| 8 | Çabucak Gel Yanıma

1K 87 8
                                    




Pencereden odaya yansıyan ışıktan dolayı uyanmıştım. Taehyung kollarımın arasında uyuyordu, güzel beli kollarım tarafından sarılmak için yaratılmıştı resmen. Tatlı kokusu beni rahatlatıyordu. Saçlarının yüzüme gelmesi umrumda bile olmamıştı, yumuşaktı ve güzel kokuyordu saçları.

Evet Taehyung ile kalmayı kabul etmiştim.

Birden yön değiştirip yüzünü bana doğru çevirdi. Gözlerini açtı ve açtığı gibi geri kapattı, galiba benim uyanmadığımı düşündüğü için açmıştı. Çünkü ben, onun narin bedeni rahatsız olmasın diye hareket bile etmemiştim. Sanki ben görmemişim gibi geri kapattığında ise gülmek istedim. "Uyandığını gördüm Tata." Hâlâ uyuyormuş gibi davranıyordu. Benimle inatlaşmamalıydı.

Ellerimi battaniyenin altına koyup tatlı göbeğini gıdıklamaya başladım. Minik kıkırdamalarını duyduğumda bu sefer iki elimle gıdıklamaya başladım. "Tamam hyung dur çok gıdıklanıyorum!" İşte şimdi tatmin olmuştum.

"Hadi kalk bakalım, kahvaltıda ne yersin? Ne yapayım tombul yanaklı Tata'ma?"  Güzel yüzünü ellerimin arasına alarak sıktım yanaklarını. Çok çok güzeldi Kim Taehyung.

Gördüğüm en güzel insandı.

"Bilmem hyung sen karar ver."  "Peki tamam yine ben vereyim." "Şimdi ben aşağı gidip bize kahvaltı hazırlayacağım. Sende istediğin kadar dinlen ve üstünü de değiştirmeyi unutma. Kalın bir şeyler giyin." Kafasını hızlıca aşağı yukarı sallamıştı. Aynı küçük bir bebek gibiydi.


(...)

Taehyung anlatım.

Jungkook hyung gittiğinden beri yatakta bir oyana bir bu yana dönüp duruyordum. Onsuz sıkılmaya başlamıştım. Kalkıp üstümü giyinmeye başladım, odaya da göz atmak istiyordum. Bu ev hyungun kendi eviydi. Tek başına yaşıyordu, bence çok çoook havalı bir şeydi. Kocaman bir ev, aynı hyungun kasları gibiydi. KOCAMAN.

Jungkook Hyungun bana verdiği pijamaları çıkardım ve aynadan kendime baktım. Karnımda hâlâ biraz morluk vardı.

Ama olsun, sonuçta hyung acımı gidereceğine söz vermişti.

Yeni kıyafetler giyip aşağı inmek için merdivenlere yöneldim.



Jungkook anlatım.

Merdivenlerden zıplaya zıplaya inen Taehyung'u görünce gülümsedim. Mutlu gözüküyordu, onu böyle görmek beni de mutlu etmişti. "Kalkmışsın sonunda cadı."  "Cadı değilim ben hyung!"  Kızarken, ya da kızmaya çalışırken mi deseydim çok tatlı gözüküyordu.

Yemek masasının üstüne oturup ayaklarını boşlukta sallıyordu. Acaba şu an ne düşünüyordu? Sıklıkla değişen yüz ifadeleri beni meraklandırıyordu.

Hazırladıklarımı masaya götürdüm ve Taehyung'u belinden tutup yere indirdim. Yemek yemesi lazımdı. Kilo almasını istiyordum. "Hadi bakalım Taehyung otur." Küçük bir mırıltıyla beni onayladı.

(...)

Taehyung'un doyduğundan emin olduktan sonra beraber masayı topladık. Onu artık evine bırakmam gerekiyordu bu yüzden yola çıkmıştık.

Yol boyunca sohbet ettik Taehyung evinde olduğu gibi somurtmuyordu. Gülüşmeleri çok güzeldi. Evine vardığımızda biraz yüzü düştü ama bana belli etmemeye çalıştığını fark ettim.

Yanağına bir öpücük kondurdum. "Şimdi ayrılmamız gerek ama yarın da yanına geleceğim hemen yüzünü asma tamam mı?" "Peki hyung çabucak gel yanıma."  Arabadan çıktı ve kapının önünde bana el sallayıp öpücük attı. Bende sanki attığı öpücüğü elimle yakalamış gibi yapıp elimdeki hayalı öpücüğü yanağıma kondurdum. Bu yaptığımla utanmıştı hemen arkasını dönüp evin kapısını çaldı.

O içeri girdiğinde bende arabayı sürmeye başladım.




Birkaç gündür iyi değilim bölüm yazamadım üzgünüm

Teach me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin