3.BÖLÜM-GERÇEKLER

128 12 5
                                    

Multimedia Mine**

Gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkürler. Kitapta olmasını istediğiniz bazı şeyleri mesaj olarak atabilirsiniz.

"Çünkü o iyi biri değil Mine. Ondan uzak dur." dedi Ozan yine ve yine.

Mola vermiştik ve Ozanla yakınlardaki bir cafede yemek yiyorduk.

Ozan ise yemek yemek yerine daha çok benim başımın etini yemeyi tercih ediyordu.

Sürekli Buğra Bey'in iyi biri olmadığını ve ondan uzak durmam gerektiğini söylüyordu. Bunu neye dayanarak söylediğini anlamıyordum. Onu ne kadar tanıyorduki?

O bizim patronumuzdu. Ve biz onu asla "kötü" tabiri söylenecek kadar tanımıyorduk. Zaten bir insana kötü veya iyi diyebilmek için onu gerçekten yakından tanımak gerekiyordu.

"O benim sadece patronum Ozan. Başka birşey olması mümkün değil." dedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.

"Zaten öyle olması gerekiyor Mine. Emin ol onu herkesten iyi tanıyorum." dedi ve sıkıntıyla iç çekti.

Neler oluyordu? Onu ne kadar tanıyabirdi ki? Bilmediğim birşeyler olduğu ortadaydı. Ve ben bu bilinmeyenleri öğrenmek istiyordum.

"Birşeyler saklıyorsun. Ve bana söylemiyorsun." dedim suyumdan bir yudum alarak.

Gözlerini tabağından ayırıp bana odakladığında boğazını temizledi.

"Çünkü; ben..."

"Evet? "

"Mine ben GÜRMENLER'İN elinde büyüdüm. Yani Buğra'nın amcasının."

Duyduklarım karşısında birkaç saniye donup kalmıştım. Bunu neden daha önce söylememiştiki? Üstelik Buğra Bey ile çok mesafeli duruyorlardı.

"N-Nasıl yani?" dedim kekeleyerek. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilmiyordum.

"GÜRMENLER karanlık insanlardır Mine. Beni her ne kadar büyütüp hala sahip çıksalar bile ben o karanlıktan hep kaçtım. Ve kaçıyorum da. Senin de o karanlığa sürüklenmeni istemiyorum. Buğra diğer kızlar gibi seni de elde etmek isteyecektir. Kendine dikkat et." dedi bir abi gibi öğüt vererek.

Ozan gerçekten iyi bir insandı. Geçmişine bakılacak olursa o da kimsesizdi. Tıpkı benim gibi.

Beni anlayabilecek bir arkadaş...

GÜRMENLER'İN karanlık insanlar olduğunu söyledi. Zaten en başta ben de anlamıştım.

Buğra Bey'in mimikleri bile hissizdi... İfadesiz, soğuk.

Ve yine Ozan'ın dediğine göre her kızı elde ediyormuş. Hem de kolayca. Zaten kızları kendine bağlaması pek de zor olmazdı.

Her ne kadar karanlık bir insan olsa da gerçekten yakışıklı ve çekiciydi. Fakat ben kendimi ona yem etmeyecektim. Beni kolay lokma görüyorsa yanılıyordu.

Kimsesiz olarak büyümüş biri herkesten ve herşeyden güçlüdür. Sanırım Buğra Bey bunu anlamayacak kadar hissiz ve dünyaya dev aynasıyla bakan bir kişiydi.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp Ozan' döndüm. Bir cevap istercesine bana bakıyordu.

Ben ise sadece "Anladım." demekle yetindim.

"Uzak duracağım. İyiki senin gibi bir arkadaşa sahibim." diyerek elini tuttum ve tebessüm ettim. Fakat onun yüzünde tebessüm dışında farklı birşey vardı.

Öfke, kırgınlık, hüzün...

Acaba neye bu kadar üzülmüştü? Çok önemli olsa söylerdi diyerek geçiştirdim.

Karanlığın PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin