Proje yöneticisi olan Bay Jung onları otele getirmiş, eşyalarının odalarına gönderilmesini sağlamıştı. Şimdi Jimin ve Jungkook otelin restoranında birlikte büyük bir sessizlik içerisinde yemek yiyorlardı.
Otelin rezervasyon ağından kaynaklanan bir sıkıntıdan dolayı ikisi bir süit odayı paylaşacaklardı ve bu yüzden biraz gergin hissediyorlardı.
Jimin'in kullandığı bastırıcı etkisini yitirmiş kokusunu perdelemeyi çoktan bırakmıştı.
Jungkook bu kokuyu duydukça içinde acı veren bir huzur büyüyor onu boğuyor, ağlamak istemesine sebep oluyordu.
Jimin ise Jungkook'un yoğun kokusuyla tanıştığından beri göğsünü saran bu hisse alışmış, onu benimsemişti.
"Kaç yaşındasın Jungkook-sshi?" Diye bir soru yöneltti Jimin sessizliği kırmak adına.
"Yirmi altı yaşındayım, bahse girerim sen henüz yirmi iki yirmi üç yaşlarındasındır."dedi gülümseyerek.
Jimin onun bu dediğine kıkırdayarak şarabından bir yudum aldı.
"Yanılıyorsun Jungkook-sshi, yirmi sekiz yaşındayım ben."
"Ciddi olamazsın, şaka yapıyorsun değil mi?"dedi Jungkook şaşkınlıkla.
"Hayır, kimliğimi göstermeli miyim?" diye yanıtladı Jimin onu, gülüyordu.
"Hâla şaka yaptığını düşünüyorum Jimin-sshi, kimliğini rica edeyim." dedi Jungkook elini uzatıp.
Jimin onun bu hareketine gülerek cüzdanını çıkarıp içinden kimliğini alarak kendisine uzatılan ele bıraktı.
Jungkook kimliğe ve Jimin'e defalarca baktı, fotoğraftaki aynı kişiydi evet ve cidden yirmi sekiz yaşındaydı. Yine de gördüğüne inanmak zordu, karşısındaki genç adam olduğundan kat kat genç görünüyor, yaşını hiç mi hiç göstermiyordu. Bundan olsa gerek kimliği defalarca evirip çevirdi, birçok defa kontrol etti doğum tarihini.
"Gerçekten de yirmi sekiz yaşındasın, lise üniforması giyip gelsen kimse garipsemez herkes lise öğrencisi olduğunu düşünürdü."dedi kimliği geri uzatırken.
Jimin güldü.
"Hyunglarım her zaman ufak biri olduğumu ve kesinlikle büyümediğimi söylerler ama lise dönemimde çekilmiş fotoğraflarımı her gördüğümde utanıyorum açıkçası. Büyüdüğüme eminim."
"Sakıncası yoksa bir gün görmek isterim Jimin-sshi." dedi Jungkook.
"Neden olmasın?" dedi Jimin de.
"Sana hyung demeli miyim?" dedi Jungkook sırıtarak.
"İnan bana hiç gerek yok."dedi Jimin abartılı bir tepkiyle. Jungkook onun bu tepkisine kahkaha attı. "Jimin iyidir, Jimin demeni tercih ederim Jungkook."
"Pekâla, Jimin."
Yemeklerini bitirdiklerinde Jungkook hâlâ doymamıştı, zaten restoranlarda yemek yemekten hiç hoşlanmaz her zaman küçük porsiyonlarından şikayet ederdi.
Odaya geldiklerinde Jungkook, kendini koltuğa bırakırken Jimin odasına geçip üstünü değiştirdi.
Jungkook karnını ovalıyordu hâlâ oldukça aç hissediyordu. Üstünü değiştirmek üzere kendi odasına geçip rahat bir şort ve kolsuz bir tişört giydi. Valizini açıp yanında getirdiği kimchi kavanozlarını odanın mutfak bölümüne götürüp buzdolabına koydu. Sonra tekrar odasına geçip stokladığı hazır ramen ve teokbokkileri de aldı ve tezgaha oldukça düzgün bir biçimde dizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valdaro Lovers| Jikook
FanfictionBir araştırma için katıldıkları arkeoloji kazısında karşılaşmış, geçmiş hayatlarının izleriyle yepyeni bir gerçekliğe adım atmış iki genç adamı anlatacağım sizlere. Umarım seversiniz. Yorumlarınızı ve desteğinizi bekliyor, okuyan herkese şimdiden t...