Solmuş Gül

53 10 4
                                    

13.05.2005

Okuldan çıkmıştım okulda geçirdiğim vakitler ne kadar güzel geçmese de seviyordum.Çünkü evde kalsam daha büyük şeyler olacağını biliyordum.Evin önündeydim her zaman ki gibi bağırış sesleri geliyordu, annem aslında hiç bir zaman kendini ezdiren bir kadın olmamıştı ama konu babama gelince her şey duruyordu.Beni alıp buralardan gitmeyi defalarca denedi ama olmadı...

Kapıya doğru ilerliyordum büyük bir bahçemiz vardı annem bahçemizle uğraşmayı çok severdi.Kapıya yaklaştıkça sesler daha çok yükseliyordu.Tam elim kapıya yaklaşıyorken yapamadım açamadım o lanet kapıyı açamadım.7 yaşında bir kız çocuğu o kapıyı açıp ne yapabilirdi ki babası olan adamı mı durduracaktı?

Saatlerce yerde oturup bekledim.Gözlerim annemin ektiği güllere takıldı.Annemin en sevdiği çiçek gül'dü.Bakmaya dokunmaya doyamazdı.Ona her zaman gül alırdım.Ama o gittikten sonra benim için bütün güller bir bir solmaya başladı.

Hayat çok acımasız değil mi?Bazıları için güzel bir hayat,bazıları için ise yaşamaya çalışmaktan ibaret...

GÜNÜMÜZ

Kafam da milyonlarca düşünce vardı.Neler oluyordu Burak neden böyle bir şey demişti ne oldu da böyle bir şey dedi...

Donakalmıştım Burak ile bakışmamız hala sürüyordu.Önder Bey ise Burak'ın söylediklerine inanmış gibi bakıyordu.Sessizliği bozan Önder Bey oldu.

"Peki Burak teşekkürler" diyip Bana bakıp "Konuşmak için odama geçelim Çisil Hanım buyurun."

Başımı sallayıp onay verdikten sonra Burak'a döndüm.Şaşkın şaşkın bakıyordu ben de ona bakarken, Önder Bey'in beni beklediğini tamamen unutmuştum.Burak'a dönüp Bey kelimesine baskı yaparak

"Teşekkürler Burak Bey kolay gelsin." diyip imalı bir bakış attım.O ise bir şey söyleyemedi neden daha önceden tanıştığımızı söylemedi bilmiyorum ama eve gidince ondan büyük bir açıklama bekliyordum.

Önder Bey'in odasına gelmiştik.Çok farklı bir adamdı değişik davranıyordu ama daha tanımadan bunları söylemek çok erkendi.Odaya geldiğimizden beri dosyalarımı inceliyordu ve sonunda başını dosyalardan kaldırıp bana baktı.

Tebessüm edip "İşe alındınız Çisil Hanım uzun zamandır bir psikoloğa ihtiyacımız vardı ve siz tam olarak bu pozisyona uygunsunuz."

"Çok sevindim teşsekkürler." dedim tebessüm ederek.

"Ne demek hayırlı olsun bugün hastaneyi ve odanızı gezersiniz,yarın işbaşı yaparsınız çok hastamız birikti.Odanız 2.katta isterseniz hastaneyi gezmenize eşlik edebilirim"

"Tabi ki olur neden olmasın." diyip tebessüm ettim.

Odadan çıktık kendi odamı gördüm çok güzeldi.Hastaneyi dolaştık güzeldi ama aklım hala Buraktaydı....

3 SAAT SONRA

Eve geleli baya oluyordu balkonda oturuyordum güneşe bakıyordum.Ne garip değil mi?Ay Güneşe muhtahçı Güneşte Ay'a.Birbirlerinin tamamlıyorlardı ama bir düzen uğruna. Burak'a ulaşamıyordum, hastanede de bir daha görmemiştim.Tanışalı çok olmuyordu evet ama  bu tanışmış olduğumuz gerçeğini değiştirmiyordu.Bana bir açıklama borçluydu.Neden böyle bir şey demişti.Ben düşüncelerime dalarken kapı çaldı.Kapıyı açtım ve karşımda Burak vardı.İyi gözükmüyordu.O her zaman ki yaptığı gibi sadece derin bakıyordu.

"Gel içeri" dedim.Kötü gözüküyordu onu böyle bırakamazdım.

Ağır ağır yürüyerek salona doğru gitti ve koltuğa oturdu.Ben de tam karşısına oturdum.Çok kötü gözüküyordu dirseklerini dizlerine koymuş başını ovalıyordu.

"Kötü gözüküyorsun." dedim.Başını kaldırıp bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Çisil bugün olanlar" dedi durdu ve tekrardan gözlerime bakarak konuştu...

"En doğrusunu yaptım Önder bizim tanıştığımızı bilmemeli." dedi. Bu ne demek oluyordu ne doğrusundan bahsetiyor bu.Ayağa kalktım ve sesimi biraz yükselterek konuşmaya başladım.

"Neyden bahsediyorsun sen ya yalan söyledin orada beni zor durumda bıraktın bi de geliyorsun karşıma doğrusunu yaptım diyorsun." durdum derin bir nefes verdim ve tekrardan konuşmaya başladım.

"Ya ben senden sabahtan beri bir açıklama bekliyorum,sen gelmiş karşıma geçmiş ne diyorsun." O da ayağa kalktı ve yavaş yavaş yaklaştı tam karşımda durdu.

"Önder'den uzak dur." dedi.O an sinirden bir kahkaha attım ona daha çok yaklaştım.

"Sen neyden bahsediyorsun ya buna karışamazsın." Gözleri gözlerime bakıyordu tam bir şey söyleyecekten kapı çaldı.Ama hala yerimizden kıpırdamamıştık,aramızda bir karışlık mesafe vardı.Kapı ısrarla çalıyordu açmaya gidiyordum Burak ise olduğu yerde dikilmeye devam ediyordu.

Kapıyı bir açtım gözlerime inanamadım karşımda Önder Bey vardı.Elinde bir çiçek gülümsüyordu.O an refleksle kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya dayadım.Burak'a baktım.Aynı yerden bana bakıyordu.

"Önder gelmiş." dedim.

Geceye Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin