1.8 Hayat

98 6 18
                                    


Gün kızıla çalmış, hastanede yaralar bir bir sarılmış ve kamplar için hasar tespiti yapılmıştı.

Selvi bir süre yangın çıkışında oturup ağladıktan sonra, işlerine devam etmişti. O gittikten beş dakika kadar sonra yere düşen göz yaşları kurumuştu, hiç iz kalmamıştı... Sanki hiç uğramamış gibi. Sanki hayat gibi. Sanki sahilde yürümek gibi... Oradaydın, ıslak kumlara bastın, izin kaldı... Tâ ki bir dalga silene dek. Ya da şimdi olduğu gibi, bir rüzgar gelip kurutana dek geride kalan göz yaşlarını.

Peki Selvi nasıl silecekti onda kalan izleri... Gözünün önünden gitmeyen o gözleri, teninde, ellerinde, yüreğinde hala hissettiği sıcaklığı, okyanusun genizini yakan tuzlu kokusunu, dudağının kıyısında izi kalan tebessümü nasıl silecekti? Tüm gün ruh gibi dolaştı etrafta, bir şeyler oluyordu çevresinde ama pek umurunda değildi Selvi'nin. Sessizce işini yapıp ayrılıyordu kalabalıklardan.

Adil sabahın ilk ışıklarından beri Ferda'nın yanındaydı. Aklı sürekli Selvi'ye gidiyordu ama o Ferda'yı bırakıp gidemiyordu. Zaten onu affetmeyeceğini tahmin etmek zor değildi Adil için, en azından uyandığında yanında olmak istiyordu.
Sonunda gün batarken yorgunlukla koltukta gözleri kapanmaya başlamıştı ki Ferda'nın mırıldanışlarını duyup ayıldı, hemen yanına gidip; "Ferda, kızım korkma burdayım. Geçti kızım..." dedi sessizce. Mırıldanmaya devam eden kıza yaklaştırdı kulağını biraz daha, bir isim sayıklıyordu.
"Ferid... Fe... Ferid. FERİD!" Bağırarak uyandı, ağlamaya başladı.

Gözlerini araladığında nerede olduğunu ve sarıldığı adamı sorguladı. Kokusu besbelli tanıdıktı, uzaklaşıp baktı. "Baba?" Şaşkınlıkla Adil'e bakıyordu. Adil'se yanlış bir şey söylemekten yanlış bir şey yapmaktan çok korkuyordu. "Kızım..." Sesi fısıldar gibi güçsüz çıkmıştı, gözleri dolmuş boğazı yanıyordu.

Ferda'nın tüm hisleri birbirine karışmıştı. Öfke, özlem, acı, endişe, merak, üzüntü... Galiba bir anlığına en kuvvetlisi öfkeydi, öyle cümleler birktirdi ki o an içinde ama işte, sadece bir andı.

Hemen ardından kamp geldi aklına...
Patlama...
Çığlıklar...
Oraya gittiği ilk günü düşündü. Ferid. Gözyaşları ona danışma zahmetinde bulunmamışlardı bile.
"Baba, Ferid nerde?" Ağlayarak sorduğu sorunun cevabı öyle korkutuyordu ki onu.

Adil'in beklediği bu değildi. Nefret, evet belki biraz nefret bekliyordu ya da öfke. Bir kaç küfür hatta bir tokat bile atabilirdi içindeki yangınla, Ferda bu sonuçta demişti kendine. Ama öyle olmadı. Ne kızdı, ne küstü, ne de sövüp saydı. Öylesine büyüktü ki bu korku, yirmi yıllık öfke, yanında hiç olmuştu.
"Ferid? O kim kızım?"
"Baba benim onu bulmam lazım Ferid nerde?"
"Tamam, sakin ol sen iyi misin?"
"Baba Ferid!"
"Tamam ben hemen baktırıyorum kimmiş Ferid."
"Bende bakıcam!"
"Ferda yeni uyandın bir dur ben bulurum."
"Gelicem dedim! Hiçbir şey için senden izin almıyorum!"
Sonunda öfke filizlerini göstermişti, yine de Adil'in beklediklerinin yanında bir hiçti bu. Hiç de öyle yirmi yıldır görüşmemiş gibi olmamıştı bu kavuşma. Halbuki neler kurmuştu o kafasında, bu Ferid kızına kendini unutturacak kadar her kimse çok fena gıcık olmuştu Adil ona şimdiden.

Ferda hızla fırlayıp çıkınca Adil'de peşinden koştu. Deskte ki Gülin'in yanına gidip;
"Merhaba, ben kamptaki gönüllü doktorlardan Ferda Erinç. Bir kaç kişi hakkında bilgi almak istiyorum Ferid Efser ve Mahsa Efser. Nerdeler şuan?"

Gülin karşısında ki kadın kendini Ferda Erinç olarak tanıtınca önce afalladı peşinden koşarak gelen Adil hocayı görünce hemen dosyalara dönüp; "Ta,tamam bakıyorum bir saniyenizi alıcam..." dedi kekeleyerek.
"Ferid Efser yeşil alanda müdahaleye alınmış hafif doku yaralanmaları gözüküyor kayıtta." Ferda derin bir nefes alıp oh çekti.
"Mahsa Efser adına bir kayıt gözükmüyor."
"Emin misiniz? Kayıt yoksa nerede olabilir?"
"Şey, ya iyidir bekleme salonuna alınmıştır ya da... henüz kayıt yapılmayanların arasındadır." dedi Gülin. Doğru kelimeleri bulmakta zorlanıyordu, Adil söze girdi
"Kayıt yapılmamış hasta kaldı mı ki bu saate kadar?" Gülin bunu kolaylaştırmanın bir yolu olmadığını bildiği için bir çırpıda söyleyiverdi;
"Direkt morga indirilenlerden teşhis edilmeyenler var hocam."

Bir Başka HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin