Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
roseanne ısınmasını bitirip esneme barından ayrılırken mina sevinçle yanına zıpladı. "rosie-" cümlesini devam ettiremeden roseanne sertçe kesti mina'nın sözünü. "ismim roseanne mina." mina bodoslama duvara çakılmış gibi hissetmişti kendini. afalladı ancak belli etmedi. "Peki roseanne lalisa seni soyunma odasına çağırıyor önemliymiş." roseanne mina'nın yüzüne bile bakmadan konuştu. "lalisa'ya ayıracak zamanım yok çıkışta istediğini söyleyebilir iletirsin." mina bozulmadan "önemli olduğunu söyledi ama." dedi. roseanne aynı soğuk ses tonuyla dans müziğini açmadan hemen önce konuştu. "vaktimi harcıyorsun mina." ardından odayı roseanne'nin yeni koreografisinin müziği doldurdu. mina yenilgiyle omuzlarını düşürüp soyunma odasına ilerledi. lalisa beklentiyle oturduğu koltuktan ayağa kalınca mina "roseanne yine bildiğimiz gibi katı çizgisini bozmadı. sana harcayacak vakti yokmuş çıkışta istediğini sorabilir dedi." lalisa kaşlarını çatınca devam etti. "hiç öyle bakma bana elimden geleni yaptım." diyip grubunun yanına döndü. lalisa gerilmiş yüz hatlarını gevşetti ve kendi odasına döndü. bayan dakik park roseanne lalisa'ya harcayacak vakit bulana kadar pratik yapacaktı. çıkış saati gelmeye yakın soyunma odasına gitti lalisa. üzerini değiştirip roseanne'ni beklemey karar verdi. saat tam 22.30 olduğunda roseanne soyunma odasına gitti. lalisa'nın yanından geçip görmezden gelerek dolabına doğru ilerledi. "sonsuza kadar beni görmezden gelemezsin rosie." lalisa açıkça alay ediyordu. sırtı lalisa'ya dönük olan roseanne yönünü değiştirmeden soğuk bir tonda "roseanne lalisa." dedi sadece. kıyafetlerini değiştirdikten sonra dolabından çantasını aldı ve dolabını kapattı. lalisa'ya dönüp "çok az vaktim var ne söyleyeceksen seni bekliyorum. seri lalisa." dedi ses tonunu değiştirmeden aynı soğuklukla. lalisa bozuldu ancak belli etmemek için alaycı gülümsemesini genişletti. "bayan dakik park roseanne değerli vaktini burada lalisa'ya harcayamaz." sert bir kahkaha patlattı. ancak gülmek ya da eğlenmekten uzak sinirli soğuk bir kahkahaydı. bakışları sertleşti ses tonu değişti lalisa'nın. "nasıl bu kadar küçültebilirsin beni gözünde? birebir aynıyız. nasıl bayan kim sana daha değerliymişsin gibi davranabilir? ben hırslıyım istediklerimi istediğim zaman elde ederim. ancak sen roseanne. sen istediklerin için çabalamıyorsun. ben bu salonda dans etmeye başladığımdan beri sana hayallerini bayan kim sana getiriyor. elleriyle veriyor sana." lalisa bu salonda dans etmeye başladığı zamandan beri içindeki bütün kini öfkeyi kusmuştu sonunda. bunca yıl içinde tuttuğu ne varsa ortaya koymuştu hepsini. roseanne gereğinden fazla sinirlendiğini hissediyordu ancak lalisa'ya renk vermek istemedi. "yanılıyorsun lalisa. bayan kim asla bana istediklerimi vermedi. aksine onun gözüne girebilmek için kendimi parçaladım ben bu salonda. varımı yoğumu gömdüm ben buraya. hayallerime ulaşan yol bayan kim'in gözüne girmekten kendimi değil dansımı ona beğendirmekten geçiyordu ve ben bunun için bu salonda kendimi harcadım. değil tırnaklarımla kazıyarak parmaklarımı kıra kıra yükseldim ben. senin ne haddine benim başarımı sorgulamak? benden hep bir adım geridesin lalisa." diyerek çantasını omzunda sabitledi ve yerleri titreten kendinden emin adımlarıyla odadan arkasında şoka uğramış bir lalisa bırakarak ayrıldı. saatine göz değdirdi. 20 dakikadır lalisa yüzünden buralarda oyalanıyordu. eve geçince sıcak bir papatya çayı içmek istediğine kara verdi. bir an önce eve adımladı.
