8.Bölüm

400 67 14
                                    

Eve döndüklerinde, hâlâ üzerlerindeki şoku atamamışlardı.

Elbette herkes mezarda bir çift gördüğüne şaşırmıştı, çok nadir bir durumdu bu ama kimse mezarın arkasındaki hikayeyi bilmiyordu. Kimse Jimin ve Jungkook'un hikayesini bilmiyordu.

Jimin içeri geçtikten sonra Jungkook'un elini bırakmış, yüzünü küçük avuçlarının arasına alıp dudaklarını öpmüştü hafifçe.

"Banyo yapmak ister misin? Her yerimiz toz toprak içinde kaldı hem sıcak su iyi gelir."dedi sakin bir ses tonuyla. Jungkook iç çekerek Jimin'in güzel yüzüne baktı, konuşacak gücü bulamadığından kafasıyla onayladı sadece. Mezarı açtıklarından beri pek konuşmamıştı zaten.

Jimin onun ne düşündüğünü bilmiyordu ama kendini kötü hissettiği her hâlinden belliydi. Anlayış dolu bir tebessüm belirdi dudaklarında, yanaklarını okşadı. Çantasını omzundan indirip kendi çantasıyla beraber kenara bıraktı. Elini tekrar tutup kendi odasındaki banyoya götürdü onu.

Küvetin dolması için suyu ayarlayıp açtı önce. Sonra tekrar Jungkook'a baktı, gözleri dolu doluydu ve ona bakmamaya çalışıyordu, kendini suçladığı aşikârdı. Dudaklarını tekrar öpüp Jungkook'un ceketini omuzlarından sıyırıp bir kenara attı.

Gömleğinin düğmelerini ağır ağır açarken gözlerine baktı tekrar, dudağının altındaki bene bastırdı dudaklarını. Gömleği de çıkarıp yere bıraktıktan sonra göğsünden de öptü.

Jungkook'un kolları belini sardığında gülümseyerek ensesinden tutup yüzünü boynuna yaslamasını sağladı. Jungkook'un gömülü oldukları ormanın kokusunu taşıyan tenine öpücükler kondurdu. Saçlarını okşadı sonra incitmekten korkar gibi yavaşça ayırdı onu kendinden.

"Suyu hazırlayayım, sen de pantolonunu çıkar bu sırada. Sonra sıcak suda güzelce dinleneceğiz." dedikten sonra Jungkook onay verince suyu hazırlamak için küvete yöneldi. Hep kullandığı yağ ve köpüğü suya karıştırıp sıcaklığının iyi olduğuna emin olunca kendi kıyafetlerini de çıkardı. Küvete girdiğinde Jungkook beklemeden sevgilisinin kollarının arasına yerleşmişti.

Başını Jimin'in omzuna yaslayıp sarıldı ona, kocaman cüssesi Jimin'in kollarında küçücük kalmış gibiydi.

Jimin onun saçlarını severken alnını öptü.

"Jungkook,"dedi sessizce "artık iyiyiz."

Jungkook bunu duymayı bekliyormuş gibi ağlamaya başladı. Kolları Jimin'in beline sımsıkı sarılıydı. Boynuna saklanıp hıçkıra hıçkıra ağladı.

Jimin, göğsünün ağrıdığını hissetti. Ne yapsa ne söylese bilmiyordu. Jungkook'un böyle içli içli ağlamasını izlemek onun için çok zordu ama ağlaması gerektiğini düşündü. Ağlamazsa içinde tuttuğu bütün zehirli düşünceler boğardı onu. Bu yüzden bir süre ses çıkarmadan ağlamasına izin verdi.

Daha fazla dayanamayacağına karar verdiğinde Jungkook'un yüzünü tutup dudaklarını dudaklarına bastırdı. Geri çekildiğinde gözyaşlarını sildi, sonra tekrar öptü.

"Hiçbir şey senin suçun değildi," dedi kararlılıkla gözlerine bakarken. "Bizim bir suçumuz yoktu." dedi "sen beni olabilecek en iyi şekilde korumuştun zaten, olması gereken buydu. İyi olmamız için gerekli olan buydu."

"Biz kazandık Jungkook," dedi gülümseyip Jungkook'un saçlarını geriye doğru iterek. "Eski benliklerimizle beraber birbirimizi de bulduk, kazandık." Tekrar öptü dudaklarını "biz buradayız geride kalan her şey o mezarda artık."

"Artık iyisin."diye fısıldadı Jungkook gözlerini kapatarak "iyisin, benimlesin."

"Ve her zaman seninle olacağım."

Jungkook derin bir nefes verip Jimin'in ensesini tuttuğu gibi dudaklarını birleştirdi. Yavaşça, kendini inandırmak ister gibi öptü onu. Hâlâ belinde duran elini bacağına kaydırıp biraz aşağı çekti Jimin'i. Bu şekilde onu daha rahat öpebilirdi.

Üst dudağını emip bıraktığında bir saniye bile çekilmeden tekrar asıldı dudaklarına. Jimin'in parmak uçları Jungkook'un sırtını turluyor diğer eli yanağını nazikçe okşuyorken aynı yavaşlıkta karşılık veriyordu ona.

Küvetteki su soğudukça alev alan bedenleriyle ısındılar. Acıları, gözyaşlarıyla beraber suya karışırken onlar yeniden birbirlerine karıştılar. Göğüslerine sığmayan aşkları, suyla beraber taşarken boyunlarına yerleşti izleri. Onlara zarar veren her şeyi korkusuzca geride bıraktılar nihayetinde.

***

Jimin uyandığında gözlerini açmak için biraz zaman harcaması gerekti. Oda sokaktan vuran ışık haricinde karanlıktı, yanı boştu ama Jungkook yataktan çıkmadan önce üşümemesi için Jimin'i örtüye iyice sarmış neredeyse ondan dürüm yapmıştı. Jimin etrafına dolanan örtüden hafifçe gülerek kurtuldu.

Çekmecesinden boxer çıkarıp giydikten sonra saate baktı, sabahın üçüydü. İyice gerinip kalktı, önce salona sonra mutfağa baktı. Dudaklarını büzüp Jungkook'un odasına yöneldi, ışığı ve kapısı açıktı.

İçeri girdiğinde Jungkook'un çalışma masasında bir şeyle uğraştığını gördü. Kültabağında içilmeyi bekleyen ve muhtemelen unutulmuş bir sigara vardı. Jimin iç çekerek onu korkutmamak için kapıyı tıklattı hafifçe.

Jungkook anında zaten sönmek üzere olan sigarayı söndürdü ve dumanı eliyle dağıtmaya çalışarak Jimin'e döndü.

"Güzelim, neden uyandın? Gün doğumuna çok vardı daha, geri yatsaydın keşke."dedi çoktan yanına gelen Jimin'i kucağına çekerek.

"Sen yokken yatak yeterince rahat ve sıcak değil."dedi Jimin dudak büzerek. "Hem sen niye uyumadın ki?"

Jungkook büzülen dudakları öptü hemen.

"İki saat kadar önce uyandım, aklıma bir şey gelince yapmazsam rahat edemiyorum pek." dedi hafifçe gülerek.

"Ne yapıyorsun?"diye sordu bakışları masaya dönerken.

Jungkook masayı neredeyse tamamen kaplayan kağıdı göstermek için üzerindeki fazla kağıtları ve kalemlerini bir kenara çekti.

"Bununla uğraşıyordum,"diye mırıldandı yaptığı resmi açığa çıkardığında.

Mezarın çizimiydi bu, birbirlerine karışmış bir halde toprağın içinde yok olan iki bedenin, iki iskeletin çizimiydi. Kemikleri iç içe geçmiş, bedenleri toprağa karışırken bile birbirine bakan iki aşığın çizimiydi.

Bu onların gerçekliğini kanıtlayan bir portreydi.

Jimin gözlerinin dolmasına engel olamazken zarar vermekten çekinerek dokundu resme, Jungkook kapkara toprağa inciler serpiştirmişti, bedenlerinin arasında birbirlerine tutunmuş halde duran elleri bile aynıydı.

"Jungkook, bu çok güzel." dedi hayranlıkla.

"Güzel olan onlar Jimin," dedi Jungkook sevgilisinin omzunu öpüp. "Güzel olan biziz, ben sadece gördüklerimi çizdim."

***

Bahsi geçen çizim burada canlarım

Bahsi geçen çizim burada canlarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Valdaro Lovers| JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin