"Taehyung niye bu kadar çok çanta var!?" "Hyung ne yapayım elime ne geldiyse doldurdum hepsini." Gece yarısı Taehyung'un camının önündeydim, attığı çantaları yakalıyordum. Artık dayanamadığım için onu almaya gelmiştim, nereye gideceğiz, ne yapacağız asla bir fikrim yoktu ama zerre umrumda değildi. Sadece onu doya doya öpmek istiyordum.Ailesine yakalanmamız an meselesiydi bu yüzden arabayı evden uzak bir yere park etmiştim. Tabii Taehyung camdan atlamaktan korktuğu için mızmızlanmasa daha iyi olacaktı. "Taehyung bebeğim, çok yüksek değil zaten korkma, atladığın an kollarıma düşeceksin hadi güzelim." "Ya canım yanarsa?" " Benim yanımda canın asla yanmayacak Taehyung." Bu cümleyi söylememle atlaması bir olmuştu. Uzun zaman sonra ilk kez dokunuyordum bebeğime, o kadar güzel bir histi ki, kaçmamız gerektiğini unutup dudaklarımızı birleştirmiştim.
O bacaklarını belime dolamış saçlarımla oynarken ben de kalçalarını, belini okşayıp duruyordum. Taehyung dudaklarımızı ayırdı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "Yanakların kıpkırmızı olmuş hyung, çok tatlı." "Sensin tatlı, çok özlemişim seni Tata." "Bende seni özledim kookie!!" "Ne kadar özledin bakalım?" Ellerini iki yana açarak "Birsürü kocaman özledim hyung!" demişti. Tanrım çok güzeldi Taehyung. Güzelliği karşısında dilim tutuluyordu, çok fazla aşıktım ona.
"Hadi yola çıkalım artık." Kafasını salladı, tam yürümeye başlamıştım ki elimden tutup beni geri çekti. "Beni omzuna al hyung, lütfen, lütfen, lütfenn!!" Tatlı yüz ifadesi beni gülümsetmişti, eğildim ve omzumu geriye doğru çektim. "Hadi gel başımın belası." Omzuma binerken hâlâ mızmızlanıyordu. "Başımın belası çok kırıcı bir kelime hyung!" Kahkaha atmama sebep olmuştu. "başımın belası bir kelime değil ama sen bilirsin bebeğim." Onunla uğraşmak beni eğlendiriyordu. "Pataklarım seni hyung."
...
Ben arabayı sürerken Taehyung da dinlememiz için şarkı seçiyordu. Kendisi gibi tatlı, güzel, neşeli bir şeyler seçeceğini sanıyordum ki şarkının ilk beş saniyesinde Chase Atlantic'in Church şarkısını açtığını anladım. "Neden bu şarkı Taehyung?" "İnsanlar sevişirken bunun gibi şarkılar dinliyorlarmış hyung." Bu konulardaki şirin masumluğuna hayrandım. Gülmeme sebep oluyordu. "Biz sevişmiyoruz Taehyung? Hadi gel içecek bir şeyler alalım." Kendi diliyle onu becermemi istediğini söylemesini istiyordum, bu yüzden bekleyecektim. Arabayı park yerine park ettim, Tam kapıyı açıyordum ki "Hyung dur." dediğini duydum. "Evet Taehyung? Bir sorun mu var?"
Dediğime cevap vermeyip kucağıma gelmişti, ellerini boynuma dolayıp kulağıma doğru yaklaştı. "Beni ağlatana kadar becermeni istiyorum." demişti. Daha söylediği şeyin etkisinden çıkamadan bana sürtündüğünü fark ettim. "Siktir Taehyung." "Çok yavaşsın hyung." Kıkırdayıp pantolonumun düğmesini açmaya başlamıştı. Elimle iki bileğinden tuttum "Kontrol bende güzelim?" Pantolonumu tamamen çözdüğümde iç çamaşırımın üstünden şişkinlik gözüküyordu, Taehyung sürtündüğünden dolayı sertleşmiştim.
Giydiği kısa şortları kenara sıyırıp deliğiyle oynamaya başladım. Her sertçe bastırdığımda inlemelerini duymak fazlasıyla zevk veriyordu, bir parmağımı içine doğru ittirdim. Çok dardı, ilk seferi olduğunu biliyordum ama o gerçekten de çok dardı. Parmağımı içeri sokup çıkarmaya başladım ve onun da inlemeleri çoğaldı bu şekilde boşalmasını istemiyordum, parmağımı çıkardığımda yine inledi gözlerimin içine bakarak. Penisimi sonunda iç çamaşırımdan çıkarıp bir kaç defa çektim, ben bunu yaparken Taehyung'un gözleri büyümüştü. "Çok büyük." Söylediği şey ile dudağımın kenarı kıvrıldı, Benim elimi çekip kendini penisime doğru getirdi. Çok sabırsızdı güzelim.
"Dur Taehyung." Tabii ki de durmadı, Parmaklarımla çenesinden tutup yüzünü bana çevirdim. "Yalvar." Ne dediğimi duyunca yutkundu. Ellerini penisimden çekip bana doğru yaklaştı. "Lütfen hyung, becer beni. Yalvarırım gir içime, şu an her şeyden çok ihtiyacım var sana." Baygın gibi gözüküyordu ve söyledikleri gözümü döndürmüştü, mahvetmek istiyordum onu. Birden içine ittiğim penisimle büyük bir inleme bırakmıştı. Alışması için hızlanmadım, yavaşça içine girip çıkıyordum. Üstündeki Tişörtü çıkardım ve göğüs uçlarını sıkmaya başladım, durmadan soluklanmadan inliyordu. Deli ediyordu beni. Alışmış olmalıydı ki kalçalarını yukarı kaldırıp indiriyordu. "Sürtüğünmüşüm gibi becer beni Jungkook." "Benim masum bebeğime ne olmuş ya?" "Ne oldu beğenmedin mi?" "Beğendim Taehyung, çok beğendim." Daha hızlıca sürtünmeye başladı, ismimi inleyip duruyordu. Çok hoşuma gidiyordu, dilimle göğüs ucuyla oynamamla saçlarımı çekiştirmesi bir oluyordu.
O kadar hızlanmıştık ki sona geliyorduk. Bir kaç defa daha içine girip çıktıktan sonra belinden tutup onu kendime bastırdım, içine boşalmıştım. Kalçasını kendime bastırdığımda gözleri gitmişti. Duyduğum en güzel inlemeyi vermişti bana, dolu gözleriyle bana bakıyordu. Mükemmel bir görüntüydü, mümkün olsa hayatım boyunca bakabileceğim bir görüntüydü. Gözlerini bir kaç kez kırptığında gözyaşları yanaklarından aşağı süzülmüştü. Baş parmağımla yanaklarını silip dudağını bir öpücükle hediyelendirdim.
"Seni çok seviyorum Tata."
"Bende seni çok seviyorum Kookie."...
ulan smut yazfıö
smut yazdım anasını satayım
bıde yenı fıcımı de okuyun sikmıyım sızı 😉
hadı kendınıze ıyı bakın gorusuruz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teach me
FanfictionSıkı bir ailede büyüyen, derslerine her şeyden daha çok önem verilen lise öğrencisi Taehyung ve ona özel dersler veren Jungkook.