/1/-Davetiye-

54 4 0
                                    

Gözlerimi sağanın ortasında açtım. "Uyan Vaia." Diyordu birileri. Sedyeye kaldırışımı hissettim, başım çok dönüyordu ve gözlerim bir kapanıp bir açılıyordu.

Tamamen kendime geldiğimde kafamda buzla bekleyen Bert'i gördüm. "Yine kafanı yardın."

Kafama sabitlediği buzu ondan aldım. Oturur bi pozisyona geçerken. "O sürt*k futbolcu."

"O kadar dibine girmeseydin." diye çıkıştı. "Hakemlik o kadar kolay olmadığını söylemiştim ama sen dinlemedin."

"Daha fazla konuşacağına ilaç ver bay bilmiş." O ilacımı uzatıp ben içerken "Haftaya başlıyor Fifa, özel olarak Katar senin yarışmayı kontrol etmeni istemişler."

Öksürmeye başlarken sırtıma vurdu. Güçlükle "Bu şimdi mi söylenir seni geri zekalı."

Suyumu içip "Kesin geçen ki arap-Arjantin maçında onların tarafını tuttuğumu falan sanmışlardır."

Güldü ve "Büyük ihtimal. Geçen ki maçta hep Arjantin e kartları bastın. Zaten taraf tuttuğunu düşünüp çağıracaklar niye böyle bi istekte bulunsunlar ki başka."

"Olması gerekeni yaptım sadece ama iyi oldu. O karşı takım da çok fena kafayı takmıştı bana."

Omuz silktim iç çekerek. Bert aynı anilikle "Bu gece saat 02.00 da uçuyormuşsun."

"BU DURUMDAMI, LANET OLSUN!"

Ani kalkışımla Bert de kalktı "Maç?"

"Benim yerime yap işte bi şeyler." Hemen kapının arkasından hırkamı ve sırt çantamı alıp çıktım. Son dakika neydi bu böyle sanki.

Eve varıp çantama bi şeyler tıktım hemen. Banyo, hazırlanış, makyaj vb. şeyleri yaparken saat 00.00 olmuştu bile. Kanepeme iç çekerek oturdum ve telefonumu elime alıp sosyal medyada gezmeye başladım. -İğreç birisin-, -Kör müsün neresi kırmızı kart?!- , -Senin yüzünden Leo atıldı oyundan.- vs maçtan sonra epey linç yemiştim ama olması gerekeni yapmıştım. Ne olursa olsun Adaletli olmam lazımdı. Hiç bi şekilde Adaletsizlik yapmazdım zaten.

Biraz daha takıldıktan sonra saat 01.00 olmuştu. Tam kapımın girişindeydim ki *Albert Smith Arıyor*

"Evet." V.

"Çıktın mı?" B.

"Evet." V.

"İyi yolculuklar." B.

"Sana da iyi geceler." V

Telefonu kapattım ve havalimanının önünde durdum. Üstünde *Fifa* Yazan forma giymiş bi kaç kişi gördüm ve yanlarına gittim.

"Vaia Black." ?.

"Evet, benim." V.

Eliyle geçmem için yolu gösterdi ve yürümeye başladım. Uçağa daha yarım saat vardı anlaşılan. Zaman geçsin diye telefonumu elime almıştım ki. "Ms Black." Soy adımı duymamla kafamı kaldırırken. "Mr Ronaldo."

"Uzun zaman oldu." R.

"Ya ne demezsiniz." V.

"Ama bu hasretimizi maçta gidereceğimize eminim." R.

"Her zamanki alaylını yine üzürinden eksik etmeyi unutmuyorsun bakıyorum." Dedim sahte bi gülümsemeyle.

Kafamı kollarının arasına sıkıştırıp bi anda kafamı okşamaya mı desem dövmeye mi başladı bilmiyorum. "Sen büyüdün de laf mı sokuyon. ÇEN HA?"

Ayağına çelmeyi taktıktan sonra yerde oturur bi pozisyonda göz göze geldim onla. "Benle uğraştığın sürece g*tün yerden kalkmaz."

Ayağa kalkıp üstünü silkelerken "Maçta da böyle yapmada." R.

İç çektim "Senin daha erken gitmen gerekmiyor muydu?" V.

"Gerekmiyormuş ne bilim ben. Maç hemen yarın değil ya." R.

"Hadi MS. Black" ?

"Orda görüşürüz." Diye el salladı Cristiano. Bende aynı şekilde el salladım ve önüme döndüm. Çocuk hiç büyümeyecekti. Onunla antrenman sırasında tanışmıştık. Takımı antrenman yapıyordu ve bende onlar gittikten sonra biraz oynamıştım sonra bi anda topu gelip benden kaptı ve biraz oyun oynadık. O günden sonra arkadaş anlamında yakınlaştık zamanla da yakın arkadaşlar olduk. Maçlarda ben varken sürekli göz kırpıp karşı takıma kart çıkarmamı, durduk yere faul saymamı, penaltı saymamı falan istediğinden onlar 1 gol kaybetmişti. İyi biri aslında ki öylede zaten. Derin düşüncelerimi sanki bölebilecekmiş gibi derin bi iç çektim ve uçağa bindim.

OnsraWhere stories live. Discover now