Sen kimsin?

18 3 0
                                    

Yataktan kalkıp etrafı inceledim biraz her şey eskiydi yatağın olduğu yerde bir tane kapı vardı. Kapıyı açmaya çalıştım ama tam da düşündüğüm gibi açılmadı geri çekilip mutfak kısmına geçtim. Ev amerikan mutfaklı 2 odalıydı,bir süredir kullanılmadığı belliydi. Mutfakta etrafa bakarken kapı açıldı ve baloda dans ettiğim kişiyi gördüm!.

Mutfak masasının çekmecisinden hemen bıçağı aldım ve ona doğrulttum birden panikleyerek ellerini sakince kafasının üstüne kaldırdı " sakin ol Wanessa"sana zarar vermek için burda değilim baban hakkında bilmen gereken şeyler var"dedi şaşkınca ve sinirli bir şekilde sordum"pardonda ilk önce beni neden kaçırdın düzgünce gelip anlatmak yerine?"dedim soğukkanlı bir tavırla "zamanı gelince her şeyi öğreniceksin" dedi kızgın bir ifadeyle oturdum.

Yemek getirdi tabikide yemiyecektim dışarıda bi at sesi duydum camdan baktığımda bu roseydi ama burda ne işi vardı kapıya doğru hızlı adımlarla yaklaştığımda bir ses duydum "kapı kilitli atını da ben getirdim endişelenme ona iyi bakılıyorum"bu beni neşelendirmişti roseyi çok seviyordum ama şimdi soğukkanlı kalmam gerekiyordu sert bir şekilde "atımın burda ne işi var?"diye sorduğumda"atını burda istemiyormusun" ne istememek mi ölürüm ben onun için "hayır istiyorum! sadece neden getirdiğini mera ettim"bi bana birde roseye bakıyordu "neyse önemli olan bu değil,bana ne zaman anlatıcaksın gerçekleri"önce biraz düşündü ve bana dönüp cevap verdi"ilk önce bazı şeyler kullanmayı öğrenmen gerek"neyi öğreticeti  acaba çok merak ediyordum " neyi öğrenmem gerek peki" " bıçak,silah vb. gibi şeyleri savaşmak ve güçlü bir kadın olmak için öğrenmelisin" ah bilmiyorki ben bıçak kullanmayı ve dövüşü biliyordum alaycı bir tavırla " hah ben bıçak kullanmayı ve dövüşmeyi biliyorum" bana bakıp güldü sert bir şekilde "ne gülüyorsun"bana küçümseyici bir şekilde bakarak " Wanessa daha kötü şeyler olucak benimle birlikte öğreniceksin ve savaşıcaksın sence karşındaki kişi benken beni yenebilir misin"

hah beni küçümsüyordu onunla dövüşücektim ve o küçümseyici bakışlarını ezeceğim" varmısın düelloya" sert bir şekilde " varım" dedi kapıya geçip kapıyı açıp çıktı bende ardından çıkıp kapıyı sertçe kapattım.

Arkasından giderken kulübenin arka tarafında olan bir dövüş alanı olduğunu fark ettim kocamandı içeri sadece camdan ibaretti kulubeye girdiğimizde içerinin sıcak olduğunu fark ettim. Sağ tarafta bir dolap vardı ismini bilmediğim kişi dolabın önünde durup kapağı açtı ve içinden bana bir kıyafet attı " arkada kabin var orda değiştirebilirsin üstünü" dediği yere gittim. İçeri girdim orası da büyüktü ve sadece burda cam yerine siyah bir duvar vardı bir de ayna vardı.

Hemen üstümü değiştirip çıktım ve onunda maskesi hariç üstünü değiştirdiğini gördüm. Tam o anda balodan beri hiç maskesini çıkardığını görmediğimi fak ettim "maskeni niye çıkarmıyorsun?" Bana arkası dönük bir şekilde " seni ilgilendirmez" dedi bende ona inat o maskeyi çıkarıcaktım "hadi başlayalım" "tamam pozisyonunu al" onun tam karşısına geçerek pozisyonumu aldım ve başladık. Ona çelme taktım ama benden hızlı davranıp çelme takmak için bir ayağımı ona doğru uzattığımdan dolayı tek ayak üzerinde durduğum ayağıma çelme taktı ve yere düştüm. Ona sinirle tıslayıp "bir daha"dedim hırsla,nasıl olsa hırsla kalkan zararla oturur dememişler ya da ben yanılıyorum. Bu hikayede yanılan ben olmak istemiyordum. Ve şans bana gülmüştü o anın verdiği sevinçle "hahaha ne oldu ben kazandım" "sana izin vermeseydim kazanamazdın" dedi yani açık açık kaybettiğini inkar ediyordu "hayır sen kaybettin " ona doğru yürüdüm ne yapıcağımı bilmeden izliyordu. Dibine geldiğimde birden maskesini çıkardım. Geri gidip hemen arkasını döndü " benden mi utanıyorsun yoksa yüzüne bir şey mi oldu?" Arkasını döndü ve bana " beni tanımanı istemiyordum ve sen bunu mahvettin" dedi sinirli bir şekilde " seni tanımıyorum zaten" dediğimde şaşırdı " beni unuttun mu?" " bilmiyorum seni hatırlamıyorum" dediğimde tekrar şaşırdı ve " tamam o zaman böyle kalabilirim" dedi ve kapıya doğru yürüdü "nereye gidiyorsun"dedim sinirle "peşimden gel,silah kullanmayı öğreticem" gözümü devirip arkasından gittim.

Yanında yürürken birden bana dönüp "bıçak kullanmayı nereden öğrendin"dedi aklıma ilk defa birinin bıçakla dövüştüğünü gördüğüm gün geldi çok güzeldi bıçak hareketleri beni hayretler içerisinde bırakıyordu.Bir tılsım gibi beni kendine çekiyordu o günden sonra hep onu izlemeye gitmiştim.Bir gün beni fark etti ve yanına çağırdı "küçük kız ne yapıyorsun burada"dedi bende bıçağına baktım "çok mu sevdin"dedi bende kafamı salladım o da bıçağı bana doğru uzatıp "kaç yaşındasın bakalım sen" ona parmaklarımı gösterip "10" dedim "bıçak kullanmayı öğrenmek ister misin?" dedi bende kocaman gülümsememi ona sunarak "evet!"dedim eliyle gel işareti yaparak beni çağırdı ve ilk bıçağımı bana o vermişti o günden sonra hep bana öğretti.Bir gün her zaman ki gibi dövüştüğümüz yerde onu bekliyordum ama o, o gün hiç gelmedi,bana ondan kalan tek şey ise bir kitap ve mektup.Eve gidip kitabı açtığımda ise arasında ki bıçağı gördüm ilk kendi bıçağımı bana o vermişti ve bana savaşmayı o öğretmişti ama o da beni terk etmişti herkes gibi çekip gitti. O günden sonra sürekli savaş kitapları almıştım okumuştum öğrenmiştim ve kendimi eğitmiştim. Ona dönüp "biri öğretti"dedim. "Adın ne? Adını bana hala söylemedin" bana döndü " casper" " güzelmiş" kafasını salladı.

Bir atış poligonuna gelmiştik 4 çeşit silah vardı birini elime alıp baktım bu bir smith wesson model 350 idi kabzasına baktığımda bir yılan işlemesi vardı çok güzel duruyordu bir anlığına onu korkutmak için silahı ona doğrulttum " hey hey bana değil poligona doğru tutucaksın" sırıttım nasılda hemen korktu. O anda içimde tutamadığım kahkahamı bıraktım bana delimisin dermiş gibi bakıyordu. Kahkaham bitince hemen ciddileştim ve " hadi göster kazık gibi burda dikilmek istemiyorum"dedim. Bana yaklaştı ve elimdeki silahı alıp " ilk önce tutmayı ve duruşunu göstericem" başımı evet anlamında salladım ve onu izledim. " Wanessa ayağını arkaya atıcaksın" off çıldırıcam düzgün bir şekilde göstermek yerine sadece oturduğu yerde söyleniyor ya " gel göster casper orda oturmak yerine göster" dedim sinirle bana doğlu geldi bacağını yanıma göstermek için koydu ve " bu şekilde tut bacağını"dedi onun tuttuğu şekilde tuttum ayağımı " yanlış yaptın" dedi ve yaklaşıp " ayağına dokunmam gerek" " tamam" alt baldırımı tutup düzeltti " sonunda oldu" dedi " şimdi silahı eline al ve beni izle" elime silahımı aldım ve onu poligona doğrulttum o da arkama geçip silahımı düzgün tutmam için yardım etti.

" Bu günlük bu kadar yeter atımın yanına gitmek istiyorum" bana boş bir şekilde baktı ve kafasını döndürdü. Onu hiç sevmesemde biraz nazik olmaya çalışıyordum ama sabrımı sınıyordu bir gün elimden bir kaza gelirse hiç şaşırmasın valla. Oradan çıkmıştım orda biraz daha durursam patlıcaktım, samanlıkta duran rosenin yanına gittim özlemiştim onu " güzel kızım" " hadi biraz gezintiye çıkalım".

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son kraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin