Jeno uzun sürenin ardından sakin bir gün geçirmek umuduyla odasındaki biricik yatağına kıvrılmışken kapısı paldır küldür açılmıştı. İçeri giren kişi şaşırtmayacak derecede paniklemiş Hycuk'tan başkası değildi.
"Renjun yine ağlıyor!"
Kesinlikle bir klasik, ne ilk ne de son ancak her seferinde Hyuck veya Chenle'yu kafasına diken bir olay. Renjun'in duygusal bir herif olması neden Jeno'nun sorunu olmalıydı ki?
"Bu sefer ne olmuş?"
"Annesini özlüyormuş."
Harika.
"Yok öyle bir şey araştırmanı öneririm."
Jeno'nun ifadesiz suratıyla zaten paniklemiş olan Hyuck daha da somurtmaya başlamıştı. Jeno için Renjun'in kişisel sebepler için ağlayıp zırlaması yeni bir şey değilken Hyuck neden bunu bu kadar kafaya takmak zorundaydı, hiçbir fikri yoktu ancak hayatında olan her ufak sorunda bu ruh haline girmesi artık onu yormaya başlamıştı.
Annesi gayet de hayattaydı! Sadece fiziksel de mental olarak da yanında değildi, sadece tamamen farklı bir şehirdeydi, sadece onunla son üç yılda sadece iki kere telefonda birkaç kelime konuşmuştu. Abartılacak bir şey yoktu.
"Belki de annesini ziyaret etmelidir?"
"Hayır."
Jeno Donghyuck'un karşı çıkmaya hazır ifadesi ve çatık kaşlarını umursamadan kolunu omuzuna atmış, peşinden onu da odanın dışına sürüklemişti. Bir eliyile fiziksel olarak onu sustururken Hyuck ise keyifsizdi, hiçbir şeye cevap alamıyordu ve tek işi olan Jeno'yu yersiz bir şekilde germeyi yapamıyordu. Onu umursamayan Jeno sürükleme eylemi sırasında cüzdanını da bir şekilde almış, salondan olabildiğince sessizce ve Hyuck'ı sustura sustura geçmişti. Evden olabildiğince uzak kalmaya, Renjun'e düşünmesi ve kendini toplaması için alan vermeye hazır duruyordu.
"Hadi ama kaçıp gidemezsin! En azından bir şeyler de, en azından bir şeyler yap."
Dış kapının önüne geldiğinde ağzının üstündeki elini ısırarak kaçan Donghyuck yüzünden ise derin bir iç çekip salona doğru bağırdı.
"Renjun biz dışarı çıkıyoruz! Ağlaman bitince ararsın."
"Duygusuz piç."
"Bir şeyler yap dedin, iyi bir insan ol değil."
"Bu yüzden yalnız öleceksin Jeno."
Karşılık olarak gülen genç Donghyuck'un huzursuz sinirli bakışları veya çatmaktan yamulmuş yüzünü görmezden gelip kendini ve onu dışarı doğru iteledi. Birazcık temiz hava ve yürümenin çözemeyeceği mental bir sıkıntı yoktu. Arkadaşı bu davranışlarını lime lime eleştirip ona laf atmaya devam etmeyi seçmişti.
Midesindeki düğümler büyük ihtimalle susmayan ve yaptığı her harekette verecek memnuniyetsiz bir cevabı olan arkadaşı yüzündendi, kesinlikle Renjun ile hiçbir alakası yoktu. Jeno bu tarz şeyleri kafaya takmayı bırakmıştı, emindi.
"Tamam Mr. Edgelord tamam, en içi rahat sensin! En mutlu da sensin, yok hiçbir sorun, herkes iyi."
"Aynen."
Hyuck artık bu hallere dayanamayacak hâle gelmiş olacak ki karşılık vermek yerine Jeno'nun koluna sertçe geçirip hızlı bir tempoyla gördüğü ilk banka doğru gitmeye başladı. Arkasından bir parça şaşkınca kalan Jeno ise bir iç çekip banktaki küs arkadaşının yanına yavaş adımlarla, ayaklarını sürüye sürüye gitti. Ensesindeki delici bakışlar modu düşürmeye devam ediyordu.
Arkadaşı hâlâ kızgındı ama Jeno'nun karnındaki düğümlerin sebebi bu muydu yoksa Hendery tarafından hazırlanmış kahvaltısı mıydı emin değildi. Onun baktığı yere gözlerini kilitledi, neden bunlarla uğraşması gereken kendisiydi ki? Şahsen evinde yaşayan embesillerden biri de duygusal destek direği olabilirdi gayet!
"Hyuck..."
"Ne var?"
Oturdukları parktan gözüken yolu eliyle işaret etti.
"Şu çift katlı otobüs var ya"
"He?"
"Sana girsin."
Böylelikle Donghyuk'un daha da morarıp bozarabildiğini öğrenmişti. 2015 şakalarıyla modu en azından kendi için yükseltmeye çalışmak şimdiye kadar yaptığı en aciz şeydi ancak biri de bunu yapmalıydı. Herkes havalı çocuk olamazdı, bazıları sınıfın palyaçosu olmalıydı.
Arkadaşı tarafından emekler değer görmemiş üstüne banktan itilip yere kapaklanmış ve hiçbir şey demeyip yerde oturmaya devam etmesi gerekmişti. Yine de sırıtıp kafasını arkadaşının dizine yasladı ve boşluğa çok değerliymiş gibi bakmaya devam etti. Hyuck somurtmaya devam ediyordu ama en azından kafasını tekmelemeyi denememişti, şimdilik.
"Eve gitmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
parva leves capiunt animos [nct 99-02line]
Fanficöğrenci evinden bakım evine kayan dairesinde kafayı gittikçe yiyen jeno ve biricik arkadaşları [sungchan ve shotaro öncesi yazıldığı için onlar hariç 99-02line]