına gelip fotoğrafa baktılar birlikte. Tam pozu yakalamıştı Ayşe.
"Vaay! Bu işte iyisin. ",dedi Aditya.
Gülümseyerek kafasını kaldirinca Ayşe çok yakın olduklarını anlayıp boğazını temizleyerek birden kapıya yöneldi.
"Hadi gel, fotoğraf çekilelim. ",diye arkasından seslendi Ayşe kapıdan çıkarken.
Aditya düşüncelere dalmış bir şekilde biraz bekledi. Saf saf sırıtıyordu. Gecikince Ayşe geri gelip sadece kafasını gösterdi kapıdan.
"E hadi seni bekliyorum. "
"Tamam geldim. ",diyerek koşar adım aşağıya indiler.
Tanıştığı çoğu insanla fotoğraf çekildi Ayşe. Arada Aditya çekiyordu, bazen de Priyanka. Aditya' nın şaklabanlıkları eksik olmuyordu tabiki.
Sıra gelinle damada gelmişti. Ama Ayşe bir an duraksadı. Gelin yine aynı yüz ifadesindeydi. Bu durumdan rahatsız olunca Ayşe,ilerleyen Aditya' yi kolundan tutup durdurdu.
"Ne oldu? ",diye sordu Aditya.
"Aditya senin kuzenin hangisi? Gelin mi damat mı? "
"Gelin. Neden sordun?"
"Bu kızın suratı niye asık peki? Bir şey mi oldu acaba? ",dedi Ayşe.
"Yaa... Bunu sana söylesem mi bilemedim.",diye tereddüt etti Aditya.
"Yani özel değilse..."
"Özel değil aslında. Buradaki herkes biliyor da... Ya zorla evlendiriyorlar. Pek samimi değilim kızla. "
"Zorla mı evlendiriyorlar? Ya yazık kıza. Belki bir sevdiği var."
"O kadarını bilmiyorum. ",dedi Aditya.
" Ne biçim kuzensin sen? Hiç mi ilgini çekmedi? ",diye çıkışınca Ayşe,Aditya farklı anladı. Yan yan bakıp kaşlarını aşağı yukarı indirdi,Ayşe' nin Aditya' nın koluna vurmasıyla kendine geldi.
"O anlam da değil be! Senin kuzenin o. Azcik samimi olur insan. Biliyorsun zorla evlendirildigini. Görüyorsun mutsuz olduğunu, yardım eder insan. "
"Ya samimi değilim. Ne diyeyim kıza ben. Annem beni öldürür! Öldürür! "
"Ne yapabilir annen Aditya? Abartma.",dedi Ayşe.
"Annemi tanımıyorsun? Yaşıma bakmadan beni döver. ",dedi Aditya.Ayşe hiç umursamadan kızın yanına gitti. Aditya dua ederek arkasından Ayşe' yi takip etti.
"Fotoğraf çekilebilirmiyiz? ",diye sordu kıza Ayşe. Kız tebessüm ederek başını salladı. Istemsizce de olsa çekildiler.
Ayşe muhabbeti açmak istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Aditya ona anlamsizca bakarken kızla açık açık konuşmaya karar verdi. Kulağına eğilip biraz konusabilirmiyiz diye sordu. Kız şaşkın bir şekilde onayladı. Aditya gözleriyle Ayşe' ye yapmaması gerektiğini işaret ediyordu. Ama Ayşe onu dinlemeden kızı bahçeye çıkardı. Aditya da arkasından onları takip etti. Sessizce kolonların arkasından onları dinlemeye başladı.
"Çok güzel olmuşsun Divya. Düğünün sayesinde baya eğlendim. ",dedi Ayşe. Tanışma faslını çoktan geçmişlerdi. Bir yere oturup devam ettiler konuşmaya.
"Sevindim. Herkes eglendi ne güzel. ",diyerek tebessüm etti Divya.
"Sen öyle görünmüyorsun ama. Bir şey mi oldu? ",diye direk konuya girdi Ayşe. Bir an pişman olmuştu. Çok aceleci davrandığını düşündü.
"Yok. Alakası yok. Çok mutluyum aksine. ",diye guldu Divya. Ayşe inanmadığına dair bakışlarıyla Divya' ya bakıyordu. Birden gözleri doldu Divya' nın. Ama sahte gülümsemesi hala yüzündeydi. Daha fazla dayanamayacağını anlayınca yüzü düştü aşağıya, gülümsemesi kayboldu. Elbisesine bir damla yaş düştü.
"Ben seni üzmek istemedim Divya. Ağlama özür dilerim. Ben sadece yardım..."
"Nasıl yardım edeceksin ki? Ne yapabilirsin? Mecburen evlenmek zorundayım bu adamla. Başka çarem yok.",diye sözünü kesti Ayşe' nin. Bir an pişman olmuştu.
"Bir dakika. Bana en başından anlat. Bu adamla neden evlenmek zorundasın ki? Böyle düşünmene neden olan şey ne? "
" Neden sana anlatayım ki? ",diye endişeyle sordu Divya.
"Sen bilirsin yine de ama. Sana yardım etmek istiyorum. Bana guvenebilirsin. Anlat bana. Elimden ne geliyorsa yaparım.",deyince Ayşe,samimi gelmişti konuşması Divya' ya.
Yüzündeki göz yaşını silip anlatmaya başladı.
"Iki yıl önce birini çok sevdim. O da beni çok sevdi. Çok mutluyduk. Beni babamlardan istedi.Ama fakir olduğu için babam vermedi. Sesimi çıkaramadım. O da bana kızdı. Gel kaçalım dedi. O gece hazırlandım. Gizlice kacacaktik. Babam nerden duyduysa yakaladı ikimizide. Imran' ı öyle çok dövdü ki...",dayanamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı Divya. Ayşe' nin de gözleri doldu.
"Divya ben seni üzmek istememiştim. Sana yardım etmek istiyorum sadece. Istersen seni alıp sevdiğin adamın yanına götürebilirim.",deyince Ayşe, kafasını kaldırıp gülümsedi Divya.
"Gerçekten yaparmısın? ",dedi ağlamaklı ses tonuyla.
"Bak seni çok iyi anlıyorum. Sevmediğin bir adamla bir ömür geçmiyor. Kendi gözlerimle şahidim buna. Elimden ne geliyorsa yapacağım. Söz veriyorum. ",dedi Ayşe. Divya sımsıkı sarıldı birden Ayşe' ye.
"Çok teşekkür ederim. Gerçekten. Düşünmen bile yeterli. ",dedikten sonra gözyaşlarını silip yine yüzünü astı.
"Ne oldu? ",diye sordu Ayşe.
"Nasıl çıkacağız ki burdan. Babam o olaydan sonra beni evden dışarı çıkarmadı hiç. Her yerde adamları var."
Ne yapacağını Ayşe de tam bilmiyordu. Kafasında bir şeyler vardı ama yapabilirmiydi bilmiyordu. Endişelenmişti. Düşünmeden hareket ettiği için kendine kızdı. Bir yolunu bulup Divya' yı burdan çıkarmalıydı. Söz vermişti. Umudunu kırmak istemiyordu.
"Sen düşünme. Ben halledeceğim.",dedi Ayşe. Kendinden emin olmadığı halde.
"Peki Imran nerde şu an? Biliyormu senin evlenecegini?"
Üzgün bir şekilde başını salladı." Biliyor. Ama elinden hiç bir şey gelmiyor onunda. Hiç bir şekilde irtibat kuramıyoruz. Her içeri girmeyi başardığında babam tarafından dayak yiyor. Ben de her seferinde... Neyse. "
" Elimden geleni yapacağım. Sen içeri git şimdi. Haber bekle benden tamam mı? ",defdi Ayşe.
"Eğer olmazsa da sorun değil Ayşe. Beni düşündüğün için, yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Konuşmak bile iyi geldi." ,deyip tekrar sarıldı.
"Önemli değil. Benim annem de istemediği bir adamla evlendirildi. Şu an mutsuz. Senin de mutsuz olmanı istemiyorum sadece o kadar. ",dedikten sonra Ayşe, Divya tekrar teşekkür edip içeri geçti. Artık yüzü gülüyordu. Ama Ayşe endişelenmişti. Ne yapacağını nasıl yapacağını bilmiyordu. Bir an pişman olmuştu böyle bir işe bulaştığına. Ama Divya' yı çaresizce bırakamazdı .
"Aditya oradasın biliyorum. ",diye seslendi arkasını dönüp. Aditya saklanmaya çalıştı ama artık çok geçti. Pes edip hızla Ayşe' nin yanına gitti.
"Ne yapıyorsun sen? Kızı niye bu kadar ümitlendiriyorsun? Annem duyarsa ikimizide öldürür. Hele dayımı düşünemiyorum. ",diye söylendi Aditya.
"Aditya kendine gel! Yeter artık! Hayatta bir şeyleri tamamlarken bir şeylerde mutlaka eksilecek. Alış buna.Annen ya da dayın seni korkutmasın. Ya kendini o kızın yerine koysana. Seni istemediğin biriyle evlendirseler ne yapardın? "
"Kız güzelse evlenirdim? ",diye sırıttı Aditya.
"Peki şöyle sorayım. Sevdiğin, aşık olduğun kızı istemediği biriyle evlendirseler ne yapardın? ",diye sordu Ayşe. Keşke sormasaydim diye geçirdi içinden. Sorunun cevabını nedense merak ediyordu. Heyecanlanmıştı. Aditya' nın yüzündeki o ifade gitmiş ciddileşmişti. Ayşe' nin gözlerine dalmıştı.Kalbinde tuhaf bir sızı hisseti. Cevap uzun bir süre gelmeyince Ayşe oturduğu yerden kalkıp Aditya' nın karşısına durdu.
"Bak Aditya. Benim annem sevmediği bir adamla evlendirildi. Ömrü boyunca hep mutsuz oldu. Aynı hayatı bir başkasinin da yaşamasını istemiyorum.Ben yardım edeceğim kıza. Ister gelirsin ister gelmezsin. ",deyip içeri doğru gitti. Aditya donup kalmıştı. Nedense Ayşe öyle söyleyince kalbi acımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hindistan Hikayesi
RomanceAşk güzel şey. Insanı mutlu eden,sevindiren... Sonra da o küçük dünyanı karartan. Başı güzel, sonu olmayan... Aşk işte... Ve her aşk ölümsüzleşmeyi. haketmeli. Her aşk ardında ölümsüz bir eserini bırakmalı. Tac Mahal gibi... Ölümsüz bir aşkın eseri...