bölüm altı, küçük fare.

2 1 0
                                    

Kalbimdeki ağırlık artıyor, üzerimdeki tren kalıntılarından kurtulamıyorum. Artık gülümseyemiyor, güzel bedenini sarmalayamıyorum. Başımı usulca raylara yatırıyorum, terkedilmiş bir istasyonda ölümü bekliyorum. Bir tren üzerimden geçsin, ölüm beni bu enkazdan kurtarsın istiyorum.

Ardından bir ses duyuyorum, belki sensindir umuduyla başımı çeviriyorum, bakışlarım üzerimdeki kalıntıyı kemirerek yok etmeye çalışan fareye çevriliyor, gülümsüyorum usulca, yavaşça kavrıyorum fareyi, belki diyorum, belki denerim diyorum. Doğrulmaya çalışıyorum küçük fare elimdeyken, kalıntılar usulca dökülürken üzerimden, ayaklanıyorum. Ardından bakışlarımı sana çeviriyorum, ölmedim, deneyebilirim demeye çalışıyorum lakin göremiyorum seni. Aşkının verdiği ağırlık yokolmazken yavaşça dizlerim üzerine çöküp, fareyi usulca kucağıma yatırıyorum. Seni anlatıyorum ona, son arzum diyorum.

Fare gülüyor bana, çok bağlanıyorsun, biri seni sevmedi diye çok kısıtlıyorsun kendini diyor, diyemiyorum kimse sevmezken o sevdi, şimdi herkes varken o bir başkasına ait diye, ağlamaya başlamak istiyorum ama yutkunuyorum tekrardan, gözlerimi kapatıyorum, uyuyorum usulca, bedenim serbest kalıyor ve başımı çarpıyorum üzerimden sıyırdığım kalıntılara, gözyaşlarım kana dönüşüyor, kalbim değil gözlerim kan ağlıyor, kalbimi kavrıyorum yavaşça, söküyorum olduğu yerden, ölümü kabullenirken gözlerimi kapatıyorum, fısıldıyorum.

Beni kurtar, beni çıkart bu tren enkazından, hiçbir şey söyleme, senin için öleceğimi biliyorsun. Bırak dizlerimin üzerinde olmayı, ölmek üzereyim meleğim, kurtarıcım olmana ihtiyacım var, çıkart beni burdan.

Duymuyorsun, fısıltım ulaşmıyor kulaklarına, ardından gözlerimiz buluşuyor, gözlerinde göremediğim pırıtlılar ile duraksıyorum, ardından gözlerin kayıyor, elimdeki küçük fareye.

Senin için söktüğüm kalbimdense, fareye bakıyorsun.

deniz kızına mektuplar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin