#4

121 12 2
                                    

Gökhan elindeki şişeler ve mezelerle döndüğünde anahtarla açmıştı kapıyı. Atakan'ın ortalıkta olmadığını görünce elindeki siyah poşeti mutfağa götürdü. O sırada balkonun penceresinin önünde sigara içen oğlanı gördü.

"Bitir de gel yavrum. Salonu hazırlıyorum."

Bir süre beklese de cevap gelmeyince oğlana döndü. "Atakan?"

Oğlan kendisine döndüğünde sigara dumanı burnundan çıkıyordu. "Geldin mi?"

"Evet, içeriyi hazırlıyorum."

"Bekle geliyorum sen otur."

"Saçma sapan konuşma oğlum elime yapışmıyor. Sigarayı zıkkım etme, iç öyle gel."

Atakan kalktığı yere geri otururken kendine gelmek için gözlerini kapatıp sıktı ve açtı. Başka alemlerde gibiydi. Düşünürken bambaşka yerlere gidiyordu, dünyadan kopuyordu.

Hızlıca içtiği sigarasını bitirdiğinde Gökhan salonda sofrayı kurmuştu. İçkileri masaya dizerken kendisi de salonun kenarına yığın yaptığı odunlardan alıp sobaya odun attı.

Salonun ortasındaki büyük koltuğa oturduklarında bardaklara içkileri karıştırarak döken Gökhan, hazırladığı karışımı arkadaşına uzattı.

"Sağ ol." Alıp kafaya dikti. Biraz olsun aklındaki, içini yiyip bitiren düşüncelerden uzaklaşmak istiyordu.

"Yavaş git." derken tekrar doldurmuştu Gökhan.

Yaklaşık bir saat kadar zaman geçmişti.

İlginç olarak Atakan'ın bünyesi daha sağlamdı. Atakan çakırkeyif olurken Gökhan'ın gözleri açık duramıyordu.

"Hayat niye bu kadar zor lan? Liseden çıkıp bodoslama hayata atılacağımı hiç düşünmemiştim."

Gökhan, konuşan oğlana döndü. "Hayat mı? Evet... Çok zor." 'çok' kelimesini uzatarak söylemişti.

"Neden böyle abi? Geçmişteki aldığım ahlar mı çıkıyor anlamıyorum. Hepsinden, herkesten özür dilesem düzelir mi? Ya da onlar da bana vursun. Ama bu kadar zor olmasın. Ben yoruldum."

Telefonundan Mümin Sarıkaya - Ben Yoruldum Hayat açmıştı.

Gökhan'a baktı. Kafası bir milyondu. Ağlasa da fark etmezdi.

Gözleri doldu. Herkese kolay gelen hayat ona bu kadar acı vermemeliydi.

Omuzları sarsılarak ağlarken tek dostuna yasladı başını. Fark etmezdi ama fark etse de yargılamayacağını biliyordu. Sadece bir omuz gerekliydi ona.

"Ne oldu?" dedi Gökhan. Atakan'ın uykusunun geldiğini sanmıştı.

"Hiç."

Kokusunda huzur bulabileceği bir annesi yoktu. Yanlışlarını beraber düzelteceği bir babası yoktu. Vardı ama yoktu ikisi de.

Parası yoktu. İş bulamıyordu. Evin doğalgaz faturasını iki aydır ödeyemiyordu. Bu ayın sonunda doğalgaz kesilecekti. Akşamları elektrik faturası çok gelmesin diye karanlıkta oturuyordu.

Gözlerini elinin tersiyle sildi. Şişeyi alıp kafasına dikti. Sarhoş olmak, biraz olsun unutmak istiyordu.

Şimdiye dek tüm dertleri sıkıntıları ertelemişti ama artık çok bunalmıştı.

"Onu mu özledin?" diye sordu Gökhan. Gözleri kapalı olan televizyona doğru bakarken dalmıştı.

Başını iki yana sallarken güldü Atakan. "Eskisi kadar acı vermiyor. Artık sarışın sevmiyorum zaten." dedi yalan olsa da. Kızlara ilgi duyduğunu sandığı zamanlarda bile sarışın severdi. Yalanına inanmak istiyordu. Ama bir bakıma alışmıştı sarışının yokluğuna.

"Sarışının tadı esmerin adı demişler yavrum." Şişede kalan birayı su içer gibi kafasına dikti.

"Var galiba tanıdığın birileri?"

Gökhan gülerken gözleri yarı kapalıydı. Kaşlarını kaldırmış, bilmiş bir ifade takınarak kendisini göstermişti. "Otuzuna kadar evlenmezsen ben seni alırım."

Yakın arkadaşlar birbirlerine böyle sözler verirlerdi. Ama Atakan sahiden Gökhan'la bir ilişki içinde olsa çok mutlu olabileceğini düşünmüştü. Saniyelik bir olaydı. Ardından yüzü kızardı.

"Benden iyisini mi bulacaksın? Yakışıklılık desen var, boy endam desen var, ilgi alaka desen var. Gül gibi yaşar gideriz."

"Sen bana bakmazsın." dedi Atakan. Önceki ilişkisinde özgüveni tepetaklak olmuştu. Halbuki her zaman kendisine güvenen bir çocuktu.

"Neden öyle düşündün?" Gökhan bünyesindeki alkole rağmen ciddiyetle baktı esmer oğlana. "Seninle çıkardım..." Şişenin dibinde kalan birayı ağzına dikmeden önce konuştu, "... yakın arkadaşım olmasaydın."

"Gökhan be... Sanırım benim hayatımdaki sorun sevilmemek. Ben bu yüzden bu kadar aksi bir çocuk oldum." Acıyla gülmüştü. "Sevilmeyi bilmediğimden sevmenin dozunu kaçırıyorum."

"Tekrar söylüyorum ki doğru insana denk gelmemişsin. Mutlu olacağın kişi o olsa önünde sonunda beraber olurdunuz. Sarışının hala aklını kurcaladığını biliyorum. Keşke onu aklından atmanın bir yolu olsa. Var mı?"

Gözleri buluştu.

"Sana bir şey diyeyim mi?" dedi Gökhan. "Kafam çok güzel." Güldü ve devam etti. "Biraderim olmasan seni öperdim."

Söylediği sözler Atakan'ın kalbinin pompalanma hızını değiştirdi.

Omuz silkti Atakan ve yutkundu. "Ben kimseyle öpüşmedim." Bakışlarını kaçırdı.

"Masum bebek seni..." Yanağından makas aldı Gökhan. Ardından elini oradan çekmedi.

Atakan'ın bakışları kendisine döndüğünde fark etmemişti çünkü alkolün etkisiyle oğlanın dudaklarını izliyordu.

Lakin sarhoş olsa da yine doğrucu bir insan olduğundan bakışlarını çekip önüne döndü. "Kusura bakma."

Atakan güldü. "Seni böyle göreceğimi hiç düşünmezdim. Bana yürüyorsun."

"Estağfurullah, alkol diyelim." Gözlerini sıkıca yumup açtı. "Kardeşime kaldırmam." Kendinden emin olamamıştı bir an. Bu sebeple önünü kontrol etti. "Bak, kaldırmam demiştim."

İkisi de gülerken Atakan haftalardır yaşadığı bunalımdan biraz olsun uzaklaştığını hissediyordu. Gökhan ona iyi geliyordu. Bu kadar iyi bir insan olmasını kabullenmek istemiyordu, kim böyle düşünceli olabilirdi ki? Ona sonuna kadar güvense de bazen kendinden tereddüt ediyordu. Çünkü tavırlarını yanlış anlıyor ve bazı hareketlerinden etkileniyordu.

Sevgisizliktendi. En ufak bir ilgi görse koşarak oraya gidiyordu.

"Senin gibi bir sevgilim olsun isterdim Gökhan. Ama aynı zamanda kardeşim olmaya da devam et, ne bileyim işte. Her şey sen ol." Kafası hafiften kaçmıştı ve cesaret gelmişti.

Gökhan başını koltuğa yaslayıp onu seyretti. Atakan kendisiyle ilgili başka şeyler anlatmaya devam ediyordu lakin Gökhan duymuyordu. Esmer tenine rağmen boynunun kızarıklığı, çekik gözlerinin alkol etkisiyle daha da kısılışı ve o baygın bakışı, pürüzsüz burnu ve burnunun ona bakan tarafındaki ufak beni, heyecanla kendisinden bahsederken büzülüp normale dönen pembemsi dudakları... Erkeksi oluşuna rağmen bir o kadar güzel oluşu... Gökhan bir an aklını kaybetmişti.

Kalbinin ritmi değişirken nasıl erkekle kız arkadaş olamaz diye bir anlayış varsa iki gay de arkadaş olamaz tartışmasını yapıyordu aklında. Atakan'a arkadaş gözüyle bakmak istememişti. Onun her şeyi olmak istemişti.

Yıllar sonra gelen o bölüm...

Selamlar ey ahali.

Seviyorum sizleri.

Birileri hatırlatmasa hikayelerin varlığını unutuyorum.

Atakan ||| BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin