7. Bölüm

405 64 30
                                    

"Sen de o çocuk da ölmeyi hak ediyorsunuz!" diye bağırdı karşısındaki adamlardan biri. "En azından iyi bir amaç uğruna olacak bu, günahlarınızdan arınacaksınız!"

"Günahkâr olan sizlersiniz!"diye karşılık verdi Jungkook, "sizin anlayıştan uzak zihinlerinizdir günahkâr olanlar."

"Ne kadar konuşursan konuş öleceksin çocuk, öleceksiniz." dedi bir diğeri de.

Jungkook incelemekle sorumlu oldukları son mezarın karşısında ağacın dibinde sigara içerken içine çekildiği anla irkildi. Neden bu seferki görüde yalnızdı? O insanlar ne ölmesinden bahsediyordu öyle?

Göğsünün daraldığını hissetti, Jimin tuvalete gideceğini söylemiş ve henüz geri dönmemişti. Birkaç dakikadır da yoktu. Yanında olsa hemen geçerdi, nerede kalmıştı ki?

Sigarasını kenara atıp kalktı, Jimin'i görmeliydi. Tuvaletlerin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.

Hayatı buna bağlıymış gibi koşuyordu Jimin, elinden gelen tek şey buymuş gibi koşuyordu. Hafiften çiseleyen yağmur umrunda değildi, arkadaşı sevgilisi ormana giderken peşinden başka insanların da gittiğini söylediği andan beri koşuyordu.

'Tanrım, lütfen bir şey olmasın!' diye geçiriyordu içinden sürekli.

Ayağı bir taşa takılıp düştüğünde soluk soluğa avuçlarının altında kalan toprağı sıktı. Kalkması gerekiyordu, hemen kalkmalı ve sevgilisine koşmalıydı. Onunla olmalıydı.

Yaklaşmış olmalıydı,  biraz daha giderse zaten Jungkook tutardı onu. Biraz daha ilerlemeliydi.

Ormanın içinden bağırış sesleri duyduğunda zorla da olsa kalktı. Devam etti koşmaya.

Jungkook, çok ilerlemesine gerek kalmadan Jimin'i bir ağaca tutunmuş ayakta durmaya çalışırken gördüğünde koşarak yanına gidip kollarının arasına çekti onu. 'Bir şey yok, iyiyiz' demek istedi. Eğer bir başka ana çekilmemiş olsalardı kesinlikle konuşurdu, ama konuşacak gücü bulamadı.

Sonunda sevgilisinin sırtını gördüğünde dolu gözleriyle gülümseyerek hızla gidip sarıldı ona. Yağmur hızlanmaya başlamıştı.

"İyisin,"dedi soluk soluğa "iyisin."

Jungkook onu göğsüne yaslayıp kollarıyla sımsıkı sararak saklamaya çalıştı.

"Neden geldin? Evde kalmalıydın, ben gelirdim sana Jimin sen neden geldin?" diye sordu, şimdi korku bütün bedenini sararken, karşısındaki insanlara bakıp sırtını döndü onlara, Jimin'i saklamalıydı.

"İşimizi kolaylaştırdınız." dedi adamlardan biri gülerek. Güzellikten uzak iğrenç bir gülüştü bu.

"Jimin, kaç buradan."diye fısıldadı Jungkook. "Şelalenin arkasındaki mağaraya gitmeyi biliyorsun değil mi? Oraya git, çok geçmeden ben de geleceğim. Git lütfen." yalvarır gibiydi, onu yaşatmalıydı, ilk defa gitmesini istiyordu ondan ama mecburdu.

"Gitmeyeceğimi biliyorsun," dedi Jimin dolu gözlerle "bunda beraberiz, unuttun mu?"

"Lütfen," eğilip alnını alnına yasladı "bu sefer olmaz, gitmen gerekiyor."

Valdaro Lovers| JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin