Hayat mı adaletsiz, insanlar mı? Hayatın oyunlarına mı geliyoruz yoksa insanların mı? Peki adalet kavramı tam olarak ne? Bir yazıdan mı ibaret yoksa bizim özgürlüğümüzü mü simgeliyor? Ayrıca hayatın oyunları mı olurmuş; hani sözde oyunlar çocuklara özeldi, biz büyüdük...
Garip bir şey yaşıyordum. Hatta akıl sağlığımdan şüphe ediyordum. Hadi ama kendine gel; ne bu tantana. İnsanlar normal olarak şaşırmalı bu durum karşısında her gün aynayla konuşmuyoruz ya! Canım iç sesim ise bana fazlasıyla yardımcı oluyordu bu günlerde dalga geçerek...
Birkaç gündür yalnızca okula gidip geliyordum. Ayna olduğu gibi duruyor yansımalara ara vermişti. Bu beni daha çok ürkütüyordu. Fakat herhangi bir endişeye kapılıp çevreme karşı izlenim oluşturmamak için kendimi sakinleştiriyordum; mesela sevdiğim şeyleri yaparak. Doğada vakit geçirmeyi çok seviyordum vakit buldukça kalimbamı alıp sahile iniyordum. Sahil evimize yürüme mesafesinde olduğu için herhangi bir sıkıntı olmuyordu neyse ki. Kalimbaya her dokunuşumda çıkan o sesler ve deniz sesi bana huzur veriyordu...Aleda: Minaaa! Mina diyorum.
Mina: Kalimbadan çıkan sesleeer.
Yağız: Ya bu kız ne diyor. İyice kendiyle konuşmaya başladı.Maalesef ki huzurumu canım arkadaşlarım bölmüşlerdi!
Mina: Bana mı dedin çocuk?
Yağız: Evet sana dedim çocuk. Diyoruz ki acıktık. Çıkışta ne yapsak?
Mina: Ben eve gideceğim beni hiç dahil etmeyin.
Aleda: Aaa yeter ev, ev, ev. Madem sen bize dahil olmuyorsun o zaman biz senin planına dahil oluyoruz. Ne yapıyoruz evde?
Yağız: İşte budur ya budur! Umarım planın bol sarmalı, içli köftelidir Mina.
Mina: Hayır bol aynalı.
Yağız: Yanında ayran da olur.Ayna demiştim ama ben neyse... Böylelikle canım arkadaşlarım kendilerini zorla bize davet ettirmiş oldu. Ama içimde biraz rahatlama hissettim. Onlara aynayı göstersem mi diye düşündüm. Çok güzel bir fırsat olabilirdi aslında.
Bir ders sonrasında hepimiz bize doğru yola çıktık. Yolda Aleda ve Yağız konuştu ben dinledim. Çünkü açken konuşunca midem buna dayanamayıp grulgrul şarkısına başlıyordu, buna hiç gerek yok.
Eve girdiğimizde kimsenin olmamasına şaşırdım. Çünkü annem genelde bu saatlerde evde olurdu. Ama pek sorgulamadım. Yağız'ın hayalleri de ayrana (!) düştü çünkü pizza söyledik.Aleda: Mina sen bir aynadan bahsetmiştin ya bana geçen gün onu Yağız'a da anlatsana çok komikti.
Aleda'ya tam olarak göz devirip pizzamı yemeye devam ettim. Onlara gerçekten anlatmak istiyordum ama bir komedi malzemesi olarak değil. O yüzden bu olmayacak gibi duruyordu.
Aleda ve Yağız ile birkaç saat daha vakit geçirip onları yolcu ettim. Kendimi aşırı yorgun hissedip etrafı öylece bırakarak odama yöneldim. Odama girdiğimde pijamalarımı giyip uyuyacaktım ki aynaya doğru yönelmem bir oldu. Sanki eski zamanlardan kalan bir ayna gibiydi. İnsanı yüzyıllar öncesine götürüp getiriyordu. Bazen bazı nesneleri alırsınız ya enerjisi hoşunuza gitmez. Bunda tam tersi huzur veriyor, büyülüyordu...
Aynadan biraz kendime baktım. Buğday tenim, kahverengi saçlarım ve kahverengi gözlerimle gayet sıradandım. Hep masmavi gözlerim olsun istemiştim... Fısıldayarak; keşke mavi gözlerim olsaydı dedim. Ve aynayı masamın üzerine bıraktım. Tam uykuya dalarken sanki bir ışık belirdi, söndü. Ama uyku fazlasıyla huzurluydu...Sabah esneyerek uyandım ve alarmımın çalmadığını fark ettim. Telefonumu elime alıp baktığımda ise saatin epeyce geçtiğini fark edip hızlıca kalktım, elimi yüzümü yıkayıp giyindim. İlk ders edebiyattı ve geç kalmayı hiç istemezdim. Çantamdan birkaç kitap değişimi yapıp çıktım. Hızlı gitmeyi sevmezdim ama maalesef şu an koşmam gerekiyordu.
Okula vardığımda neyse ki sadece 5 dakika gecikmiştim. Doğruca sınıfa çıktım ve derse girdim. Sınıfa girdiğimde birkaç kişi bana bakıp duruyordu. Tamam geç kaldığımın farkındayım ama bu kadar da bakılmaz ki canım!
Aleda gelmemişti sanırım o da gecikmişti. Ama edebiyattan nefret ettiği için girmezdi. Zil çaldığında tahminimin doğru olduğunu anladım ve uzaktan gelen Aleda'ya baktım. Aleda önce gülümsedi daha sonrasında kaşlarını kaldırdı. Yanıma oturdu ve kaşlarını hâla aynı durmaya devam etti. Bir anda ne oldu diye soracakken konuştu.Aleda: Mavi lenslerin çok yakışmış Mina, bende istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sona 7 İmza
Viễn tưởng"Hayat seçimlerle doludur zaten. Senin ise seçim yapmak için saniyelerin var. Hayat sana bu şansı bile vermez. Neyse... Sen seçimini kimden yana kullanacaksın?"