24

4.5K 516 87
                                    

Jimin ekranda gördüğü isimle gülümsemesine engel olamadı. Masada duran telefonunu eline aldıktan sonra açıp kulağına koydu.

Jungkook telefonu yanında açmasına şaşırırken, istemese bile el mahkum konuşmalarını dinlemeye başladı. Daha doğrusu Jimin'i.

''Alo? (Naber Chim?) İyiyim sen? (Ben de iyiyim. Bir arayım sorayım dedim.) İyi yapmışsın. Uzun zamandır konuşmamıştık. (Akşam müsait misin?)
Neden ki? (Sana bir sürprizim var. Dedim ki Jimin dans etmeyi özlemiştir. Bu yüzden senin için 3 saatlik dans stüdyosu kiraladım.) Cidden mi? Tanrım Daniel çok teşekkür ederim. (Gideceksin değil mi?) Tabii ki. (Sana yer ve zamanı mesaj atarim.) Tamam~''

Vita telefonu kapattıktan sonra bakışlarını Jungkook'a çıkardı. Masum masum etrafa bakınıyordu.

''Şey benim bir işim çıktı birkaç saatlik. Senin için sorun yoksa gidiyorum?''

''Sormana gerek yok.''

Aldığı sert tepkiyle şaşırsa da belli etmemeye çalıştı ve oturduğu sandalyeden kalkıp yatak odasına ilerledi. Günlük giyinip yanına spor kıyafetlerini alacaktı.

''Jimin?''

Duyduğu sesle arkasına döndü ve bakışlarını utangaç görünen bedene çıkardı. Tanrım...çok tatlıydı.

''Efendim?''

''Yanlış anlamazsan nereye gideceğini sorabilir miyim? Saat geç oldu çünkü. İstersen seni bırakabilirim.''

''Bir arkadaşım benim için dans stüdyosu kiralamış. Bugün olanların stresini atıp rahatlamak adına biraz dans etmek istiyorum. Ayrıca Micha uyuyor, yalnız kalmasın evde. Zaten merkezde stüdyo. Çok geç olmadan gelirim metroyla.''

Jungkook olumlu anlamda kafasını salladıktan sonra bulaşıkları toplamak adına tekrar mutfağa döndü. İçi bir nebze olsun rahatlamıştı.

...

Saat 2'ye geliyordu.

Jimin, hala dansı bırakmaya meyilli değildi. Kendini bulmuş gibiydi. Kore'de geçirdiği 3 haftalık süre boyunca ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordu. Mutluluğu bedenine yayılıyor, durmadan dans ediyordu.

Jimin için dans hayat biçimiydi. Bunu şimdi daha iyi anlıyordu. Ne stres ne de başka bir şey kalmıştı vücudunda.

''Beyfendi rahatsız etmek istemezdim ama kapatmamız gerekiyor.''

Duyduğu sesle bedeni durdu ve bakışları onu saatler öncesinde içeriye alan orta yaşlı adamı buldu.

''Ah, özür dilerim. Hemen üzerimi değiştirip çıkıyorum.''

Soyunma odasına girdikten sonra hızla üzerini değiştirdi ve çantasını toplayıp stüdyodan çıktı. Telefonu yeni yeni aklına gelirken ekranda gördüğü bildirimlerle gözleri kocaman açıldı.

10 cevapsız arama

24 mesaj

Aramaların üzerine tıkladığında 6 kere Jungkook'un, 2 kere Taehyung'un, anne ve babasının da birer kez aradığını gördü Saate bakıp 2 olduğunu görünce gözleri kocaman açıldı. En geç 1 de evde olması gerekiyordu giriş saatine bakılacak olursa.

Tam Jungkook'u arayacağı zaman telefonu kapandı. Sokağa sessiz bir küfür savururken iş görmeyen cihazı arka cebine koydu.

''Tam da zamanı.''

Merdivenlerden aşağıya inip metroyu beklemeye başladı. Saat geç olduğu için seferler arasındaki süre farkı fazlaydı.

Tıpkı şimdi deolduğu gibi.

I Miss U |Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin